Çekiştirme
-
49:12
Ey iman edenler! (Birbiriniz hakkında kötü) Zandan (ve tahmini kurgulardan) çoğunlukla kaçının; çünkü zannın (haksız ve alâkasız olan) bir kısmı günahtır (ve yalandır. Ve sakın) tecessüs de yapmayın (birbirinizin gizli ve ayıp yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini de yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte (nasıl) bundan tiksindiniz. (Öyle ise) Allah'tan korkup (başkalarına kötülük düşünmekten ve küçük düşürmekten) sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok Esirgeyendir.
-
68:11
Alabildiğine (herkesi) ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren(lere de güvenme ve değer verme).
-
104:1
Arkadan çekiştirip duran (gıybet ve dedikodu yapan) ve kaş göz işaretiyle (insanlarla) alay edip (aşağılayan) her kişinin vay haline. (Ki bu açık bir gururlanma, aldanış ve fesatlıktır.)
-
49:12
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يرًا مِنَ الظَّنِّۚ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًاۜ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ تَوَّابٌ رَح۪يمٌ
Ey iman edenler! (Birbiriniz hakkında kötü) Zandan (ve tahmini kurgulardan) çoğunlukla kaçının; çünkü zannın (haksız ve alâkasız olan) bir kısmı günahtır (ve yalandır. Ve sakın) tecessüs de yapmayın (birbirinizin gizli ve ayıp yönlerini araştırmayın). Kiminiz kiminizin gıybetini de yapmasın (arkasından çekiştirmesin.) Sizden biriniz, ölü kardeşinin etini yemeyi sever mi? İşte (nasıl) bundan tiksindiniz. (Öyle ise) Allah'tan korkup (başkalarına kötülük düşünmekten ve küçük düşürmekten) sakının. Şüphesiz Allah, tevbeleri kabul edendir, çok Esirgeyendir.
-
68:11
هَمَّازٍ مَشَّٓاءٍ بِنَم۪يمٍۙ
Alabildiğine (herkesi) ayıplayıp kötüleyen, söz getirip götüren(lere de güvenme ve değer verme).
-
104:1
وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍۙ
Arkadan çekiştirip duran (gıybet ve dedikodu yapan) ve kaş göz işaretiyle (insanlarla) alay edip (aşağılayan) her kişinin vay haline. (Ki bu açık bir gururlanma, aldanış ve fesatlıktır.)
-
49:12
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اجْتَنِبُوا كَث۪يرًا مِنَ الظَّنِّۚ اِنَّ بَعْضَ الظَّنِّ اِثْمٌ وَلَا تَجَسَّسُوا وَلَا يَغْتَبْ بَعْضُكُمْ بَعْضًاۜ اَيُحِبُّ اَحَدُكُمْ اَنْ يَأْكُلَ لَحْمَ اَخ۪يهِ مَيْتًا فَكَرِهْتُمُوهُۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ تَوَّابٌ رَح۪يمٌ
-
68:11
هَمَّازٍ مَشَّٓاءٍ بِنَم۪يمٍۙ
-
104:1
وَيْلٌ لِكُلِّ هُمَزَةٍ لُمَزَةٍۙ