Ebabil kuşları

  • 10:1

    Elif, Lam, Ra. İşte bunlar, (huzur ve adalet içerikli hüküm prensipleri ve) hikmetli Kitabın ayetleridir. (Bu şifreli harfler, Kur’an-ı Kerim’in gizli mesaj bilgileridir.)

  • 10:2

    İçlerinden (kendi cinslerinden ve tanıyıp bildiklerinden Hz. Muhammed gibi seçkin ve yetkin) bir adama (mübarek ve muhterem bir zata): "İnsanları uyar (inzar ve ikaz et) ve iman edenlere; muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek (ve yüksek) bir makam' olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara (acayip, tuhaf ve) şaşırtıcı mı geldi? (Ki o) Kâfirler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" deyip (Peygamberi inkâr etmişlerdi.)

  • 10:3

    Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günlerde (devrede) gökleri ve yeri (hiç yoktan) yaratıveren, sonra (Kâinatın manevi bilgi ve yönetim merkezini kudret eline alıp) Arş’a istiva eden, (hücrelerden galaksilere her an bütün) işleri (bizzat ve layıkıyla) evirip-çeviren Allah'tır. O’nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse (kimseye) şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse (her halde, sadece ve sürekli) O'na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

  • 10:4

    Sizin tümünüzün dönüşü O'nadır. Allah'ın va'adi (mutlaka gerçekleşecek olan) bir Hakk’tır (ve kesinlikle zuhur etmiş olacaktır). O (hiç yoktan) yaratmayı başlatan, sonra onu (sürekli) iade eden (varlıkların bütün hücrelerini her an yeniden yaratıp eski haline döndürmekte olan, öldürdükten sonra da diriltip, huzurunda toplayan)dır. (Allah) İman edip salih amellerde bulunanlara, adaletle karşılık verip ödüllendirmek için (böyle yapmaktadır.) İnkâr edenlere gelince, küfürleri (ve kötülükleri) dolayısıyla, onlar için (cehennemde) kaynar sudan (kahredici) bir içki ve acı bir azap (sunulacaktır).

  • 10:5

    Güneş’i bir aydınlık (kaynağı), Ay’ı bir nur (yansıtıcı) kılan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona duraklar tespit ve takdir buyuran O’dur. Allah, (bütün) bunları ancak Hakk (uygun miktar ve doğru maksat) ile yaratmıştır. O, (düşünüp) bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamaktadır.

  • 10:1

    الٓرٰ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْحَك۪يمِ

    Elif, Lam, Ra. İşte bunlar, (huzur ve adalet içerikli hüküm prensipleri ve) hikmetli Kitabın ayetleridir. (Bu şifreli harfler, Kur’an-ı Kerim’in gizli mesaj bilgileridir.)

  • 10:2

    اَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا اَنْ اَوْحَيْنَٓا اِلٰى رَجُلٍ مِنْهُمْ اَنْ اَنْذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِنْدَ رَبِّهِمْۜ قَالَ الْكَافِرُونَ اِنَّ هٰذَا لَسَاحِرٌ مُب۪ينٌ

    İçlerinden (kendi cinslerinden ve tanıyıp bildiklerinden Hz. Muhammed gibi seçkin ve yetkin) bir adama (mübarek ve muhterem bir zata): "İnsanları uyar (inzar ve ikaz et) ve iman edenlere; muhakkak kendileri için Rableri katında 'gerçek (ve yüksek) bir makam' olduğunu müjde ver" diye vahyetmemiz, insanlara (acayip, tuhaf ve) şaşırtıcı mı geldi? (Ki o) Kâfirler: "Gerçekten bu, açıkça bir büyücüdür" deyip (Peygamberi inkâr etmişlerdi.)

  • 10:3

    اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ مَا مِنْ شَف۪يعٍ اِلَّا مِنْ بَعْدِ اِذْنِه۪ۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

    Şüphesiz sizin Rabbiniz, altı günlerde (devrede) gökleri ve yeri (hiç yoktan) yaratıveren, sonra (Kâinatın manevi bilgi ve yönetim merkezini kudret eline alıp) Arş’a istiva eden, (hücrelerden galaksilere her an bütün) işleri (bizzat ve layıkıyla) evirip-çeviren Allah'tır. O’nun izni olmadıktan sonra, hiç kimse (kimseye) şefaatçi olamaz. İşte Rabbiniz olan Allah budur, öyleyse (her halde, sadece ve sürekli) O'na kulluk edin. Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?

  • 10:4

    اِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ جَم۪يعًاۜ وَعْدَ اللّٰهِ حَقًّاۜ اِنَّهُ يَبْدَؤُا الْخَلْقَ ثُمَّ يُع۪يدُهُ لِيَجْزِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ بِالْقِسْطِۜ وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَم۪يمٍ وَعَذَابٌ اَل۪يمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ

    Sizin tümünüzün dönüşü O'nadır. Allah'ın va'adi (mutlaka gerçekleşecek olan) bir Hakk’tır (ve kesinlikle zuhur etmiş olacaktır). O (hiç yoktan) yaratmayı başlatan, sonra onu (sürekli) iade eden (varlıkların bütün hücrelerini her an yeniden yaratıp eski haline döndürmekte olan, öldürdükten sonra da diriltip, huzurunda toplayan)dır. (Allah) İman edip salih amellerde bulunanlara, adaletle karşılık verip ödüllendirmek için (böyle yapmaktadır.) İnkâr edenlere gelince, küfürleri (ve kötülükleri) dolayısıyla, onlar için (cehennemde) kaynar sudan (kahredici) bir içki ve acı bir azap (sunulacaktır).

  • 10:5

    هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَٓاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَۜ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ذٰلِكَ اِلَّا بِالْحَقِّۜ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ

    Güneş’i bir aydınlık (kaynağı), Ay’ı bir nur (yansıtıcı) kılan ve yılların sayısını ve hesabı bilmeniz için ona duraklar tespit ve takdir buyuran O’dur. Allah, (bütün) bunları ancak Hakk (uygun miktar ve doğru maksat) ile yaratmıştır. O, (düşünüp) bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklamaktadır.

  • 10:1

    الٓرٰ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْحَك۪يمِ

  • 10:2

    اَكَانَ لِلنَّاسِ عَجَبًا اَنْ اَوْحَيْنَٓا اِلٰى رَجُلٍ مِنْهُمْ اَنْ اَنْذِرِ النَّاسَ وَبَشِّرِ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا اَنَّ لَهُمْ قَدَمَ صِدْقٍ عِنْدَ رَبِّهِمْۜ قَالَ الْكَافِرُونَ اِنَّ هٰذَا لَسَاحِرٌ مُب۪ينٌ

  • 10:3

    اِنَّ رَبَّكُمُ اللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ ف۪ي سِتَّةِ اَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوٰى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْاَمْرَۜ مَا مِنْ شَف۪يعٍ اِلَّا مِنْ بَعْدِ اِذْنِه۪ۜ ذٰلِكُمُ اللّٰهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ

  • 10:4

    اِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ جَم۪يعًاۜ وَعْدَ اللّٰهِ حَقًّاۜ اِنَّهُ يَبْدَؤُا الْخَلْقَ ثُمَّ يُع۪يدُهُ لِيَجْزِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ بِالْقِسْطِۜ وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَهُمْ شَرَابٌ مِنْ حَم۪يمٍ وَعَذَابٌ اَل۪يمٌ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ

  • 10:5

    هُوَ الَّذ۪ي جَعَلَ الشَّمْسَ ضِيَٓاءً وَالْقَمَرَ نُورًا وَقَدَّرَهُ مَنَازِلَ لِتَعْلَمُوا عَدَدَ السِّن۪ينَ وَالْحِسَابَۜ مَا خَلَقَ اللّٰهُ ذٰلِكَ اِلَّا بِالْحَقِّۜ يُفَصِّلُ الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ