Yemek ve gıdalar

  • 2:168

    Ey insanlar, yeryüzünde bulunan şeylerin helâl ve temiz olanlarından (kazanıp) yiyin ve şeytanın adımlarını (fasık ve facir adamlarını) izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır.

  • 2:172

    Ey iman edenler, size rızık olarak verdiklerimizin (helâl ve) temiz olanlarından yiyin ve eğer (her türlü şirkten ve şerli düşüncelerden uzak) sadece O'na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah'a şükredin.

  • 2:173

    O, size ölüyü (hayvan leşini), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim(ler, açlıktan ölecek kadar) muztar (zaruret ve mecburiyet durumunda muhtaç) kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (bunlardan yemesinde bile) ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, Bağışlayandır, Esirgeyendir.

  • 3:93

    Tevrat indirilmeden evvel, İsrail'in (Yakub peygamberin ve Yahudi kâhinlerin) kendine haram kıldıklarından başka, İsrailoğullarına bütün (temiz) yiyecekler helâl idi. De ki: "Şu halde eğer doğruysanız, (tahrif edilmemiş) Tevrat'ı getirin de onu okuyun (o zaman gerçek anlaşılıverir)."

  • 3:94

    Artık bundan (Kur’an’dan ve Resulüllah’tan) sonra, kim Allah'a karşı (ve İslami esaslara aykırı olarak din adına) yalan uydurup iftira düzerse, (ve hain güçlerin keyfine göre fetva verirse) işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

  • 4:160

    Yahudilerin zulüm yapmaları ve birçok kişiyi Allah'ın yolundan alıkoymaları nedeniyle, (önceleri) kendilerine helâl kılınmış (bazı) güzel ve temiz şeyleri onlara haram kılmışızdır.

  • 5:1

    Ey iman edenler! “Akit”lerinizi (Rabbinize ve birbirinize verdiğiniz sözlerinizi ve yaptığınız anlaşma metinlerinizi) yerine getirin. (Hacc ve umrede) İhramlı iken avlanmayı helâl saymamak şartıyla ve (şimdi) size okunacaklar dışta tutulmak üzere, (diğer bütün) hayvanlar size helâl kılındı. Şüphesiz Allah dilediği hükmü verir.

  • 5:3

    Ölü hayvan leşi, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen (kurban), boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş (de ölmüş bulunan), boynuzlanmış (birbiriyle dövüşerek can vermiş) ve yırtıcı hayvan tarafından (bir kısmı) yenmiş (olan; -henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç-, dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır, (günaha bulaşıp yoldan sapmadır.) Bugün artık kâfirler, sizin dininizden (dininizi engellemekten ve daha üstün bir adalet ve ahlâk sistemi getirmekten) umut kesmişlerdir. Artık onlardan değil Benden korkup çekinin! (Zira) Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlayıverdim ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta ve kaçınılmaz bir ihtiyaçla (zaruret durumuyla) karşı karşıya kalırsa' -günaha kaymamak (ve aşırıya kaçmamak) şartı ile- (bu haram saydıklarımızdan bile yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah Bağışlayandır, Esirgeyendir. [Not: Hz. Peygamber Efendimizin, “Tebliğ” yanında, “Tebyin=Açıklama” ve “Teşri=Hüküm koyma” görevi de vardır. Bu ayette yasaklanan hayvanlar dışında; kedi, köpek, yılan, çıyan, solucan gibi birçok hayvan Peygamberimiz tarafından haram kılınmıştır.]

  • 5:4

    (Ey Resulüm!) Sana, kendilerine neyin helâl kılındığını sorarlar. De ki: "Bütün temiz ve iyi şeyler size helâl kılındı." Allah'ın size öğrettiği gibi talim ve terbiye edip yetiştirdiğiniz (şahin kuşları ve tazı gibi) avcı hayvanlarının yakalayıverdiklerinden de -üzerine Allah'ın adını anarak- kesip yiyin. Allah'tan korkup (haddi aşmaktan) sakının. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

  • 5:5

    Bugün(den itibaren) size temiz ve güzel olan şeyler helâl kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin (haram karıştırılmayan) yemekleri size helâl, sizin de yemekleriniz onlara helâldir. Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da; namuslu ve iffetli olmak, fuhuşta bulunmamak ve gizlice dostlar tutmamak (üzere yaşayan insanlar olmak) şartı ile -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- (evlenmek) size (helâl kılındı.) Kim imanı (ve İslam ahkâmını) tanımayıp küfre saparsa, elbette onun (hayır adına) yaptığı (her şey) boşa çıkıverecektir. O ahirette de hüsrana uğrayan kimselerdendir.

  • 5:87

    Ey iman edenler! Allah'ın sizin için helâl ve mübah saydığı güzel ve temiz şeyleri (takvalık taslayarak) haram kılmayın ve haddi aşmayın. Şüphesiz Allah, haddi aşanları sevmez. (Öyle ise kendi zan ve kuruntularınıza değil, Kur’an’a ve Resulüllah’a sarılın.)

  • 5:88

    Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helâl ve temiz olarak yiyin (yararlanın.) Kendisine inanmakta olduğunuz Allah'tan korkup (her türlü aşırılıktan) sakının.

  • 5:93

    İman edenler ve salih ameller işleyenler için; (Allah’tan) korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra (ayakları kaysa bile tekrar Allah’tan) korkup (O’na itiraz ve isyandan) sakındıkları ve (tekrar) iman edip durdukları ve (ardından yeniden nefsi ve şeytani dürtülere kapıldıktan) sonra (yine hürmet ve samimiyetle) korkup (Allah’ın gazabından) sakındıkları ve (ihsan ve cihad ehli olarak) iyilik (ve istikamet) üzere bulundukları takdirde, (yasaklanmadan önce) tattıkları (ve bulaştıkları kötülükler) dolayısıyla kendilerine bir sorumluluk yoktur. Allah muhsinleri (mesuliyetlerini dikkatle yerine getiren iyilik ehlini) sevendir. (Samimiyetle tevbe edip iman ettikten sonra, önceki cahiliye sürecinde ve sisteminde işlenen kötülükler affedilecektir.)

  • 5:96

    Deniz avı ve onu yemek size ve (yeryüzünde) yolculuk edenlere bir yarar olarak helâl kılındı. İhramlı olduğunuz sürece kara avı ise size haram kılınmıştır. (Sonunda) O'na (götürülüp) toplanacağınız Allah'tan korkup kötülükten sakınıverin.

  • 5:118

    (Ya Rabbi!) “Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır (her türlü takdir ve tasarruf Senin hakkındır); eğer onları (cehalet ve gafletleri dolayısıyla) bağışlarsan, şüphesiz Azîz olan, Hakîm olan Sensin Sen (Allah’ım).”

  • 5:119

    Allah buyuracak ki: "İşte bu (sorgulama ve hesaplaşma, va’ad edildiği gibi); doğrulara, doğru söylemelerinin (sadakat ve samimiyet göstermelerinin) yarar sağladığı gündür!.. Onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetler vardır. Artık Allah onlardan razıdır, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte (asıl) büyük 'kurtuluş ve mutluluk' bu (olacaktır.)"

  • 10:59

    De ki: “Görüşünüz nedir, söyler misiniz? Allah'ın sizin için indirip (yararlandığınız), sizin de (kendi kafanızdan) bir kısmını haram ve helâl kıldığınız rızık(lar)dan (dolayı sorgulanacağınızdan) haberiniz var mı?” De ki: “(İslamiyet ve ahiret hakkında cahilce konuşmayı) Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı etmektesiniz?”

  • 16:66

    (Kuşkusuz) Sizin için (evcil) hayvanlarda da elbette ibretler vardır ki, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru ve halis bir süt içirmekteyiz.

  • 16:67

    Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvelerinden de; hem (haram kıldığımız halde) sarhoşluk verici içki, hem güzel bir rızık edinmektesiniz. Şüphesiz aklını kullanabilen bir topluluk için, kesinlikle bunlar birer ayet (Allah'ın kudret ve inayetine bir delil ve işaret)tir. [Not: Bu ayet içki yasaklanmadan önce gelmiştir ve güzel-iyi rızıktan ayrı ve farklı zikredilmiştir.]

  • 16:114

    Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helâl (ve) temiz olanlarını yiyin (için); eğer (sadece ve samimiyetle) O'na kulluk ediyorsanız, Allah'ın nimetine şükredin (ki kurtulasınız)!

  • 16:115

    O, size ancak leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı haram kıldı. (Ayrıca; fare, akrep, köstebek gibi bazı hayvanların yenmesini de Peygamberimiz yasakladı.) Fakat kim mecbur kalırsa, azgınlaşıp sınırı aşmamak üzere (bunlardan bile yiyebilir). Çünkü gerçekten Allah, çok Bağışlayandır, pek Esirgeyici olandır.

  • 22:28

    Kendileri için (bu seyahat ve ziyaretten dolayı maddi ve manevi) birtakım yararlara şahitlik etsinler ve kendilerine rızık olarak verdiği (dört ayaklı) hayvanlar üzerine, belli günlerde (kurban keserken) Allah'ın adını zikretsinler. (Besmele ve tekbir çeksinler.) Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun (ki sevinsinler).

  • 22:30

    İşte böyle; kim Allah'ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin katında kendisi için elbette hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar (haram sayılanlar) dışındaki hayvanlar helâl kılınmıştır. Öyle ise iğrenç bir pislik olan putlara (şeytani sistem olan tağutlara tapınmaktan) sakının ve yalan (yanlış, haksız ve bâtıl) söz söylemekten (asılsız iddia ve ithamlara girişmekten) de (kesinlikle) kaçının (ki rızama ve huzura erişesiniz.)

  • 2:168

    يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ كُلُوا مِمَّا فِي الْاَرْضِ حَلَالًا طَيِّبًاۘ وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِۜ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌ

    Ey insanlar, yeryüzünde bulunan şeylerin helâl ve temiz olanlarından (kazanıp) yiyin ve şeytanın adımlarını (fasık ve facir adamlarını) izlemeyin. Gerçekte o, sizin için apaçık bir düşmandır.

  • 2:172

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَاشْكُرُوا لِلّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

    Ey iman edenler, size rızık olarak verdiklerimizin (helâl ve) temiz olanlarından yiyin ve eğer (her türlü şirkten ve şerli düşüncelerden uzak) sadece O'na kulluk ediyorsanız, (yine yalnızca) Allah'a şükredin.

  • 2:173

    اِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ بِه۪ لِغَيْرِ اللّٰهِۚ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَلَٓا اِثْمَ عَلَيْهِۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

    O, size ölüyü (hayvan leşini), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı kesin olarak haram kıldı. Fakat kim(ler, açlıktan ölecek kadar) muztar (zaruret ve mecburiyet durumunda muhtaç) kalırsa, taşkınlık yapmamak ve haddi aşmamak şartıyla (bunlardan yemesinde bile) ona bir günah yoktur. Gerçekten Allah, Bağışlayandır, Esirgeyendir.

  • 3:93

    كُلُّ الطَّعَامِ كَانَ حِلًّا لِبَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اِلَّا مَا حَرَّمَ اِسْرَٓاء۪يلُ عَلٰى نَفْسِه۪ مِنْ قَبْلِ اَنْ تُنَزَّلَ التَّوْرٰيةُۜ قُلْ فَأْتُوا بِالتَّوْرٰيةِ فَاتْلُوهَٓا اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

    Tevrat indirilmeden evvel, İsrail'in (Yakub peygamberin ve Yahudi kâhinlerin) kendine haram kıldıklarından başka, İsrailoğullarına bütün (temiz) yiyecekler helâl idi. De ki: "Şu halde eğer doğruysanız, (tahrif edilmemiş) Tevrat'ı getirin de onu okuyun (o zaman gerçek anlaşılıverir)."

  • 3:94

    فَمَنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

    Artık bundan (Kur’an’dan ve Resulüllah’tan) sonra, kim Allah'a karşı (ve İslami esaslara aykırı olarak din adına) yalan uydurup iftira düzerse, (ve hain güçlerin keyfine göre fetva verirse) işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

  • 4:160

    فَبِظُلْمٍ مِنَ الَّذ۪ينَ هَادُوا حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ طَيِّبَاتٍ اُحِلَّتْ لَهُمْ وَبِصَدِّهِمْ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ كَث۪يرًاۙ

    Yahudilerin zulüm yapmaları ve birçok kişiyi Allah'ın yolundan alıkoymaları nedeniyle, (önceleri) kendilerine helâl kılınmış (bazı) güzel ve temiz şeyleri onlara haram kılmışızdır.

  • 5:1

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَوْفُوا بِالْعُقُودِۜ اُحِلَّتْ لَكُمْ بَه۪يمَةُ الْاَنْعَامِ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي الصَّيْدِ وَاَنْتُمْ حُرُمٌۜ اِنَّ اللّٰهَ يَحْكُمُ مَا يُر۪يدُ

    Ey iman edenler! “Akit”lerinizi (Rabbinize ve birbirinize verdiğiniz sözlerinizi ve yaptığınız anlaşma metinlerinizi) yerine getirin. (Hacc ve umrede) İhramlı iken avlanmayı helâl saymamak şartıyla ve (şimdi) size okunacaklar dışta tutulmak üzere, (diğer bütün) hayvanlar size helâl kılındı. Şüphesiz Allah dilediği hükmü verir.

  • 5:3

    حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪ينًاۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

    Ölü hayvan leşi, kan, domuz eti, Allah'tan başkası adına kesilen (kurban), boğulmuş, vurulmuş, yüksek bir yerden düşmüş (de ölmüş bulunan), boynuzlanmış (birbiriyle dövüşerek can vermiş) ve yırtıcı hayvan tarafından (bir kısmı) yenmiş (olan; -henüz canlıyken yetişip) kestikleriniz hariç-, dikili taşlar üzerine boğazlanan (hayvanlar) ve fal oklarıyla kısmet aramanız size haram kılındı. Bunlar fısktır, (günaha bulaşıp yoldan sapmadır.) Bugün artık kâfirler, sizin dininizden (dininizi engellemekten ve daha üstün bir adalet ve ahlâk sistemi getirmekten) umut kesmişlerdir. Artık onlardan değil Benden korkup çekinin! (Zira) Bugün size dininizi kemâle erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamlayıverdim ve size din olarak İslam'ı seçip-beğendim. Kim 'şiddetli bir açlıkta ve kaçınılmaz bir ihtiyaçla (zaruret durumuyla) karşı karşıya kalırsa' -günaha kaymamak (ve aşırıya kaçmamak) şartı ile- (bu haram saydıklarımızdan bile yetecek kadar yiyebilir.) Çünkü Allah Bağışlayandır, Esirgeyendir. [Not: Hz. Peygamber Efendimizin, “Tebliğ” yanında, “Tebyin=Açıklama” ve “Teşri=Hüküm koyma” görevi de vardır. Bu ayette yasaklanan hayvanlar dışında; kedi, köpek, yılan, çıyan, solucan gibi birçok hayvan Peygamberimiz tarafından haram kılınmıştır.]

  • 5:4

    يَسْـَٔلُونَكَ مَاذَٓا اُحِلَّ لَهُمْۜ قُلْ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُۙ وَمَا عَلَّمْتُمْ مِنَ الْجَوَارِحِ مُكَلِّب۪ينَ تُعَلِّمُونَهُنَّ مِمَّا عَلَّمَكُمُ اللّٰهُۘ فَكُلُوا مِمَّٓا اَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ عَلَيْهِۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ سَر۪يعُ الْحِسَابِ

    (Ey Resulüm!) Sana, kendilerine neyin helâl kılındığını sorarlar. De ki: "Bütün temiz ve iyi şeyler size helâl kılındı." Allah'ın size öğrettiği gibi talim ve terbiye edip yetiştirdiğiniz (şahin kuşları ve tazı gibi) avcı hayvanlarının yakalayıverdiklerinden de -üzerine Allah'ın adını anarak- kesip yiyin. Allah'tan korkup (haddi aşmaktan) sakının. Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.

  • 5:5

    اَلْيَوْمَ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُۜ وَطَعَامُ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ حِلٌّ لَكُمْۖ وَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَهُمْۘ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّ مُحْصِن۪ينَ غَيْرَ مُسَافِح۪ينَ وَلَا مُتَّخِذ۪ٓي اَخْدَانٍۜ وَمَنْ يَكْفُرْ بِالْا۪يمَانِ فَقَدْ حَبِطَ عَمَلُهُۘ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ۟

    Bugün(den itibaren) size temiz ve güzel olan şeyler helâl kılındı. (Kendilerine) Kitap verilenlerin (haram karıştırılmayan) yemekleri size helâl, sizin de yemekleriniz onlara helâldir. Mü'minlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce (kendilerine) kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da; namuslu ve iffetli olmak, fuhuşta bulunmamak ve gizlice dostlar tutmamak (üzere yaşayan insanlar olmak) şartı ile -onlara ücretlerini (mehirlerini) ödediğiniz takdirde- (evlenmek) size (helâl kılındı.) Kim imanı (ve İslam ahkâmını) tanımayıp küfre saparsa, elbette onun (hayır adına) yaptığı (her şey) boşa çıkıverecektir. O ahirette de hüsrana uğrayan kimselerdendir.

  • 5:87

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُحَرِّمُوا طَيِّبَاتِ مَٓا اَحَلَّ اللّٰهُ لَكُمْ وَلَا تَعْتَدُواۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَد۪ينَ

    Ey iman edenler! Allah'ın sizin için helâl ve mübah saydığı güzel ve temiz şeyleri (takvalık taslayarak) haram kılmayın ve haddi aşmayın. Şüphesiz Allah, haddi aşanları sevmez. (Öyle ise kendi zan ve kuruntularınıza değil, Kur’an’a ve Resulüllah’a sarılın.)

  • 5:88

    وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ

    Allah'ın size rızık olarak verdiklerinden helâl ve temiz olarak yiyin (yararlanın.) Kendisine inanmakta olduğunuz Allah'tan korkup (her türlü aşırılıktan) sakının.

  • 5:93

    لَيْسَ عَلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ ف۪يمَا طَعِمُٓوا اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ۟

    İman edenler ve salih ameller işleyenler için; (Allah’tan) korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakındıkları, iman ettikleri ve salih amellerde bulundukları, sonra (ayakları kaysa bile tekrar Allah’tan) korkup (O’na itiraz ve isyandan) sakındıkları ve (tekrar) iman edip durdukları ve (ardından yeniden nefsi ve şeytani dürtülere kapıldıktan) sonra (yine hürmet ve samimiyetle) korkup (Allah’ın gazabından) sakındıkları ve (ihsan ve cihad ehli olarak) iyilik (ve istikamet) üzere bulundukları takdirde, (yasaklanmadan önce) tattıkları (ve bulaştıkları kötülükler) dolayısıyla kendilerine bir sorumluluk yoktur. Allah muhsinleri (mesuliyetlerini dikkatle yerine getiren iyilik ehlini) sevendir. (Samimiyetle tevbe edip iman ettikten sonra, önceki cahiliye sürecinde ve sisteminde işlenen kötülükler affedilecektir.)

  • 5:96

    اُحِلَّ لَكُمْ صَيْدُ الْبَحْرِ وَطَعَامُهُ مَتَاعًا لَكُمْ وَلِلسَّيَّارَةِۚ وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ الْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًاۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

    Deniz avı ve onu yemek size ve (yeryüzünde) yolculuk edenlere bir yarar olarak helâl kılındı. İhramlı olduğunuz sürece kara avı ise size haram kılınmıştır. (Sonunda) O'na (götürülüp) toplanacağınız Allah'tan korkup kötülükten sakınıverin.

  • 5:118

    اِنْ تُعَذِّبْهُمْ فَاِنَّهُمْ عِبَادُكَۚ وَاِنْ تَغْفِرْ لَهُمْ فَاِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ

    (Ya Rabbi!) “Eğer onları azaplandırırsan, şüphesiz onlar Senin kullarındır (her türlü takdir ve tasarruf Senin hakkındır); eğer onları (cehalet ve gafletleri dolayısıyla) bağışlarsan, şüphesiz Azîz olan, Hakîm olan Sensin Sen (Allah’ım).”

  • 5:119

    قَالَ اللّٰهُ هٰذَا يَوْمُ يَنْفَعُ الصَّادِق۪ينَ صِدْقُهُمْۜ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ

    Allah buyuracak ki: "İşte bu (sorgulama ve hesaplaşma, va’ad edildiği gibi); doğrulara, doğru söylemelerinin (sadakat ve samimiyet göstermelerinin) yarar sağladığı gündür!.. Onlar için, içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetler vardır. Artık Allah onlardan razıdır, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte (asıl) büyük 'kurtuluş ve mutluluk' bu (olacaktır.)"

  • 10:59

    قُلْ اَرَاَيْتُمْ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ لَكُمْ مِنْ رِزْقٍ فَجَعَلْتُمْ مِنْهُ حَرَامًا وَحَلَالًاۜ قُلْ آٰللّٰهُ اَذِنَ لَكُمْ اَمْ عَلَى اللّٰهِ تَفْتَرُونَ

    De ki: “Görüşünüz nedir, söyler misiniz? Allah'ın sizin için indirip (yararlandığınız), sizin de (kendi kafanızdan) bir kısmını haram ve helâl kıldığınız rızık(lar)dan (dolayı sorgulanacağınızdan) haberiniz var mı?” De ki: “(İslamiyet ve ahiret hakkında cahilce konuşmayı) Allah mı size izin verdi, yoksa Allah hakkında yalan uydurup iftira mı etmektesiniz?”

  • 16:66

    وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي بُطُونِه۪ مِنْ بَيْنِ فَرْثٍ وَدَمٍ لَبَنًا خَالِصًا سَٓائِغًا لِلشَّارِب۪ينَ

    (Kuşkusuz) Sizin için (evcil) hayvanlarda da elbette ibretler vardır ki, size onların karınlarındaki fers (yarı sindirilmiş gıdalar) ile kan arasından, içenlerin boğazından kolaylıkla kayan dupduru ve halis bir süt içirmekteyiz.

  • 16:67

    وَمِنْ ثَمَرَاتِ النَّخ۪يلِ وَالْاَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًاۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

    Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvelerinden de; hem (haram kıldığımız halde) sarhoşluk verici içki, hem güzel bir rızık edinmektesiniz. Şüphesiz aklını kullanabilen bir topluluk için, kesinlikle bunlar birer ayet (Allah'ın kudret ve inayetine bir delil ve işaret)tir. [Not: Bu ayet içki yasaklanmadan önce gelmiştir ve güzel-iyi rızıktan ayrı ve farklı zikredilmiştir.]

  • 16:114

    فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

    Öyleyse Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden helâl (ve) temiz olanlarını yiyin (için); eğer (sadece ve samimiyetle) O'na kulluk ediyorsanız, Allah'ın nimetine şükredin (ki kurtulasınız)!

  • 16:115

    اِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ۚ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

    O, size ancak leşi, kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesilmiş olan (hayvan)ı haram kıldı. (Ayrıca; fare, akrep, köstebek gibi bazı hayvanların yenmesini de Peygamberimiz yasakladı.) Fakat kim mecbur kalırsa, azgınlaşıp sınırı aşmamak üzere (bunlardan bile yiyebilir). Çünkü gerçekten Allah, çok Bağışlayandır, pek Esirgeyici olandır.

  • 22:28

    لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ ف۪ٓي اَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَه۪يمَةِ الْاَنْعَامِۚ فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْبَٓائِسَ الْفَق۪يرَۘ

    Kendileri için (bu seyahat ve ziyaretten dolayı maddi ve manevi) birtakım yararlara şahitlik etsinler ve kendilerine rızık olarak verdiği (dört ayaklı) hayvanlar üzerine, belli günlerde (kurban keserken) Allah'ın adını zikretsinler. (Besmele ve tekbir çeksinler.) Artık bunlardan yiyin ve zorluk çeken yoksulu da doyurun (ki sevinsinler).

  • 22:30

    ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه۪ۜ وَاُحِلَّتْ لَكُمُ الْاَنْعَامُ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ الْاَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ الزُّورِۙ

    İşte böyle; kim Allah'ın haram kıldıklarını (gözetip hükümlerini) yüceltirse, Rabbinin katında kendisi için elbette hayırlıdır. Size (haklarında yasaklar) okunanlar (haram sayılanlar) dışındaki hayvanlar helâl kılınmıştır. Öyle ise iğrenç bir pislik olan putlara (şeytani sistem olan tağutlara tapınmaktan) sakının ve yalan (yanlış, haksız ve bâtıl) söz söylemekten (asılsız iddia ve ithamlara girişmekten) de (kesinlikle) kaçının (ki rızama ve huzura erişesiniz.)

  • 2:168

    يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ كُلُوا مِمَّا فِي الْاَرْضِ حَلَالًا طَيِّبًاۘ وَلَا تَتَّبِعُوا خُطُوَاتِ الشَّيْطَانِۜ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌ

  • 2:172

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَاشْكُرُوا لِلّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

  • 2:173

    اِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ بِه۪ لِغَيْرِ اللّٰهِۚ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَلَٓا اِثْمَ عَلَيْهِۜ اِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

  • 3:93

    كُلُّ الطَّعَامِ كَانَ حِلًّا لِبَن۪ٓي اِسْرَٓاء۪يلَ اِلَّا مَا حَرَّمَ اِسْرَٓاء۪يلُ عَلٰى نَفْسِه۪ مِنْ قَبْلِ اَنْ تُنَزَّلَ التَّوْرٰيةُۜ قُلْ فَأْتُوا بِالتَّوْرٰيةِ فَاتْلُوهَٓا اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ

  • 3:94

    فَمَنِ افْتَرٰى عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَ مِنْ بَعْدِ ذٰلِكَ فَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ

  • 4:160

    فَبِظُلْمٍ مِنَ الَّذ۪ينَ هَادُوا حَرَّمْنَا عَلَيْهِمْ طَيِّبَاتٍ اُحِلَّتْ لَهُمْ وَبِصَدِّهِمْ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ كَث۪يرًاۙ

  • 5:1

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَوْفُوا بِالْعُقُودِۜ اُحِلَّتْ لَكُمْ بَه۪يمَةُ الْاَنْعَامِ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ غَيْرَ مُحِلِّي الصَّيْدِ وَاَنْتُمْ حُرُمٌۜ اِنَّ اللّٰهَ يَحْكُمُ مَا يُر۪يدُ

  • 5:3

    حُرِّمَتْ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةُ وَالدَّمُ وَلَحْمُ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ وَالْمُنْخَنِقَةُ وَالْمَوْقُوذَةُ وَالْمُتَرَدِّيَةُ وَالنَّط۪يحَةُ وَمَٓا اَكَلَ السَّبُعُ اِلَّا مَا ذَكَّيْتُمْ وَمَا ذُبِحَ عَلَى النُّصُبِ وَاَنْ تَسْتَقْسِمُوا بِالْاَزْلَامِۜ ذٰلِكُمْ فِسْقٌۜ اَلْيَوْمَ يَئِسَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ د۪ينِكُمْ فَلَا تَخْشَوْهُمْ وَاخْشَوْنِۜ اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪ينًاۜ فَمَنِ اضْطُرَّ ف۪ي مَخْمَصَةٍ غَيْرَ مُتَجَانِفٍ لِاِثْمٍۙ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

  • 5:4

    يَسْـَٔلُونَكَ مَاذَٓا اُحِلَّ لَهُمْۜ قُلْ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُۙ وَمَا عَلَّمْتُمْ مِنَ الْجَوَارِحِ مُكَلِّب۪ينَ تُعَلِّمُونَهُنَّ مِمَّا عَلَّمَكُمُ اللّٰهُۘ فَكُلُوا مِمَّٓا اَمْسَكْنَ عَلَيْكُمْ وَاذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ عَلَيْهِۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَۜ اِنَّ اللّٰهَ سَر۪يعُ الْحِسَابِ

  • 5:5

    اَلْيَوْمَ اُحِلَّ لَكُمُ الطَّيِّبَاتُۜ وَطَعَامُ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ حِلٌّ لَكُمْۖ وَطَعَامُكُمْ حِلٌّ لَهُمْۘ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الْمُؤْمِنَاتِ وَالْمُحْصَنَاتُ مِنَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ اِذَٓا اٰتَيْتُمُوهُنَّ اُجُورَهُنَّ مُحْصِن۪ينَ غَيْرَ مُسَافِح۪ينَ وَلَا مُتَّخِذ۪ٓي اَخْدَانٍۜ وَمَنْ يَكْفُرْ بِالْا۪يمَانِ فَقَدْ حَبِطَ عَمَلُهُۘ وَهُوَ فِي الْاٰخِرَةِ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ۟

  • 5:87

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تُحَرِّمُوا طَيِّبَاتِ مَٓا اَحَلَّ اللّٰهُ لَكُمْ وَلَا تَعْتَدُواۜ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَد۪ينَ

  • 5:88

    وَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اَنْتُمْ بِه۪ مُؤْمِنُونَ

  • 5:93

    لَيْسَ عَلَى الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ جُنَاحٌ ف۪يمَا طَعِمُٓوا اِذَا مَا اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ ثُمَّ اتَّقَوْا وَاٰمَنُوا ثُمَّ اتَّقَوْا وَاَحْسَنُواۜ وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَ۟

  • 5:96

    اُحِلَّ لَكُمْ صَيْدُ الْبَحْرِ وَطَعَامُهُ مَتَاعًا لَكُمْ وَلِلسَّيَّارَةِۚ وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ الْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًاۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

  • 5:118

    اِنْ تُعَذِّبْهُمْ فَاِنَّهُمْ عِبَادُكَۚ وَاِنْ تَغْفِرْ لَهُمْ فَاِنَّكَ اَنْتَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ

  • 5:119

    قَالَ اللّٰهُ هٰذَا يَوْمُ يَنْفَعُ الصَّادِق۪ينَ صِدْقُهُمْۜ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ

  • 10:59

    قُلْ اَرَاَيْتُمْ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ لَكُمْ مِنْ رِزْقٍ فَجَعَلْتُمْ مِنْهُ حَرَامًا وَحَلَالًاۜ قُلْ آٰللّٰهُ اَذِنَ لَكُمْ اَمْ عَلَى اللّٰهِ تَفْتَرُونَ

  • 16:66

    وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي بُطُونِه۪ مِنْ بَيْنِ فَرْثٍ وَدَمٍ لَبَنًا خَالِصًا سَٓائِغًا لِلشَّارِب۪ينَ

  • 16:67

    وَمِنْ ثَمَرَاتِ النَّخ۪يلِ وَالْاَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَرًا وَرِزْقًا حَسَنًاۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَةً لِقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

  • 16:114

    فَكُلُوا مِمَّا رَزَقَكُمُ اللّٰهُ حَلَالًا طَيِّبًاۖ وَاشْكُرُوا نِعْمَتَ اللّٰهِ اِنْ كُنْتُمْ اِيَّاهُ تَعْبُدُونَ

  • 16:115

    اِنَّمَا حَرَّمَ عَلَيْكُمُ الْمَيْتَةَ وَالدَّمَ وَلَحْمَ الْخِنْز۪يرِ وَمَٓا اُهِلَّ لِغَيْرِ اللّٰهِ بِه۪ۚ فَمَنِ اضْطُرَّ غَيْرَ بَاغٍ وَلَا عَادٍ فَاِنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

  • 22:28

    لِيَشْهَدُوا مَنَافِعَ لَهُمْ وَيَذْكُرُوا اسْمَ اللّٰهِ ف۪ٓي اَيَّامٍ مَعْلُومَاتٍ عَلٰى مَا رَزَقَهُمْ مِنْ بَه۪يمَةِ الْاَنْعَامِۚ فَكُلُوا مِنْهَا وَاَطْعِمُوا الْبَٓائِسَ الْفَق۪يرَۘ

  • 22:30

    ذٰلِكَۗ وَمَنْ يُعَظِّمْ حُرُمَاتِ اللّٰهِ فَهُوَ خَيْرٌ لَهُ عِنْدَ رَبِّه۪ۜ وَاُحِلَّتْ لَكُمُ الْاَنْعَامُ اِلَّا مَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَاجْتَنِبُوا الرِّجْسَ مِنَ الْاَوْثَانِ وَاجْتَنِبُوا قَوْلَ الزُّورِۙ