İnsanın yaratılışı
-
7:11
Andolsun, Biz sizi (hiç yoktan) yaratıp var ettik, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik. Onlar da hemen secde ettiler; sadece İblis (emrimizi tutmadı) ve secde edenlerden olmadı. (Kibirlendi ve küfre kaydı.)
-
7:12
(Allah ona) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım. (Çünkü) Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” (“üstünlük benim hakkımdır” demeye yeltendi). [Not: Şeytan bu kıyasında da yanılıvermişti. Çünkü toprak, her bakımdan ateşten daha yararlı ve hayırlı bir nesneydi.]
-
15:26
Andolsun Biz insanı balçıktan, şekil verilip (pişirilmiş) öz çamurdan yarattık. (Topraktan süzülen gıdalardan oluşan meniyi insan vücudunun tohumu kıldık.)
-
15:28
Hani Rabbin meleklere (şöyle) demişti: “Ben, kuru öz çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir adam yaratacağım.” (İnsanın maddesi çamurdan, manası İlahi ruhtandır.)
-
15:29
“Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona Ruhumdan (hayat ve şuur sırrımdan) üflediğim zaman, siz hemen onun (halifelik makamına hürmet) için secdeye varın!”
-
38:71
Hani Rabbin meleklere şöyle buyurmuşlardı: "Gerçekten Ben, (süzme-özeme) çamurdan bir beşer yaratacağım."
-
38:72
"Onu tesviye edip düzelttiğimde (insan şekline getirdiğimde) ve Ruhumdan ona üflediğimde (ise); derhal ona secdeye kapanın."
-
38:73
(Talimatım üzerine) Meleklerin hepsi (hürmeten Hz. Adem'e) topluca secdeye varmıştı;
-
38:74
Yalnız İblis hariç; o büyüklük taslamış ve kâfirlerden olup çıkmıştı.
-
39:6
O (Allah CC) Sizi tek bir nefisten (Hz. Adem’den) yarattı, sonra ondan kendi eşini (Havva’yı) varlığa çıkardı (ve çocuklarını çoğaltıp yaydı) ve sizin için davarlardan (deve, manda, inek, koyun, keçi, at, eşek ve tavuk gibi evcil hayvanlardan) sekiz çift indirip (hizmetinize âmade kılmıştır). Sizi annelerinizin karınlarında; üç karanlık (rahimdeki üç farklı gelişme aşaması) içinde bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur; mülk O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl (ve niçin Hakk’tan) çevriliyorsunuz? (Bu yaptığınız tam bir akılsızlık ve sapkınlıktır.)
-
40:67
(Gerçek sahibiniz ve tek Rabbiniz) O'dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyodan, döllenmiş yumurtadan) yarattı; sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta, sonra güçlü (erginlik) çağınıza erişip (olgunlaşmanız), sonra da yaşlanmanız için size (belli bir ömür takdir buyurmaktadır). Sizden kiminin hayatına daha önce son verilmekte (vefat ettirilmekte)dir; adı konulmuş bir ecele erişmeniz ve umulur ki aklınızı kullanıp (hayra yönelmeniz) için (Allah size böyle davranmaktadır).
-
55:14
(Allah) İnsanı (Hz. Adem AS’ı, pişmiş çini ve çömlek hamuru gibi) süzme bir çamurdan yaratmıştır.
-
71:14
"Oysa O, sizi gerçekten tavır tavır (bir damla meniden mükemmel insan şekline, inkârdan teslime, zelil yaşamdan izzete çıkabilecek bir tarzda ve aşama aşama) yaratmıştır."
-
71:15
“Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır?”
-
71:16
“Ve Ay’ı bunlar içinde (ayna gibi yansıtıcı) bir nur kılmış, Güneş’i de (aydınlatıcı ve ısıtıcı) bir kandil yapmıştır.”
-
71:17
“Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirip (hayata bağlamıştır).”
-
71:18
“Sonra sizi yine oraya geri çevirecek ve sizi (yeni) bir çıkarışla (diriltip) çıkaracaktır.”
-
76:1
Hakikat şu ki, insan; daha henüz kendisi hiç anılmayan ve tanınmayan bir şeyken (yaratılmamışken; üzerinden binlerce asırlık çok) uzun zamanlardan (“dehr”den) bir süre (hin) gelip geçmedi mi?
-
76:2
Şüphesiz Biz insanı, (içeriği çok harika bir karışım olan) karmaşık bir damla sudan (nutfeden) halk ettik. Onu deneyip imtihan etmekteyiz. Bundan dolayı onu işitir ve görür hale getirdik.
-
77:20
(Ey insan!) Sizi basbayağı bir sudan (hakir görülen meni damlalarından) yaratmadık mı?
-
77:21
Sonra onu savunması sağlam bir karar yerine (ana rahmine) yerleştirip (sakladık).
-
77:22
Belli bir süreye kadar; (yaratılışınızı biçimlendirip ayarladık).
-
77:23
Biz, evet işte (bunun) takdirini Biz yaptık. Demek ki, Biz ne güzel ve mükemmel takdir buyurmaktayız! (Evet, yarattığımız her insanı 80-90 yıl kendiliğinden çalışacak harika bir fabrika gibi kurgulamaktayız.)
-
95:4
(Ki kesinlikle) Biz, insanı (en mükemmel olmaya müsait kabiliyetlerle donattık ve) en güzel biçimde yarattık. (Ahseni takvim içinde cennetlerde ve yüksek mevkilerde ebedi yaşamaya müsait vaziyette varlığa çıkardık.)
-
95:5
Sonra onu (kendi kıymetini bilmediği ve kabiliyetlerini körletip kirlettiği için) aşağıların aşağısına çevirip-itip bıraktık. (Veya, insanoğlunu) “esfeles safiline” (eğitilmek, yetiştirilmek ve imtihan edilmek üzere; evrenin en aşağı tabakası olan yeryüzüne geri gönderip olgunlaşma fırsatı tanıdık.)
-
95:6
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi-tükenmesi olmayan bir ecir (dünyada şuur, ahirette huzur) vardır.
-
7:11
وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَۗ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ لَمْ يَكُنْ مِنَ السَّاجِد۪ينَ
Andolsun, Biz sizi (hiç yoktan) yaratıp var ettik, sonra size suret (biçim-şekil) verdik, sonra meleklere: "Adem'e secde edin!" dedik. Onlar da hemen secde ettiler; sadece İblis (emrimizi tutmadı) ve secde edenlerden olmadı. (Kibirlendi ve küfre kaydı.)
-
7:12
قَالَ مَا مَنَعَكَ اَلَّا تَسْجُدَ اِذْ اَمَرْتُكَۜ قَالَ اَنَا۬ خَيْرٌ مِنْهُۚ خَلَقْتَن۪ي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ ط۪ينٍ
(Allah ona) Dedi: "Sana emrettiğimde, seni secde etmekten alıkoyan neydi?" (İblis) Dedi ki: "Ben ondan hayırlıyım. (Çünkü) Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” (“üstünlük benim hakkımdır” demeye yeltendi). [Not: Şeytan bu kıyasında da yanılıvermişti. Çünkü toprak, her bakımdan ateşten daha yararlı ve hayırlı bir nesneydi.]
-
15:26
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍۚ
Andolsun Biz insanı balçıktan, şekil verilip (pişirilmiş) öz çamurdan yarattık. (Topraktan süzülen gıdalardan oluşan meniyi insan vücudunun tohumu kıldık.)
-
15:28
وَاِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰٓئِكَةِ اِنّ۪ي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍ
Hani Rabbin meleklere (şöyle) demişti: “Ben, kuru öz çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan bir adam yaratacağım.” (İnsanın maddesi çamurdan, manası İlahi ruhtandır.)
-
15:29
فَاِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ ف۪يهِ مِنْ رُوح۪ي فَقَعُوا لَهُ سَاجِد۪ينَ
“Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona Ruhumdan (hayat ve şuur sırrımdan) üflediğim zaman, siz hemen onun (halifelik makamına hürmet) için secdeye varın!”
-
38:71
اِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰٓئِكَةِ اِنّ۪ي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ ط۪ينٍ
Hani Rabbin meleklere şöyle buyurmuşlardı: "Gerçekten Ben, (süzme-özeme) çamurdan bir beşer yaratacağım."
-
38:72
فَاِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ ف۪يهِ مِنْ رُوح۪ي فَقَعُوا لَهُ سَاجِد۪ينَ
"Onu tesviye edip düzelttiğimde (insan şekline getirdiğimde) ve Ruhumdan ona üflediğimde (ise); derhal ona secdeye kapanın."
-
38:73
فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ
(Talimatım üzerine) Meleklerin hepsi (hürmeten Hz. Adem'e) topluca secdeye varmıştı;
-
38:74
اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ اِسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِر۪ينَ
Yalnız İblis hariç; o büyüklük taslamış ve kâfirlerden olup çıkmıştı.
-
39:6
خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَاَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ الْاَنْعَامِ ثَمَانِيَةَ اَزْوَاجٍۜ يَخْلُقُكُمْ ف۪ي بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ ف۪ي ظُلُمَاتٍ ثَلٰثٍۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُۜ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ فَاَنّٰى تُصْرَفُونَ
O (Allah CC) Sizi tek bir nefisten (Hz. Adem’den) yarattı, sonra ondan kendi eşini (Havva’yı) varlığa çıkardı (ve çocuklarını çoğaltıp yaydı) ve sizin için davarlardan (deve, manda, inek, koyun, keçi, at, eşek ve tavuk gibi evcil hayvanlardan) sekiz çift indirip (hizmetinize âmade kılmıştır). Sizi annelerinizin karınlarında; üç karanlık (rahimdeki üç farklı gelişme aşaması) içinde bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır. İşte Rabbiniz olan Allah budur; mülk O’nundur. O’ndan başka ilah yoktur. Buna rağmen nasıl (ve niçin Hakk’tan) çevriliyorsunuz? (Bu yaptığınız tam bir akılsızlık ve sapkınlıktır.)
-
40:67
هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ يُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُٓوا اَشُدَّكُمْ ثُمَّ لِتَكُونُوا شُيُوخًاۚ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى مِنْ قَبْلُ وَلِتَبْلُغُٓوا اَجَلًا مُسَمًّى وَلَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
(Gerçek sahibiniz ve tek Rabbiniz) O'dur ki, sizi topraktan, sonra bir damla sudan, sonra bir alak'tan (embriyodan, döllenmiş yumurtadan) yarattı; sonra sizi bir bebek olarak çıkarmakta, sonra güçlü (erginlik) çağınıza erişip (olgunlaşmanız), sonra da yaşlanmanız için size (belli bir ömür takdir buyurmaktadır). Sizden kiminin hayatına daha önce son verilmekte (vefat ettirilmekte)dir; adı konulmuş bir ecele erişmeniz ve umulur ki aklınızı kullanıp (hayra yönelmeniz) için (Allah size böyle davranmaktadır).
-
55:14
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِۙ
(Allah) İnsanı (Hz. Adem AS’ı, pişmiş çini ve çömlek hamuru gibi) süzme bir çamurdan yaratmıştır.
-
71:14
وَقَدْ خَلَقَكُمْ اَطْوَارًا
"Oysa O, sizi gerçekten tavır tavır (bir damla meniden mükemmel insan şekline, inkârdan teslime, zelil yaşamdan izzete çıkabilecek bir tarzda ve aşama aşama) yaratmıştır."
-
71:15
اَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللّٰهُ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ طِبَاقًاۙ
“Görmüyor musunuz; Allah, yedi göğü birbirleriyle bir uyum (mutabakat) içinde yaratmıştır?”
-
71:16
وَجَعَلَ الْقَمَرَ ف۪يهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا
“Ve Ay’ı bunlar içinde (ayna gibi yansıtıcı) bir nur kılmış, Güneş’i de (aydınlatıcı ve ısıtıcı) bir kandil yapmıştır.”
-
71:17
وَاللّٰهُ اَنْبَتَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ نَبَاتًاۙ
“Allah, sizi yerden bir bitki (gibi) bitirip (hayata bağlamıştır).”
-
71:18
ثُمَّ يُع۪يدُكُمْ ف۪يهَا وَيُخْرِجُكُمْ اِخْرَاجًا
“Sonra sizi yine oraya geri çevirecek ve sizi (yeni) bir çıkarışla (diriltip) çıkaracaktır.”
-
76:1
هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـًٔا مَذْكُورًا
Hakikat şu ki, insan; daha henüz kendisi hiç anılmayan ve tanınmayan bir şeyken (yaratılmamışken; üzerinden binlerce asırlık çok) uzun zamanlardan (“dehr”den) bir süre (hin) gelip geçmedi mi?
-
76:2
اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعًا بَص۪يرًا
Şüphesiz Biz insanı, (içeriği çok harika bir karışım olan) karmaşık bir damla sudan (nutfeden) halk ettik. Onu deneyip imtihan etmekteyiz. Bundan dolayı onu işitir ve görür hale getirdik.
-
77:20
اَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَٓاءٍ مَه۪ينٍۙ
(Ey insan!) Sizi basbayağı bir sudan (hakir görülen meni damlalarından) yaratmadık mı?
-
77:21
فَجَعَلْنَاهُ ف۪ي قَرَارٍ مَك۪ينٍۙ
Sonra onu savunması sağlam bir karar yerine (ana rahmine) yerleştirip (sakladık).
-
77:22
اِلٰى قَدَرٍ مَعْلُومٍۙ
Belli bir süreye kadar; (yaratılışınızı biçimlendirip ayarladık).
-
77:23
فَقَدَرْنَاۗ فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ
Biz, evet işte (bunun) takdirini Biz yaptık. Demek ki, Biz ne güzel ve mükemmel takdir buyurmaktayız! (Evet, yarattığımız her insanı 80-90 yıl kendiliğinden çalışacak harika bir fabrika gibi kurgulamaktayız.)
-
95:4
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ
(Ki kesinlikle) Biz, insanı (en mükemmel olmaya müsait kabiliyetlerle donattık ve) en güzel biçimde yarattık. (Ahseni takvim içinde cennetlerde ve yüksek mevkilerde ebedi yaşamaya müsait vaziyette varlığa çıkardık.)
-
95:5
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ
Sonra onu (kendi kıymetini bilmediği ve kabiliyetlerini körletip kirlettiği için) aşağıların aşağısına çevirip-itip bıraktık. (Veya, insanoğlunu) “esfeles safiline” (eğitilmek, yetiştirilmek ve imtihan edilmek üzere; evrenin en aşağı tabakası olan yeryüzüne geri gönderip olgunlaşma fırsatı tanıdık.)
-
95:6
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۜ
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi-tükenmesi olmayan bir ecir (dünyada şuur, ahirette huzur) vardır.
-
7:11
وَلَقَدْ خَلَقْنَاكُمْ ثُمَّ صَوَّرْنَاكُمْ ثُمَّ قُلْنَا لِلْمَلٰٓئِكَةِ اسْجُدُوا لِاٰدَمَۗ فَسَجَدُٓوا اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ لَمْ يَكُنْ مِنَ السَّاجِد۪ينَ
-
7:12
قَالَ مَا مَنَعَكَ اَلَّا تَسْجُدَ اِذْ اَمَرْتُكَۜ قَالَ اَنَا۬ خَيْرٌ مِنْهُۚ خَلَقْتَن۪ي مِنْ نَارٍ وَخَلَقْتَهُ مِنْ ط۪ينٍ
-
15:26
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍۚ
-
15:28
وَاِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰٓئِكَةِ اِنّ۪ي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ صَلْصَالٍ مِنْ حَمَإٍ مَسْنُونٍ
-
15:29
فَاِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ ف۪يهِ مِنْ رُوح۪ي فَقَعُوا لَهُ سَاجِد۪ينَ
-
38:71
اِذْ قَالَ رَبُّكَ لِلْمَلٰٓئِكَةِ اِنّ۪ي خَالِقٌ بَشَرًا مِنْ ط۪ينٍ
-
38:72
فَاِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ ف۪يهِ مِنْ رُوح۪ي فَقَعُوا لَهُ سَاجِد۪ينَ
-
38:73
فَسَجَدَ الْمَلٰٓئِكَةُ كُلُّهُمْ اَجْمَعُونَۙ
-
38:74
اِلَّٓا اِبْل۪يسَۜ اِسْتَكْبَرَ وَكَانَ مِنَ الْكَافِر۪ينَ
-
39:6
خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ ثُمَّ جَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا وَاَنْزَلَ لَكُمْ مِنَ الْاَنْعَامِ ثَمَانِيَةَ اَزْوَاجٍۜ يَخْلُقُكُمْ ف۪ي بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْ خَلْقًا مِنْ بَعْدِ خَلْقٍ ف۪ي ظُلُمَاتٍ ثَلٰثٍۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ لَهُ الْمُلْكُۜ لَٓا اِلٰهَ اِلَّا هُوَۚ فَاَنّٰى تُصْرَفُونَ
-
40:67
هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ مِنْ تُرَابٍ ثُمَّ مِنْ نُطْفَةٍ ثُمَّ مِنْ عَلَقَةٍ ثُمَّ يُخْرِجُكُمْ طِفْلًا ثُمَّ لِتَبْلُغُٓوا اَشُدَّكُمْ ثُمَّ لِتَكُونُوا شُيُوخًاۚ وَمِنْكُمْ مَنْ يُتَوَفّٰى مِنْ قَبْلُ وَلِتَبْلُغُٓوا اَجَلًا مُسَمًّى وَلَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ
-
55:14
خَلَقَ الْاِنْسَانَ مِنْ صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِۙ
-
71:14
وَقَدْ خَلَقَكُمْ اَطْوَارًا
-
71:15
اَلَمْ تَرَوْا كَيْفَ خَلَقَ اللّٰهُ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ طِبَاقًاۙ
-
71:16
وَجَعَلَ الْقَمَرَ ف۪يهِنَّ نُورًا وَجَعَلَ الشَّمْسَ سِرَاجًا
-
71:17
وَاللّٰهُ اَنْبَتَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ نَبَاتًاۙ
-
71:18
ثُمَّ يُع۪يدُكُمْ ف۪يهَا وَيُخْرِجُكُمْ اِخْرَاجًا
-
76:1
هَلْ اَتٰى عَلَى الْاِنْسَانِ ح۪ينٌ مِنَ الدَّهْرِ لَمْ يَكُنْ شَيْـًٔا مَذْكُورًا
-
76:2
اِنَّا خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ مِنْ نُطْفَةٍ اَمْشَاجٍۗ نَبْتَل۪يهِ فَجَعَلْنَاهُ سَم۪يعًا بَص۪يرًا
-
77:20
اَلَمْ نَخْلُقْكُمْ مِنْ مَٓاءٍ مَه۪ينٍۙ
-
77:21
فَجَعَلْنَاهُ ف۪ي قَرَارٍ مَك۪ينٍۙ
-
77:22
اِلٰى قَدَرٍ مَعْلُومٍۙ
-
77:23
فَقَدَرْنَاۗ فَنِعْمَ الْقَادِرُونَ
-
95:4
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ
-
95:5
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ
-
95:6
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَلَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍۜ