Temsiller

  • 2:26

    (Ey gafiller!) Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, (zayıflıkta) ondan üstün olan (bir böceği) de, örnek vermekten hayâ edip çekinmez. (Çünkü kâfirler, aslında harika bir yaratılış eseri olan bir sivrisineği bile meydana getirmekten acizdirler.) Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun (gibi bütün yaratıkların ve harika varlıkların) Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise; "Allah, bu (basit) örnekle neyi amaçlamış (ve neyi anlatmaya çalışmış ki)?" derler. (Böylece, hâşâ, Allah’ın gereksiz ve değersiz şeylerle uğraştığını ima ederler. Oysa Allah) Bununla (böylesi ayet ve örneklerle) birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete ulaştırır. Ancak O, bununla (Kur’an’la) fasıklardan başkasını saptırmayacaktır. (Allah, Kur’an’a itiraz ve isyan eden fıtratı bozukların ve kötü ruhluların azgınlığını arttıracaktır.)

  • 14:25

    O ağaç Rabbinin izniyle her zaman (ve zeminde tatlı ve yararlı) yemişini verir. Umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler (diye) Allah insanlar için (böyle) örnekler getirir.

  • 25:33

    (Ey Resulüm!) Onların (inkârcıların ve münafıkların) Sana getirdikleri hiçbir örnek (temsil) yoktur ki, Biz (ona karşı) Sana Hakkı ve en güzel açıklama tarzını (tefsirini yapmayı) getirmiş olmayalım. (Bu nedenle gönlünü ferah tutman lazımdır ve Sana bu yaraşır.)

  • 39:27

    Andolsun Biz bu Kur’an’da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için (çeşitli problemlerin çözümüne dair) her bir örnekten vermiş (huzur ve kurtuluş çarelerini göstermişiz)dir. (Gerçekleri ve başlarına gelecekleri en uygun misallerle izah etmişizdir. Ki Kur’an’daki misaller, ilerideki sorunların çözümüne örnek teşkil edecektir.)

  • 2:26

    اِنَّ اللّٰهَ لَا يَسْتَحْي۪ٓ اَنْ يَضْرِبَ مَثَلًا مَا بَعُوضَةً فَمَا فَوْقَهَاۜ فَاَمَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا فَيَعْلَمُونَ اَنَّهُ الْحَقُّ مِنْ رَبِّهِمْۚ وَاَمَّا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا فَيَقُولُونَ مَاذَٓا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلًاۢ يُضِلُّ بِه۪ كَث۪يرًا وَيَهْد۪ي بِه۪ كَث۪يرًاۜ وَمَا يُضِلُّ بِه۪ٓ اِلَّا الْفَاسِق۪ينَۙ

    (Ey gafiller!) Şüphesiz Allah, bir sivrisineği de, (zayıflıkta) ondan üstün olan (bir böceği) de, örnek vermekten hayâ edip çekinmez. (Çünkü kâfirler, aslında harika bir yaratılış eseri olan bir sivrisineği bile meydana getirmekten acizdirler.) Böylece iman edenler, kuşkusuz bunun (gibi bütün yaratıkların ve harika varlıkların) Rablerinden gelen bir gerçek olduğunu bilirler; inkâr edenler ise; "Allah, bu (basit) örnekle neyi amaçlamış (ve neyi anlatmaya çalışmış ki)?" derler. (Böylece, hâşâ, Allah’ın gereksiz ve değersiz şeylerle uğraştığını ima ederler. Oysa Allah) Bununla (böylesi ayet ve örneklerle) birçoğunu saptırır, birçoğunu da hidayete ulaştırır. Ancak O, bununla (Kur’an’la) fasıklardan başkasını saptırmayacaktır. (Allah, Kur’an’a itiraz ve isyan eden fıtratı bozukların ve kötü ruhluların azgınlığını arttıracaktır.)

  • 14:25

    تُؤْت۪ٓي اُكُلَهَا كُلَّ ح۪ينٍ بِاِذْنِ رَبِّهَاۜ وَيَضْرِبُ اللّٰهُ الْاَمْثَالَ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ

    O ağaç Rabbinin izniyle her zaman (ve zeminde tatlı ve yararlı) yemişini verir. Umulur ki onlar öğüt alır-düşünürler (diye) Allah insanlar için (böyle) örnekler getirir.

  • 25:33

    وَلَا يَأْتُونَكَ بِمَثَلٍ اِلَّا جِئْنَاكَ بِالْحَقِّ وَاَحْسَنَ تَفْس۪يرًاۜ

    (Ey Resulüm!) Onların (inkârcıların ve münafıkların) Sana getirdikleri hiçbir örnek (temsil) yoktur ki, Biz (ona karşı) Sana Hakkı ve en güzel açıklama tarzını (tefsirini yapmayı) getirmiş olmayalım. (Bu nedenle gönlünü ferah tutman lazımdır ve Sana bu yaraşır.)

  • 39:27

    وَلَقَدْ ضَرَبْنَا لِلنَّاسِ ف۪ي هٰذَا الْقُرْاٰنِ مِنْ كُلِّ مَثَلٍ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَۚ

    Andolsun Biz bu Kur’an’da, belki öğüt alıp-düşünürler diye, insanlar için (çeşitli problemlerin çözümüne dair) her bir örnekten vermiş (huzur ve kurtuluş çarelerini göstermişiz)dir. (Gerçekleri ve başlarına gelecekleri en uygun misallerle izah etmişizdir. Ki Kur’an’daki misaller, ilerideki sorunların çözümüne örnek teşkil edecektir.)