Başak rüyası ve tabiri
-
12:43
(Bu arada Mısır) Meliki: "Ben (rüyamda) yedi besili inek gördüm ki, yedi zayıf inek onları yiyordu; bir de yedi yeşil başak(la beraber) ve diğerleri ise kupkuru (yedi başak daha gördüm ki, yeşil başaklar kuru başakları sarıp yutuyordu!) Ey önde gelen (kâhin-bilginler,) eğer rüya tabir ediyorsanız benim bu rüyamı çözüverin" demişti.
-
12:46
(Oradan zindana gidip:) "Yusuf, ey doğru (sözlü insan)! Yedi besili ineği yedi zayıf (ineğin) yemesi ve yedi yeşil başağın diğerleri kuru olan (yedi başağı sarıp kurutuvermesi) konusunda bize fetva ver. Umarım ki insanlara da (senin söylediklerinle ve isabetli te’villerinle) dönerim, belki onlar (bunun anlamını ve senin faziletli farkını) öğrenmiş olurlar" (ricasını iletmişti).
-
12:47
(Hz. Yusuf ona) Dedi ki: "Siz yedi yıl, önceleri (ektiğiniz) gibi (yine tarlalara) tohum ekin, (zaruri ihtiyacınız kadar) az bir kısmını (öğütüp) yiyin, arta (kalan) biçtiklerinizi başağında bırakın" (ki);
-
12:43
وَقَالَ الْمَلِكُ اِنّ۪ٓي اَرٰى سَبْعَ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعَ سُنْبُلَاتٍ خُضْرٍ وَاُخَرَ يَابِسَاتٍۜ يَٓا اَيُّهَا الْمَلَاُ اَفْتُون۪ي ف۪ي رُءْيَايَ اِنْ كُنْتُمْ لِلرُّءْيَا تَعْبُرُونَ
(Bu arada Mısır) Meliki: "Ben (rüyamda) yedi besili inek gördüm ki, yedi zayıf inek onları yiyordu; bir de yedi yeşil başak(la beraber) ve diğerleri ise kupkuru (yedi başak daha gördüm ki, yeşil başaklar kuru başakları sarıp yutuyordu!) Ey önde gelen (kâhin-bilginler,) eğer rüya tabir ediyorsanız benim bu rüyamı çözüverin" demişti.
-
12:46
يُوسُفُ اَيُّهَا الصِّدّ۪يقُ اَفْتِنَا ف۪ي سَبْعِ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعِ سُنْبُلَاتٍ خُضْرٍ وَاُخَرَ يَابِسَاتٍۙ لَعَلّ۪ٓي اَرْجِعُ اِلَى النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَعْلَمُونَ
(Oradan zindana gidip:) "Yusuf, ey doğru (sözlü insan)! Yedi besili ineği yedi zayıf (ineğin) yemesi ve yedi yeşil başağın diğerleri kuru olan (yedi başağı sarıp kurutuvermesi) konusunda bize fetva ver. Umarım ki insanlara da (senin söylediklerinle ve isabetli te’villerinle) dönerim, belki onlar (bunun anlamını ve senin faziletli farkını) öğrenmiş olurlar" (ricasını iletmişti).
-
12:47
قَالَ تَزْرَعُونَ سَبْعَ سِن۪ينَ دَاَبًاۚ فَمَا حَصَدْتُمْ فَذَرُوهُ ف۪ي سُنْبُلِه۪ٓ اِلَّا قَل۪يلًا مِمَّا تَأْكُلُونَ
(Hz. Yusuf ona) Dedi ki: "Siz yedi yıl, önceleri (ektiğiniz) gibi (yine tarlalara) tohum ekin, (zaruri ihtiyacınız kadar) az bir kısmını (öğütüp) yiyin, arta (kalan) biçtiklerinizi başağında bırakın" (ki);
-
12:43
وَقَالَ الْمَلِكُ اِنّ۪ٓي اَرٰى سَبْعَ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعَ سُنْبُلَاتٍ خُضْرٍ وَاُخَرَ يَابِسَاتٍۜ يَٓا اَيُّهَا الْمَلَاُ اَفْتُون۪ي ف۪ي رُءْيَايَ اِنْ كُنْتُمْ لِلرُّءْيَا تَعْبُرُونَ
-
12:46
يُوسُفُ اَيُّهَا الصِّدّ۪يقُ اَفْتِنَا ف۪ي سَبْعِ بَقَرَاتٍ سِمَانٍ يَأْكُلُهُنَّ سَبْعٌ عِجَافٌ وَسَبْعِ سُنْبُلَاتٍ خُضْرٍ وَاُخَرَ يَابِسَاتٍۙ لَعَلّ۪ٓي اَرْجِعُ اِلَى النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَعْلَمُونَ
-
12:47
قَالَ تَزْرَعُونَ سَبْعَ سِن۪ينَ دَاَبًاۚ فَمَا حَصَدْتُمْ فَذَرُوهُ ف۪ي سُنْبُلِه۪ٓ اِلَّا قَل۪يلًا مِمَّا تَأْكُلُونَ