Kötü ahlak

  • 2:65

    (Ey Yahudiler!) Andolsun, siz (içiniz)den Cumartesi (günü) yasağını çiğneyenleri (bu çirkin ve hileli işe yönelenleri) elbette bilmektesiniz. İşte Biz onlara: "Aşağılık maymunlar olun!" demiştik. (Böylece onları taklitçi ve basit menfaatlerin kölesi olup horlanan varlıklar haline getirmiştik.)

  • 2:66

    (Biz) Bunu, (maymun misali birer taklitçi ve şeytanın takipçisi olma durumunu) hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara ibret verici bir ceza, takva sahipleri için de bir öğüt kılıverdik.

  • 2:85

    Sonra siz, (maalesef yine) birbirinizi öldürüyor, içinizden bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor; günah ve düşmanlıkla (zayıfların) aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve şayet size esir olarak geldiklerinde ise onlarla fidyeleşiyor (özgürlük parası alıp bırakıyor)dunuz. Oysa onları (insanları haksız yere yurtlarından) çıkarmanız size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın (işinize gelen) bir bölümüne inanıp da (zorunuza giden) bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası, rezil ve aşağılık olmaktan (zalimlere uşaklık yapmaktan) başkası değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

  • 3:137

    Sizden önce de (Sünnetullah gereği) nice süreçler ve hadiseler gelip geçti. Yeryüzünde (ibret için) gezip dolaşın da (Allah’ın hüküm ve haberlerini) yalanlayıcıların (ve isyankâr mücrim kulların) sonlarının nasıl olduğunu görüverin!

  • 4:123

    Bu (hesap ve sevap konusu) sizin kuruntularınıza ve Kitap Ehlinin kuruntularına göre değildir. Doğrusu kim kötülük yaparsa (Kur’an’ın ve kâinatın yasalarına aykırı davranırsa) cezasına katlanacaktır. Ve o kendisine Allah'tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı da bulamayacaktır. (Salih ameli, dini gayreti ve Hakka teslimiyeti yoksa, hiç kimsenin zahiri etiketi ve resmi hüviyeti onu kurtaramayacaktır.)

  • 5:100

    De ki: "Murdar (pis) ile temiz (asla) bir değildir. (Hatta) Murdarın çokluğu hoşuna gitse (ve gönlüne cazip gelse) de (bu böyledir).” Bu nedenle, ey selim akıl sahipleri! Allah'tan korkup (haram ve haksız kazançtan) sakının. (Bâtıla kapılan ve güç odaklarına tapınan kalabalıklara da aldırmayın!) Umulur ki kurtuluşa erersiniz.

  • 6:135

    De ki: “Ey kavmim, bütün imkânlarınızla çalışıp (elinizden geleni) yapın; şüphesiz ben de (görevimin gereğini) yapıyorum (yapacağım). Yakında (kutlu) sonuç diyarının (ülke ve dünya iktidarının) kimin olacağını, bilip-öğreneceksiniz. Gerçekten zalimler (şeytani amaçlarına ve) kurtuluşa ermeyeceklerdir.”

  • 10:27

    (Dünyada sürekli günah ve) Kötülükler kazanmış olanlara gelince; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyle (ve kendi cinsinden olacaktır). Bunları (küfür ve kötülük yapanları) bir zillet (aşağılık ve bayağılık) sarıp kaplayacaktır. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu da bulunmayacaktır. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibi olacak (gizli ve kirli günahları açığa çıkınca utanca boğulacak)lardır. İşte bunlar da ateşin halkıdırlar; onlar orada süresiz kalacaklardır.

  • 20:124

    “Kim Benim Zikrimden (Kur’ani disiplin ve düzenden) yüz çevirirse, (küfür ve kötülüğe yönelirse) artık onun için (dünyada stres ve kaygı içinde) sıkıntılı bir geçim (mutsuz, doyumsuz ve huzursuz bir hayat) vardır. Kıyamet günü de onu kör olarak mahşere kaldıracağız.” [Not: Kur’an’a dayanmayan, doğal ve doğru kurallara uymayan sistemlerde, ekonomik geçim darlığı oluşacak ve psikolojik doyumsuzluk sıkıntısı yaşanacak; toplumda sosyal ve siyasal bunalımlar başlayacaktır.]

  • 20:125

    O da; “Ey Rabbim! Ben (dünya hayatında gözleri) görmekte olan biriyken, şimdi beni niye kör olarak haşrettin?” diye (soracaktır).

  • 20:126

    (Allah da:) "Bu böyledir, (çünkü) sana ayetlerimiz (ve elçilerimiz) gelmişti, fakat sen onları(n uyarılarını ciddiye almamış ve) unutmuştun, bugün de sen işte böyle unutulacaksın!" buyuracaktır.

  • 30:10

    Sonra kötülük yapanların (fenalık ve fesatlıkla uğraşanların) uğradıkları akıbet, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinip şımarmış olmaları dolayısıyla çok kötü (ve ürkütücü) oldu (ve olacaktır).

  • 32:21

    Andolsun Biz onlara (içlerinde iman ve vicdan eseri bulunanlara) belki (inkârcılıktan) dönerler diye, o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da tattıracağız. (Onlara karşı mü’minlere zafer verip zalimlerin saltanatını yıkacağız.)

  • 39:26

    Böylece Allah, onlara dünya hayatında da 'horluğu ve aşağılanmayı' tattırıverecektir. Eğer bilmiş olsalardı, ahiretin azabı ise gerçekten daha büyük (ve çetindir).

  • 2:65

    وَلَقَدْ عَلِمْتُمُ الَّذ۪ينَ اعْتَدَوْا مِنْكُمْ فِي السَّبْتِ فَقُلْنَا لَهُمْ كُونُوا قِرَدَةً خَاسِـ۪ٔينَۚ

    (Ey Yahudiler!) Andolsun, siz (içiniz)den Cumartesi (günü) yasağını çiğneyenleri (bu çirkin ve hileli işe yönelenleri) elbette bilmektesiniz. İşte Biz onlara: "Aşağılık maymunlar olun!" demiştik. (Böylece onları taklitçi ve basit menfaatlerin kölesi olup horlanan varlıklar haline getirmiştik.)

  • 2:66

    فَجَعَلْنَاهَا نَكَالًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهَا وَمَا خَلْفَهَا وَمَوْعِظَةً لِلْمُتَّق۪ينَ

    (Biz) Bunu, (maymun misali birer taklitçi ve şeytanın takipçisi olma durumunu) hem çağdaşlarına, hem sonra gelecek olanlara ibret verici bir ceza, takva sahipleri için de bir öğüt kılıverdik.

  • 2:85

    ثُمَّ اَنْتُمْ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ تَقْتُلُونَ اَنْفُسَكُمْ وَتُخْرِجُونَ فَر۪يقًا مِنْكُمْ مِنْ دِيَارِهِمْۘ تَظَاهَرُونَ عَلَيْهِمْ بِالْاِثْمِ وَالْعُدْوَانِۜ وَاِنْ يَأْتُوكُمْ اُسَارٰى تُفَادُوهُمْ وَهُوَ مُحَرَّمٌ عَلَيْكُمْ اِخْرَاجُهُمْۜ اَفَتُؤْمِنُونَ بِبَعْضِ الْكِتَابِ وَتَكْفُرُونَ بِبَعْضٍۚ فَمَا جَزَٓاءُ مَنْ يَفْعَلُ ذٰلِكَ مِنْكُمْ اِلَّا خِزْيٌ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَيَوْمَ الْقِيٰمَةِ يُرَدُّونَ اِلٰٓى اَشَدِّ الْعَذَابِۜ وَمَا اللّٰهُ بِغَافِلٍ عَمَّا تَعْمَلُونَ

    Sonra siz, (maalesef yine) birbirinizi öldürüyor, içinizden bir bölümünüzü yurtlarından sürüp-çıkarıyor; günah ve düşmanlıkla (zayıfların) aleyhlerinde ittifaklar kuruyor ve şayet size esir olarak geldiklerinde ise onlarla fidyeleşiyor (özgürlük parası alıp bırakıyor)dunuz. Oysa onları (insanları haksız yere yurtlarından) çıkarmanız size haram kılınmıştı. Yoksa siz, Kitabın (işinize gelen) bir bölümüne inanıp da (zorunuza giden) bir bölümünü inkâr mı ediyorsunuz? Artık sizden böyle yapanların dünya hayatındaki cezası, rezil ve aşağılık olmaktan (zalimlere uşaklık yapmaktan) başkası değildir; kıyamet gününde de azabın en şiddetli olanına uğratılacaklardır. Allah, yaptıklarınızdan gafil değildir.

  • 3:137

    قَدْ خَلَتْ مِنْ قَبْلِكُمْ سُنَنٌۙ فَس۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّب۪ينَ

    Sizden önce de (Sünnetullah gereği) nice süreçler ve hadiseler gelip geçti. Yeryüzünde (ibret için) gezip dolaşın da (Allah’ın hüküm ve haberlerini) yalanlayıcıların (ve isyankâr mücrim kulların) sonlarının nasıl olduğunu görüverin!

  • 4:123

    لَيْسَ بِاَمَانِيِّكُمْ وَلَٓا اَمَانِيِّ اَهْلِ الْكِتَابِۜ مَنْ يَعْمَلْ سُٓوءًا يُجْزَ بِه۪ۙ وَلَا يَجِدْ لَهُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِيًّا وَلَا نَص۪يرًا

    Bu (hesap ve sevap konusu) sizin kuruntularınıza ve Kitap Ehlinin kuruntularına göre değildir. Doğrusu kim kötülük yaparsa (Kur’an’ın ve kâinatın yasalarına aykırı davranırsa) cezasına katlanacaktır. Ve o kendisine Allah'tan başka bir veli (dost) ve bir yardımcı da bulamayacaktır. (Salih ameli, dini gayreti ve Hakka teslimiyeti yoksa, hiç kimsenin zahiri etiketi ve resmi hüviyeti onu kurtaramayacaktır.)

  • 5:100

    قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ۟

    De ki: "Murdar (pis) ile temiz (asla) bir değildir. (Hatta) Murdarın çokluğu hoşuna gitse (ve gönlüne cazip gelse) de (bu böyledir).” Bu nedenle, ey selim akıl sahipleri! Allah'tan korkup (haram ve haksız kazançtan) sakının. (Bâtıla kapılan ve güç odaklarına tapınan kalabalıklara da aldırmayın!) Umulur ki kurtuluşa erersiniz.

  • 6:135

    قُلْ يَا قَوْمِ اعْمَلُوا عَلٰى مَكَانَتِكُمْ اِنّ۪ي عَامِلٌۚ فَسَوْفَ تَعْلَمُونَۙ مَنْ تَكُونُ لَهُ عَاقِبَةُ الدَّارِۜ اِنَّهُ لَا يُفْلِحُ الظَّالِمُونَ

    De ki: “Ey kavmim, bütün imkânlarınızla çalışıp (elinizden geleni) yapın; şüphesiz ben de (görevimin gereğini) yapıyorum (yapacağım). Yakında (kutlu) sonuç diyarının (ülke ve dünya iktidarının) kimin olacağını, bilip-öğreneceksiniz. Gerçekten zalimler (şeytani amaçlarına ve) kurtuluşa ermeyeceklerdir.”

  • 10:27

    وَالَّذ۪ينَ كَسَبُوا السَّيِّـَٔاتِ جَزَٓاءُ سَيِّئَةٍ بِمِثْلِهَاۙ وَتَرْهَقُهُمْ ذِلَّةٌۜ مَا لَهُمْ مِنَ اللّٰهِ مِنْ عَاصِمٍۚ كَاَنَّمَٓا اُغْشِيَتْ وُجُوهُهُمْ قِطَعًا مِنَ الَّيْلِ مُظْلِمًاۜ اُو۬لٰٓئِكَ اَصْحَابُ النَّارِۚ هُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَ

    (Dünyada sürekli günah ve) Kötülükler kazanmış olanlara gelince; her bir kötülüğün karşılığı, kendi misliyle (ve kendi cinsinden olacaktır). Bunları (küfür ve kötülük yapanları) bir zillet (aşağılık ve bayağılık) sarıp kaplayacaktır. Onları Allah'tan (kurtaracak) hiçbir koruyucu da bulunmayacaktır. Onların yüzleri, sanki bir karanlık gecenin parçalarına bürünmüş gibi olacak (gizli ve kirli günahları açığa çıkınca utanca boğulacak)lardır. İşte bunlar da ateşin halkıdırlar; onlar orada süresiz kalacaklardır.

  • 20:124

    وَمَنْ اَعْرَضَ عَنْ ذِكْر۪ي فَاِنَّ لَهُ مَع۪يشَةً ضَنْكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ اَعْمٰى

    “Kim Benim Zikrimden (Kur’ani disiplin ve düzenden) yüz çevirirse, (küfür ve kötülüğe yönelirse) artık onun için (dünyada stres ve kaygı içinde) sıkıntılı bir geçim (mutsuz, doyumsuz ve huzursuz bir hayat) vardır. Kıyamet günü de onu kör olarak mahşere kaldıracağız.” [Not: Kur’an’a dayanmayan, doğal ve doğru kurallara uymayan sistemlerde, ekonomik geçim darlığı oluşacak ve psikolojik doyumsuzluk sıkıntısı yaşanacak; toplumda sosyal ve siyasal bunalımlar başlayacaktır.]

  • 20:125

    قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَن۪ٓي اَعْمٰى وَقَدْ كُنْتُ بَص۪يرًا

    O da; “Ey Rabbim! Ben (dünya hayatında gözleri) görmekte olan biriyken, şimdi beni niye kör olarak haşrettin?” diye (soracaktır).

  • 20:126

    قَالَ كَذٰلِكَ اَتَتْكَ اٰيَاتُنَا فَنَس۪يتَهَاۚ وَكَذٰلِكَ الْيَوْمَ تُنْسٰى

    (Allah da:) "Bu böyledir, (çünkü) sana ayetlerimiz (ve elçilerimiz) gelmişti, fakat sen onları(n uyarılarını ciddiye almamış ve) unutmuştun, bugün de sen işte böyle unutulacaksın!" buyuracaktır.

  • 30:10

    ثُمَّ كَانَ عَاقِبَةَ الَّذ۪ينَ اَسَٓاؤُا السُّٓوآٰى اَنْ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَكَانُوا بِهَا يَسْتَهْزِؤُ۫نَ۟

    Sonra kötülük yapanların (fenalık ve fesatlıkla uğraşanların) uğradıkları akıbet, Allah'ın ayetlerini yalanlamaları ve alay konusu edinip şımarmış olmaları dolayısıyla çok kötü (ve ürkütücü) oldu (ve olacaktır).

  • 32:21

    وَلَنُذ۪يقَنَّهُمْ مِنَ الْعَذَابِ الْاَدْنٰى دُونَ الْعَذَابِ الْاَكْبَرِ لَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ

    Andolsun Biz onlara (içlerinde iman ve vicdan eseri bulunanlara) belki (inkârcılıktan) dönerler diye, o büyük (uhrevi) azaptan önce, yakın (dünyevi) azaptan da tattıracağız. (Onlara karşı mü’minlere zafer verip zalimlerin saltanatını yıkacağız.)

  • 39:26

    فَاَذَاقَهُمُ اللّٰهُ الْخِزْيَ فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَلَعَذَابُ الْاٰخِرَةِ اَكْبَرُۢ لَوْ كَانُوا يَعْلَمُونَ

    Böylece Allah, onlara dünya hayatında da 'horluğu ve aşağılanmayı' tattırıverecektir. Eğer bilmiş olsalardı, ahiretin azabı ise gerçekten daha büyük (ve çetindir).