Kurtuluş-mutluluk
-
2:189
Sana, hilalleri (doğuş halindeki “ay” şekillerini) sorarlar. De ki: “O, insanlar ve hacc için belirlenmiş vakitlerdir. İyilik (birr, cahiliye âdetinde olduğu gibi), evlere arkalarından gelmeniz (gibi asılsız ve yararsız hurafeler) değildir, ama iyilik (küfür ve kötülükten) sakınan(ın halidir). Artık evlere (ön dış) kapılarından girin. Allah'tan sakının, umulur ki kurtuluşa ulaşırsınız.”
-
22:77
Ey iman edenler, rükû edin (Kur’ani hükümlere boyun eğin), secdeye gidin (tevazu ve teslimiyet gösterin, başta namaz ve diğer emirleri yerine getirip), Rabbinize ibadet edin ve hayır işleyin; umulur ki (bu sayede) kurtuluşa erişir (felaha, refaha ve huzura yetişir)siniz.
-
62:10
(Cuma öğlende) Namaz kıldıktan sonra ise (artık) yeryüzüne dağılıverin ve Allah'ın fazlı kereminden (helâl ve meşru yöntemlerle nasibinizi) aramaya girişin. Ve Allah’ı çokça zikredip (Kur’ani ve Nebevi ölçüleri sürekli hatırlayıp ona göre hareket edin), ki böylece felaha (huzura ve başarıya) erişesiniz.
-
92:1
Andolsun (Dünya’nın yarısını karanlığıyla) sarıp-örttüğü zaman geceye,
-
92:2
Açılıp ağardığı (ve parıldayıp-aydınlandığı) zaman gündüze,
-
92:3
Erkeği ve dişiyi halk edene... (Yüce Rabbe yemin olsun!)
-
92:4
Ki gerçekten, sizin sa’yü gayretleriniz (ilgi, bilgi, beceri ve hedefleriniz) elbette pek çeşitli, çelişkili (ve darmadağınıktır). [Bu nedenle üretime ve verime katkıları farklı olacağından, emeklerinin karşılığı olan ücretleri de farklı olacaktır.]
-
92:5
Amma, her kim (elindeki nimetlerden başkalarına da ve Allah yolunda) verip (hayırda harcarsa) ve (her türlü küfür ve kötülükten) korkup sakınırsa,
-
92:6
Ve en güzel (daveti ve davayı ve İslam nizamına çağrıyı) doğrular (ve destek çıkıp tâbi olur)sa,
-
92:7
Biz de onu; kolay olan (fıtrat dini İslam) için (çabalarını rahatlatıp) başarılı kılacağız (ona hidayet, ibadet ve hizmet yolunu kolaylaştıracağız).
-
94:1
(Ey Resulüm!) Biz, Senin göğsünü yarıp-genişleterek (gönlünü hikmet ve huzurla doldurmadık mı)?
-
94:2
Ve (ağır) yükünü (hafifletip) indirip atarak (sıkıntılarını rahatlatmadık) mı?
-
94:3
Ki o (risaletle ve ümmetinle ilgili; sorumluluk duygusu ve görev kaygusu) Senin belini bükmüştü (sırtını çatırdatmıştı);
-
94:4
(Ve ey Nebim, Kelime-i Tevhid’de ve her Ezan-ı Şerif’te adını adımla anmak, böylece yerde ve göklerde saygınlığa ulaştırılmak suretiyle) Senin zikrini (şanını ve ünvanını) yükseltip (şerefini) arttırmadık mı?
-
94:5
Demek ki, gerçekten her zorlukla beraber (ona dayanacak ve aşacak bir) kolaylık da vardır.
-
94:6
(Unutma) Kesinlikle her zorlukla beraber, elbette bir kolaylık (ve rahatlık) da olacaktır. (Sabret, her usr; iki yusr doğuracaktır. Çünkü gerçekten her zorlukla beraber (iki kere) kolaylık bulunacaktır.)
-
2:189
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْاَهِلَّةِۜ قُلْ هِيَ مَوَاق۪يتُ لِلنَّاسِ وَالْحَجِّۜ وَلَيْسَ الْبِرُّ بِاَنْ تَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ ظُهُورِهَا وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنِ اتَّقٰىۚ وَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ اَبْوَابِهَاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
Sana, hilalleri (doğuş halindeki “ay” şekillerini) sorarlar. De ki: “O, insanlar ve hacc için belirlenmiş vakitlerdir. İyilik (birr, cahiliye âdetinde olduğu gibi), evlere arkalarından gelmeniz (gibi asılsız ve yararsız hurafeler) değildir, ama iyilik (küfür ve kötülükten) sakınan(ın halidir). Artık evlere (ön dış) kapılarından girin. Allah'tan sakının, umulur ki kurtuluşa ulaşırsınız.”
-
22:77
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا ارْكَعُوا وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ
Ey iman edenler, rükû edin (Kur’ani hükümlere boyun eğin), secdeye gidin (tevazu ve teslimiyet gösterin, başta namaz ve diğer emirleri yerine getirip), Rabbinize ibadet edin ve hayır işleyin; umulur ki (bu sayede) kurtuluşa erişir (felaha, refaha ve huzura yetişir)siniz.
-
62:10
فَاِذَا قُضِيَتِ الصَّلٰوةُ فَانْتَشِرُوا فِي الْاَرْضِ وَابْتَغُوا مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ وَاذْكُرُوا اللّٰهَ كَث۪يرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
(Cuma öğlende) Namaz kıldıktan sonra ise (artık) yeryüzüne dağılıverin ve Allah'ın fazlı kereminden (helâl ve meşru yöntemlerle nasibinizi) aramaya girişin. Ve Allah’ı çokça zikredip (Kur’ani ve Nebevi ölçüleri sürekli hatırlayıp ona göre hareket edin), ki böylece felaha (huzura ve başarıya) erişesiniz.
-
92:1
وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰىۙ
Andolsun (Dünya’nın yarısını karanlığıyla) sarıp-örttüğü zaman geceye,
-
92:2
وَالنَّهَارِ اِذَا تَجَلّٰىۙ
Açılıp ağardığı (ve parıldayıp-aydınlandığı) zaman gündüze,
-
92:3
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىۙ
Erkeği ve dişiyi halk edene... (Yüce Rabbe yemin olsun!)
-
92:4
اِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتّٰىۜ
Ki gerçekten, sizin sa’yü gayretleriniz (ilgi, bilgi, beceri ve hedefleriniz) elbette pek çeşitli, çelişkili (ve darmadağınıktır). [Bu nedenle üretime ve verime katkıları farklı olacağından, emeklerinin karşılığı olan ücretleri de farklı olacaktır.]
-
92:5
فَاَمَّا مَنْ اَعْطٰى وَاتَّقٰىۙ
Amma, her kim (elindeki nimetlerden başkalarına da ve Allah yolunda) verip (hayırda harcarsa) ve (her türlü küfür ve kötülükten) korkup sakınırsa,
-
92:6
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنٰىۙ
Ve en güzel (daveti ve davayı ve İslam nizamına çağrıyı) doğrular (ve destek çıkıp tâbi olur)sa,
-
92:7
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرٰىۜ
Biz de onu; kolay olan (fıtrat dini İslam) için (çabalarını rahatlatıp) başarılı kılacağız (ona hidayet, ibadet ve hizmet yolunu kolaylaştıracağız).
-
94:1
اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَۙ
(Ey Resulüm!) Biz, Senin göğsünü yarıp-genişleterek (gönlünü hikmet ve huzurla doldurmadık mı)?
-
94:2
وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَۙ
Ve (ağır) yükünü (hafifletip) indirip atarak (sıkıntılarını rahatlatmadık) mı?
-
94:3
اَلَّذ۪ٓي اَنْقَضَ ظَهْرَكَۙ
Ki o (risaletle ve ümmetinle ilgili; sorumluluk duygusu ve görev kaygusu) Senin belini bükmüştü (sırtını çatırdatmıştı);
-
94:4
وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ
(Ve ey Nebim, Kelime-i Tevhid’de ve her Ezan-ı Şerif’te adını adımla anmak, böylece yerde ve göklerde saygınlığa ulaştırılmak suretiyle) Senin zikrini (şanını ve ünvanını) yükseltip (şerefini) arttırmadık mı?
-
94:5
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۙ
Demek ki, gerçekten her zorlukla beraber (ona dayanacak ve aşacak bir) kolaylık da vardır.
-
94:6
اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۜ
(Unutma) Kesinlikle her zorlukla beraber, elbette bir kolaylık (ve rahatlık) da olacaktır. (Sabret, her usr; iki yusr doğuracaktır. Çünkü gerçekten her zorlukla beraber (iki kere) kolaylık bulunacaktır.)
-
2:189
يَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْاَهِلَّةِۜ قُلْ هِيَ مَوَاق۪يتُ لِلنَّاسِ وَالْحَجِّۜ وَلَيْسَ الْبِرُّ بِاَنْ تَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ ظُهُورِهَا وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنِ اتَّقٰىۚ وَأْتُوا الْبُيُوتَ مِنْ اَبْوَابِهَاۖ وَاتَّقُوا اللّٰهَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
-
22:77
يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا ارْكَعُوا وَاسْجُدُوا وَاعْبُدُوا رَبَّكُمْ وَافْعَلُوا الْخَيْرَ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَۚ
-
62:10
فَاِذَا قُضِيَتِ الصَّلٰوةُ فَانْتَشِرُوا فِي الْاَرْضِ وَابْتَغُوا مِنْ فَضْلِ اللّٰهِ وَاذْكُرُوا اللّٰهَ كَث۪يرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ
-
92:1
وَالَّيْلِ اِذَا يَغْشٰىۙ
-
92:2
وَالنَّهَارِ اِذَا تَجَلّٰىۙ
-
92:3
وَمَا خَلَقَ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىۙ
-
92:4
اِنَّ سَعْيَكُمْ لَشَتّٰىۜ
-
92:5
فَاَمَّا مَنْ اَعْطٰى وَاتَّقٰىۙ
-
92:6
وَصَدَّقَ بِالْحُسْنٰىۙ
-
92:7
فَسَنُيَسِّرُهُ لِلْيُسْرٰىۜ
-
94:1
اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَۙ
-
94:2
وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَۙ
-
94:3
اَلَّذ۪ٓي اَنْقَضَ ظَهْرَكَۙ
-
94:4
وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ
-
94:5
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۙ
-
94:6
اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۜ