Kârûn
-
28:76
Gerçek şu ki, Karun da Musa'nın kavmindendi (onun yakın akrabasıydı), ancak onlara karşı azgınlaşıp (gururlanmıştı). Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, (sadece) anahtarlarını, (bu hizmet için özel kiralanmış) birlikte davranan güçlü bir topluluk zor taşırdı. Hani kavmi ona (servetiyle gururlanan Karun’a) demişti ki: "Şımararak sevinme, çünkü Allah (mal ve makamla ferahlanıp) şımararak böbürlenip sevince kapılanları sevmez” diye (uyarmıştı).
-
28:83
İşte ahiret yurdu; Biz onu, yeryüzünde (Allah’a iman ve itaat davetine karşı) büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. Ve (güzel) sonuç (elbette) takva sahiplerinin olacaktır.
-
28:76
اِنَّ قَارُونَ كَانَ مِنْ قَوْمِ مُوسٰى فَبَغٰى عَلَيْهِمْۖ وَاٰتَيْنَاهُ مِنَ الْكُنُوزِ مَٓا اِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُٓواُ بِالْعُصْبَةِ اُ۬ولِي الْقُوَّةِۗ اِذْ قَالَ لَهُ قَوْمُهُ لَا تَفْرَحْ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْفَرِح۪ينَ
Gerçek şu ki, Karun da Musa'nın kavmindendi (onun yakın akrabasıydı), ancak onlara karşı azgınlaşıp (gururlanmıştı). Biz, ona öyle hazineler vermiştik ki, (sadece) anahtarlarını, (bu hizmet için özel kiralanmış) birlikte davranan güçlü bir topluluk zor taşırdı. Hani kavmi ona (servetiyle gururlanan Karun’a) demişti ki: "Şımararak sevinme, çünkü Allah (mal ve makamla ferahlanıp) şımararak böbürlenip sevince kapılanları sevmez” diye (uyarmıştı).
-
28:83
تِلْكَ الدَّارُ الْاٰخِرَةُ نَجْعَلُهَا لِلَّذ۪ينَ لَا يُر۪يدُونَ عُلُوًّا فِي الْاَرْضِ وَلَا فَسَادًاۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّق۪ينَ
İşte ahiret yurdu; Biz onu, yeryüzünde (Allah’a iman ve itaat davetine karşı) büyüklenmeyenlere ve bozgunculuk yapmak istemeyenlere (armağan) kılarız. Ve (güzel) sonuç (elbette) takva sahiplerinin olacaktır.
-
28:76
اِنَّ قَارُونَ كَانَ مِنْ قَوْمِ مُوسٰى فَبَغٰى عَلَيْهِمْۖ وَاٰتَيْنَاهُ مِنَ الْكُنُوزِ مَٓا اِنَّ مَفَاتِحَهُ لَتَنُٓواُ بِالْعُصْبَةِ اُ۬ولِي الْقُوَّةِۗ اِذْ قَالَ لَهُ قَوْمُهُ لَا تَفْرَحْ اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْفَرِح۪ينَ
-
28:83
تِلْكَ الدَّارُ الْاٰخِرَةُ نَجْعَلُهَا لِلَّذ۪ينَ لَا يُر۪يدُونَ عُلُوًّا فِي الْاَرْضِ وَلَا فَسَادًاۜ وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّق۪ينَ