Kabahat işlemek

  • 4:112

    وَمَنْ يَكْسِبْ خَط۪ٓيـَٔةً اَوْ اِثْمًا ثُمَّ يَرْمِ بِه۪ بَر۪ٓيـًٔا فَقَدِ احْتَمَلَ بُهْتَانًا وَاِثْمًا مُب۪ينًا۟

    Her kim de bir hata (veya kasıtla) bir günah işler de sonra bunu bir suçsuz (insanın) üzerine (yıkıp iftira) atarsa, gerçekten o (ağır) bir bühtanı ve apaçık bir günahı sırtına alıp yüklenmiştir.

  • 20:73

    اِنَّٓا اٰمَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَٓا اَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِۜ وَاللّٰهُ خَيْرٌ وَاَبْقٰى

    (İman eden sihirbazlar:) “Bizim (hem bilmeden) yaptığımız hatalarımızı (hem de) senin bize zorla yaptırdığın sihir (günahımızı) bağışlaması umuduyla Allah’a iman ettik. Çünkü Allah, (sevabı) daha hayırlıdır ve (cezası) daha sürekli (Bâki) olandır” (diyerek mü’mince davranmışlardı).

  • 26:51

    اِنَّا نَطْمَعُ اَنْ يَغْفِرَ لَنَا رَبُّنَا خَطَايَانَٓا اَنْ كُنَّٓا اَوَّلَ الْمُؤْمِن۪ينَۜ۟

    “Doğrusu biz, (Hz. Musa’ya) ilk inananlar olduğumuz için, Rabbimizin hatalarımızı bağışlayacağını umarız” demiş (ve Hakk'ta direnmişlerdi.)

  • 26:82

    وَالَّذ۪ٓي اَطْمَعُ اَنْ يَغْفِرَ ل۪ي خَط۪ٓيـَٔت۪ي يَوْمَ الدّ۪ينِۜ

    (Ahirette) Din (hesap ve ceza) günü hatalarımı bağışlayacağını umduğum da O’dur;”