Amel defteri
-
4:13
İşte bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, (Allah) onu (ağaçları) altından (ve zemin kısmından) ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Orada ebedi kalacaklardır. İşte asıl büyük başarı ve kurtuluş bu (olacaktır).
-
4:14
Kim de Allah'a ve Elçisine isyan eder ve O’nun sınırlarını aşarsa (kafasına göre; daha katı veya ılımlı din kuralları uydurur, dine ekleme ve çıkarma yaparsa; Allah), onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.
-
17:13
Biz her insanın (can) kuşunu (ruhunu ve amel durumunu) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde (ise) onun için açılmış olarak önüne konacak ve (amellerine) kavuşacak bir kitap çıkarırız.
-
21:47
Biz ise, kıyamet gününe ait (çok hassas ve sağlam duyarlı) adalet terazileri ortaya koyacağız da, artık hiçbir nefis hiçbir şeyle (ve hiçbir şekilde) haksızlığa uğratılmayacaktır. (Küçücük) Bir hardal tanesi bile olsa onu (teraziye) getirip (tartacağız). Hesap görücüler olarak Biz yeteriz.
-
38:16
(Baksana) “Rabbimiz (bu elçilerin haber verdiği) hesap gününden önce azaptan payımızı çabuklaştır” diyerek (alaya almışlardı. Veya dünyayı ahirete tercih ederek): “Rabbimiz hesap gününden önce (nimetlerden) payımızı bize (burada) acilen (peşinen) verip çabuklaştır” diyen de bunlardı.
-
39:69
(Hesap günü) Yer (mahşer yeri veya yeryüzü), Rabbinin nuruyla (ve sahibinin zuhuruyla aydınlanıp) parıldayacak; (orta yere) Kitap (Kur'an ve amel kayıtları) konacak (herkesin hayat VCD'si hazır bulunacak); Peygamberler ve şahitler getirilip aralarında Hakk ile hüküm verilmiş olacak, onlar asla haksızlığa uğratılmayacaklardır.
-
45:28
O gün Sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış) olarak göreceksin. Her ümmet kendi kitabına (kutsal kaynaklarına ve amel kayıtlarına göre) çağrılıp (hesaba çekilecek ve onlara:) "Bugün (dünyada iken) yaptıklarınızla karşılık göreceksiniz" (denilecektir).
-
56:8
İşte o (vakit) "Ashab-ı Meymene" (İlahi ikrama uğrayacaklardır, ki;) ne (kutludur o) "Ashab-ı Meymene!" (Meymenetli, marifet ehli ve mesuliyet sahibi mü’minler ne kadar şerefli ve şanslıdır.)
-
74:52
Hayır; doğrusu (bu kâfirlerin) her biri, kendisine (mucize gibi) açılmış sahifelerin gelip verilmesini isteyip (bekliyorlar).
-
78:29
Oysa Biz, her şeyi (ve herkesin amelini) bir kitapta yazıp (kayıt altına almış ve) saymışızdır.
-
78:40
Gerçekten Biz sizi (çok uzak sanıp yanıldığınız, ama aslında gelmesi) yakın bir azap ile uyarıverdik. Her kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine (işledikleri amellerine) bakacağı gün, kâfir olan(lar şaşkın ve perişan bir vaziyette: İnsan olarak yaratılıp da imtihanı kaybederek bu azaba uğratılacağıma) “Ah, keşke ben (dünyada bir avuç) toprak oluverseydim!” (Veya şimdi de yok olup gitseydim!) diyecek (ama son pişmanlık para etmeyecektir).
-
81:10
(Herkesin hayat hikâyesine ait) Sahifeler (amel defterleri) açıldığı (ve tüm gizli ve kirli günahlar ortaya saçıldığı) zaman,
-
83:7
Hayır (onlar aldanmaktadır, çünkü); facir (isyankâr ve günahkâr) olanların kitabı (dosyası) şüphesiz "Siccîn" (aşağı cehennem hapishanesin)dedir.
-
83:8
"Siccîn"in ne olduğunu sana öğreten nedir? (Söyleyeyim:)
-
83:9
(O, suç dosyaları ve ceza hesapları tek tek rakamlanıp) Yazılı bir kitaptır (amel sicilidir).
-
84:7
Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse (ne mutlu ona ki imtihanı kazanmıştır.)
-
84:8
O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilip (azaptan kurtulacaktır.)
-
84:9
Ve kendi ehline (ailesine ve yakın çevresine) sevinç içinde dönmüş olacaktır.
-
84:10
Kimin de kitabı arkasından verilirse (o ne bahtsızdır);
-
84:11
Ki o da, hemen helak (yok olmay)ı dileyip çağıracak (pişman ve perişan olacak)tır.
-
84:12
(Derken) Çılgın alevli ateşe (cehennem hapishanesine) sokulacaktır.
-
84:13
Çünkü o, (dünyada günahkâr ve isyankâr olmasına rağmen) kendi aile yakınları arasında neşelenip (gururlanmıştı).
-
84:15
Oysa (evet); gerçekten Rabbi, kendisini (sürekli ve) çok iyi görüp (gözetleyip kaydettirip) durmaktaydı.
-
4:13
تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِۜ وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ وَذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ
İşte bunlar Allah’ın koyduğu sınırlardır. Kim Allah’a ve Resulüne itaat ederse, (Allah) onu (ağaçları) altından (ve zemin kısmından) ırmaklar akan cennetlere koyacaktır. Orada ebedi kalacaklardır. İşte asıl büyük başarı ve kurtuluş bu (olacaktır).
-
4:14
وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا ف۪يهَاۖ وَلَهُ عَذَابٌ مُه۪ينٌ۟
Kim de Allah'a ve Elçisine isyan eder ve O’nun sınırlarını aşarsa (kafasına göre; daha katı veya ılımlı din kuralları uydurur, dine ekleme ve çıkarma yaparsa; Allah), onu da içinde ebedi kalacağı ateşe sokar. Onun için alçaltıcı bir azap vardır.
-
17:13
وَكُلَّ اِنْسَانٍ اَلْزَمْنَاهُ طَٓائِرَهُ ف۪ي عُنُقِه۪ۜ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ كِتَابًا يَلْقٰيهُ مَنْشُورًا
Biz her insanın (can) kuşunu (ruhunu ve amel durumunu) kendi boynuna doladık, kıyamet gününde (ise) onun için açılmış olarak önüne konacak ve (amellerine) kavuşacak bir kitap çıkarırız.
-
21:47
وَنَضَعُ الْمَوَاز۪ينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيٰمَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْـًٔاۜ وَاِنْ كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ اَتَيْنَا بِهَاۜ وَكَفٰى بِنَا حَاسِب۪ينَ
Biz ise, kıyamet gününe ait (çok hassas ve sağlam duyarlı) adalet terazileri ortaya koyacağız da, artık hiçbir nefis hiçbir şeyle (ve hiçbir şekilde) haksızlığa uğratılmayacaktır. (Küçücük) Bir hardal tanesi bile olsa onu (teraziye) getirip (tartacağız). Hesap görücüler olarak Biz yeteriz.
-
38:16
وَقَالُوا رَبَّنَا عَجِّلْ لَنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ
(Baksana) “Rabbimiz (bu elçilerin haber verdiği) hesap gününden önce azaptan payımızı çabuklaştır” diyerek (alaya almışlardı. Veya dünyayı ahirete tercih ederek): “Rabbimiz hesap gününden önce (nimetlerden) payımızı bize (burada) acilen (peşinen) verip çabuklaştır” diyen de bunlardı.
-
39:69
وَاَشْرَقَتِ الْاَرْضُ بِنُورِ رَبِّهَا وَوُضِعَ الْكِتَابُ وَج۪ٓيءَ بِالنَّبِيّ۪نَ وَالشُّهَدَٓاءِ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
(Hesap günü) Yer (mahşer yeri veya yeryüzü), Rabbinin nuruyla (ve sahibinin zuhuruyla aydınlanıp) parıldayacak; (orta yere) Kitap (Kur'an ve amel kayıtları) konacak (herkesin hayat VCD'si hazır bulunacak); Peygamberler ve şahitler getirilip aralarında Hakk ile hüküm verilmiş olacak, onlar asla haksızlığa uğratılmayacaklardır.
-
45:28
وَتَرٰى كُلَّ اُمَّةٍ جَاثِيَةً۠ كُلُّ اُمَّةٍ تُدْعٰٓى اِلٰى كِتَابِهَاۜ اَلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
O gün Sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış) olarak göreceksin. Her ümmet kendi kitabına (kutsal kaynaklarına ve amel kayıtlarına göre) çağrılıp (hesaba çekilecek ve onlara:) "Bugün (dünyada iken) yaptıklarınızla karşılık göreceksiniz" (denilecektir).
-
56:8
فَاَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ
İşte o (vakit) "Ashab-ı Meymene" (İlahi ikrama uğrayacaklardır, ki;) ne (kutludur o) "Ashab-ı Meymene!" (Meymenetli, marifet ehli ve mesuliyet sahibi mü’minler ne kadar şerefli ve şanslıdır.)
-
74:52
بَلْ يُر۪يدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُؤْتٰى صُحُفًا مُنَشَّرَةًۙ
Hayır; doğrusu (bu kâfirlerin) her biri, kendisine (mucize gibi) açılmış sahifelerin gelip verilmesini isteyip (bekliyorlar).
-
78:29
وَكُلَّ شَيْءٍ اَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا
Oysa Biz, her şeyi (ve herkesin amelini) bir kitapta yazıp (kayıt altına almış ve) saymışızdır.
-
78:40
اِنَّٓا اَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَر۪يبًاۚ يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَن۪ي كُنْتُ تُرَابًا
Gerçekten Biz sizi (çok uzak sanıp yanıldığınız, ama aslında gelmesi) yakın bir azap ile uyarıverdik. Her kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine (işledikleri amellerine) bakacağı gün, kâfir olan(lar şaşkın ve perişan bir vaziyette: İnsan olarak yaratılıp da imtihanı kaybederek bu azaba uğratılacağıma) “Ah, keşke ben (dünyada bir avuç) toprak oluverseydim!” (Veya şimdi de yok olup gitseydim!) diyecek (ama son pişmanlık para etmeyecektir).
-
81:10
وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْۙۖ
(Herkesin hayat hikâyesine ait) Sahifeler (amel defterleri) açıldığı (ve tüm gizli ve kirli günahlar ortaya saçıldığı) zaman,
-
83:7
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَف۪ي سِجّ۪ينٍۜ
Hayır (onlar aldanmaktadır, çünkü); facir (isyankâr ve günahkâr) olanların kitabı (dosyası) şüphesiz "Siccîn" (aşağı cehennem hapishanesin)dedir.
-
83:8
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سِجّ۪ينٌۜ
"Siccîn"in ne olduğunu sana öğreten nedir? (Söyleyeyim:)
-
83:9
كِتَابٌ مَرْقُومٌۜ
(O, suç dosyaları ve ceza hesapları tek tek rakamlanıp) Yazılı bir kitaptır (amel sicilidir).
-
84:7
فَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ بِيَم۪ينِه۪ۙ
Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse (ne mutlu ona ki imtihanı kazanmıştır.)
-
84:8
فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَس۪يرًاۙ
O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilip (azaptan kurtulacaktır.)
-
84:9
وَيَنْقَلِبُ اِلٰٓى اَهْلِه۪ مَسْرُورًاۜ
Ve kendi ehline (ailesine ve yakın çevresine) sevinç içinde dönmüş olacaktır.
-
84:10
وَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ وَرَٓاءَ ظَهْرِه۪ۙ
Kimin de kitabı arkasından verilirse (o ne bahtsızdır);
-
84:11
فَسَوْفَ يَدْعُوا ثُبُورًاۙ
Ki o da, hemen helak (yok olmay)ı dileyip çağıracak (pişman ve perişan olacak)tır.
-
84:12
وَيَصْلٰى سَع۪يرًاۜ
(Derken) Çılgın alevli ateşe (cehennem hapishanesine) sokulacaktır.
-
84:13
اِنَّهُ كَانَ ف۪ٓي اَهْلِه۪ مَسْرُورًا
Çünkü o, (dünyada günahkâr ve isyankâr olmasına rağmen) kendi aile yakınları arasında neşelenip (gururlanmıştı).
-
84:15
بَلٰىۚۛ اِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِه۪ بَص۪يرًاۜ
Oysa (evet); gerçekten Rabbi, kendisini (sürekli ve) çok iyi görüp (gözetleyip kaydettirip) durmaktaydı.
-
4:13
تِلْكَ حُدُودُ اللّٰهِۜ وَمَنْ يُطِعِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ وَذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ
-
4:14
وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ وَيَتَعَدَّ حُدُودَهُ يُدْخِلْهُ نَارًا خَالِدًا ف۪يهَاۖ وَلَهُ عَذَابٌ مُه۪ينٌ۟
-
17:13
وَكُلَّ اِنْسَانٍ اَلْزَمْنَاهُ طَٓائِرَهُ ف۪ي عُنُقِه۪ۜ وَنُخْرِجُ لَهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ كِتَابًا يَلْقٰيهُ مَنْشُورًا
-
21:47
وَنَضَعُ الْمَوَاز۪ينَ الْقِسْطَ لِيَوْمِ الْقِيٰمَةِ فَلَا تُظْلَمُ نَفْسٌ شَيْـًٔاۜ وَاِنْ كَانَ مِثْقَالَ حَبَّةٍ مِنْ خَرْدَلٍ اَتَيْنَا بِهَاۜ وَكَفٰى بِنَا حَاسِب۪ينَ
-
38:16
وَقَالُوا رَبَّنَا عَجِّلْ لَنَا قِطَّنَا قَبْلَ يَوْمِ الْحِسَابِ
-
39:69
وَاَشْرَقَتِ الْاَرْضُ بِنُورِ رَبِّهَا وَوُضِعَ الْكِتَابُ وَج۪ٓيءَ بِالنَّبِيّ۪نَ وَالشُّهَدَٓاءِ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
-
45:28
وَتَرٰى كُلَّ اُمَّةٍ جَاثِيَةً۠ كُلُّ اُمَّةٍ تُدْعٰٓى اِلٰى كِتَابِهَاۜ اَلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
-
56:8
فَاَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ
-
74:52
بَلْ يُر۪يدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُؤْتٰى صُحُفًا مُنَشَّرَةًۙ
-
78:29
وَكُلَّ شَيْءٍ اَحْصَيْنَاهُ كِتَابًا
-
78:40
اِنَّٓا اَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَر۪يبًاۚ يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَن۪ي كُنْتُ تُرَابًا
-
81:10
وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْۙۖ
-
83:7
كَلَّٓا اِنَّ كِتَابَ الْفُجَّارِ لَف۪ي سِجّ۪ينٍۜ
-
83:8
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سِجّ۪ينٌۜ
-
83:9
كِتَابٌ مَرْقُومٌۜ
-
84:7
فَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ بِيَم۪ينِه۪ۙ
-
84:8
فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَس۪يرًاۙ
-
84:9
وَيَنْقَلِبُ اِلٰٓى اَهْلِه۪ مَسْرُورًاۜ
-
84:10
وَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ وَرَٓاءَ ظَهْرِه۪ۙ
-
84:11
فَسَوْفَ يَدْعُوا ثُبُورًاۙ
-
84:12
وَيَصْلٰى سَع۪يرًاۜ
-
84:13
اِنَّهُ كَانَ ف۪ٓي اَهْلِه۪ مَسْرُورًا
-
84:15
بَلٰىۚۛ اِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِه۪ بَص۪يرًاۜ