Merhamet
-
19:13
Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve (ahlâki) temizlik-safiyet (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.
-
90:12
Sarp yokuşun ne olduğunu sana öğreten nedir? (Anlatayım mı?)
-
90:13
O bir boynu çözmek (borçtan ve kölelik durumundan çaresiz ve esir kimseleri kurtarmak)tır. (Bu tür kefaret ve tavsiyelerle İslam’da kölelik ve cariyelik tedricen kaldırılmıştır.)
-
90:14
Ya da (sarp yokuş;) şiddetli açlık gününde (ve kıtlık döneminde fakir ve sahipsiz kimseleri) doyurmak (ihtiyaçlarını karşılamak)tır!
-
90:15
(Ve yine) Akrabalığı (veya yakın tanıdığı) olan yetime (sahip çıkmaktır.)
-
90:16
Veya (sarp yokuş;) acizlik ve çaresizlik içinde sürünen (miskin-perperişan) bir yoksulu (elinden tutup kalkındırmaktır.)
-
90:17
(Bütün bunları yaptıktan) Sonra (sarp yokuşu ve zorlu imtihanları kazanmak için; şeksiz şüphesiz) iman edenlerden (Kur’an’ın bütün hükümlerini gerekli ve geçerli görenlerden), birbirlerine (ibadet, hizmet ve musibete karşı) sabrı tavsiye edenlerden, birbirlerine merhameti (adalet ve şefkati) tavsiye edenlerden olmak (lazım)dır.
-
19:13
وَحَنَانًا مِنْ لَدُنَّا وَزَكٰوةًۜ وَكَانَ تَقِيًّاۙ
Katımızdan ona bir sevgi duyarlılığı ve (ahlâki) temizlik-safiyet (de verdik). O, çok takva sahibi biriydi.
-
90:12
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ
Sarp yokuşun ne olduğunu sana öğreten nedir? (Anlatayım mı?)
-
90:13
فَكُّ رَقَبَةٍۙ
O bir boynu çözmek (borçtan ve kölelik durumundan çaresiz ve esir kimseleri kurtarmak)tır. (Bu tür kefaret ve tavsiyelerle İslam’da kölelik ve cariyelik tedricen kaldırılmıştır.)
-
90:14
اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ
Ya da (sarp yokuş;) şiddetli açlık gününde (ve kıtlık döneminde fakir ve sahipsiz kimseleri) doyurmak (ihtiyaçlarını karşılamak)tır!
-
90:15
يَت۪يمًا ذَا مَقْرَبَةٍۙ
(Ve yine) Akrabalığı (veya yakın tanıdığı) olan yetime (sahip çıkmaktır.)
-
90:16
اَوْ مِسْك۪ينًا ذَا مَتْرَبَةٍۜ
Veya (sarp yokuş;) acizlik ve çaresizlik içinde sürünen (miskin-perperişan) bir yoksulu (elinden tutup kalkındırmaktır.)
-
90:17
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ
(Bütün bunları yaptıktan) Sonra (sarp yokuşu ve zorlu imtihanları kazanmak için; şeksiz şüphesiz) iman edenlerden (Kur’an’ın bütün hükümlerini gerekli ve geçerli görenlerden), birbirlerine (ibadet, hizmet ve musibete karşı) sabrı tavsiye edenlerden, birbirlerine merhameti (adalet ve şefkati) tavsiye edenlerden olmak (lazım)dır.
-
19:13
وَحَنَانًا مِنْ لَدُنَّا وَزَكٰوةًۜ وَكَانَ تَقِيًّاۙ
-
90:12
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا الْعَقَبَةُۜ
-
90:13
فَكُّ رَقَبَةٍۙ
-
90:14
اَوْ اِطْعَامٌ ف۪ي يَوْمٍ ذ۪ي مَسْغَبَةٍۙ
-
90:15
يَت۪يمًا ذَا مَقْرَبَةٍۙ
-
90:16
اَوْ مِسْك۪ينًا ذَا مَتْرَبَةٍۜ
-
90:17
ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِۜ