Harp esirleri

  • 8:67

    Hiçbir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya (ve duruma hâkim oluncaya) kadar, (düşmanlarından) esirler alması (ve onları diyet karşılığı bırakması) yakışmaz. Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz. Oysa Allah (size dünyada zafer ve izzeti ve asıl) ahiret (saadetini) istemektedir. Allah, Üstün ve Güçlüdür, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

  • 8:68

    Eğer Allah'ın geçmişte bir yazması (takdir buyurup bağışlaması) olmasaydı, (esirleri bırakıp fidye olarak) alıverdiğiniz (menfaate) karşılık size gerçekten büyük bir azap dokunuverecekti.

  • 8:70

    Ey Nebi(m), ellerinizdeki esirlere de ki: "Eğer Allah, sizin kalplerinizde bir hayır(lı niyet taşıdığınızı görüp) bilirse (ve bunu Bize de hissettirirse), size sizden alınan (esaretten kurtulma parasın)dan daha hayırlısını verir ve sizi bağışlar. Allah Bağışlayandır, Esirgeyendir."

  • 8:71

    (Ey Resulüm!) Eğer (inkârcılar ve münafıklar) Sana hainlik yapmak isterlerse (üzülme ve bekle), kesinlikle onlar daha önce Allah'a da hainlik yapmışlardı. (İşte bak sonunda) Bu yüzden (Allah) onlara (hain takımına) karşı Sana imkân, fırsat ve ruhsat verdi. (O hainleri Senin elinle yaptıklarına pişman ve perişan etti.) Elbette Allah her şeyi hakkıyla Bilendir ve her işi Hikmetli (ve güzeldir).

  • 8:67

    مَا كَانَ لِنَبِيٍّ اَنْ يَكُونَ لَهُٓ اَسْرٰى حَتّٰى يُثْخِنَ فِي الْاَرْضِۜ تُر۪يدُونَ عَرَضَ الدُّنْيَاۗ وَاللّٰهُ يُر۪يدُ الْاٰخِرَةَۜ وَاللّٰهُ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ

    Hiçbir peygambere, yeryüzünde kesin bir zafer kazanıncaya (ve duruma hâkim oluncaya) kadar, (düşmanlarından) esirler alması (ve onları diyet karşılığı bırakması) yakışmaz. Siz dünyanın geçici yararını istiyorsunuz. Oysa Allah (size dünyada zafer ve izzeti ve asıl) ahiret (saadetini) istemektedir. Allah, Üstün ve Güçlüdür, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

  • 8:68

    لَوْلَا كِتَابٌ مِنَ اللّٰهِ سَبَقَ لَمَسَّكُمْ ف۪يمَٓا اَخَذْتُمْ عَذَابٌ عَظ۪يمٌ

    Eğer Allah'ın geçmişte bir yazması (takdir buyurup bağışlaması) olmasaydı, (esirleri bırakıp fidye olarak) alıverdiğiniz (menfaate) karşılık size gerçekten büyük bir azap dokunuverecekti.

  • 8:70

    يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ قُلْ لِمَنْ ف۪ٓي اَيْد۪يكُمْ مِنَ الْاَسْرٰٓىۙ اِنْ يَعْلَمِ اللّٰهُ ف۪ي قُلُوبِكُمْ خَيْرًا يُؤْتِكُمْ خَيْرًا مِمَّٓا اُخِذَ مِنْكُمْ وَيَغْفِرْ لَكُمْۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

    Ey Nebi(m), ellerinizdeki esirlere de ki: "Eğer Allah, sizin kalplerinizde bir hayır(lı niyet taşıdığınızı görüp) bilirse (ve bunu Bize de hissettirirse), size sizden alınan (esaretten kurtulma parasın)dan daha hayırlısını verir ve sizi bağışlar. Allah Bağışlayandır, Esirgeyendir."

  • 8:71

    وَاِنْ يُر۪يدُوا خِيَانَتَكَ فَقَدْ خَانُوا اللّٰهَ مِنْ قَبْلُ فَاَمْكَنَ مِنْهُمْۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ حَك۪يمٌ

    (Ey Resulüm!) Eğer (inkârcılar ve münafıklar) Sana hainlik yapmak isterlerse (üzülme ve bekle), kesinlikle onlar daha önce Allah'a da hainlik yapmışlardı. (İşte bak sonunda) Bu yüzden (Allah) onlara (hain takımına) karşı Sana imkân, fırsat ve ruhsat verdi. (O hainleri Senin elinle yaptıklarına pişman ve perişan etti.) Elbette Allah her şeyi hakkıyla Bilendir ve her işi Hikmetli (ve güzeldir).