-
7:164
O vakit onlardan (fasık ve gafil) bir topluluk (peygamberlerine): "Allah'ın kendilerini helak etmek veya şiddetli bir azap (ve akıbete) düşürmek istediği(ni bildiğiniz bizim gibi) bir kavme, (hâlâ) ne diye (boşuna) öğüt veriyorsunuz? (Bizi niye rahatsız ediyorsunuz?)" diye (sorduklarında); "Rabbinize karşı hiçbir mazeretiniz (kalmasın ya da özür dileyip ıslah olasınız) diye ve olur ki (söz dinleyip) sakınırlar ümidiyle..." (yanıtını vermişlerdi.)
-
7:165
Vaktâki onlar kendilerine hatırlatılan uyarıları unuttuklarında ise, Biz de (içlerinden) kötülükten sakındıranları (nehy-i ani’l münker yapanları) kurtarmış, zulmedenleri ise yaptıkları fısk-u fücur (günah ve azgınlıkları) dolayısıyla pek zorlu bir azap ile yakalayıvermiştik.
-
7:166
Ne zaman ki bunlar (sapkın Yahudiler ve onları takip edenler), kendisinden yasaklanıp nehyolundukları ‘şeyi yapmada ısrar edip başkaldırınca’ onlara: “Aşağılık maymunlar olunuz” dedik. (Onları taklitçi ve bâtılın takipçisi şahsiyetsiz kimseler haline getirdik.)
-
7:167
İşte o zaman Rabbin (her dönemde ve ülkede) onların üzerlerine en kötü azabı yapacak kimse(leri) kıyamet gününe kadar mutlaka göndereceğini de yeminle bildirdi. (Bu yüzden Yahudiler fitne ve hile ile her azdıklarında, onları rezil ve zelil edecek kimseler gönderildi ve gönderilecektir.) Şüphesiz, Rabbin (suçlu isyankârları ceza ile) sonuçlandırması kesin ve çevik (ibretli ve hayret verici) olandır ve gerçekten O, (samimi tevbekârları) Bağışlayandır, Esirgeyendir.
-
7:168
Onları (İsrailoğullarını hile ve hıyanetleri, isyan ve fitneleri sebebiyle) yeryüzünde ayrı ayrı topluluklar halinde paramparça edip (farklı bölgelere) dağıttık. (Bunların) Kimileri salih (davranışlar içerisindedir, ama genellikle) onların dışında kalanlar aşağılık kimselerdir. Olur ki dönerler (ve tevbe ederler) diye onları iyiliklerle ve kötülüklerle imtihan ettik.
-
7:169
Onların ardından yerlerine, kitaba mirasçı (İlahi kurallardan haberi ve payı) olan (Tevrat’ı -daha sonra Kur’an’ı- okuyan ama uymayan) birtakım '(kötü) kimseler' geçti. (Bunlar imkân ve iktidar fırsatı bulunca) Şu değersiz olan (dünya)nın geçici yararını alıyor ve: (Nasıl olsa) "İleride bağışlanacağız" diyerek (her türlü zulüm ve ahlâksızlığı yapıyorlardı,) bunun benzeri bir yarar (haram ve haksız bir kazanç fırsatı) gelince onu da (hemen) alıyorlardı. Halbuki kendilerinden Allah'a karşı hakkı söylemekten başka bir şeyi konuşmayacaklarına (din adına yalan uydurmayacaklarına ve halkı aldatmayacaklarına) ilişkin Kitap sözü alınmamış mıydı? Ve maalesef onlar (Kitabın) içinde olanı okudular (ama hükümlerine uymadılar. Oysa Allah'tan) Korkanlar için ahiret yurdu daha hayırlıdır. Hâlâ akıl erdirmeyecek misiniz?
-
7:170
Kitaba sımsıkı sarılanlar ve namazı dosdoğru kılanlar ise (kutluluk ve kurtuluş ehlidir). Elbette Biz (halkı ve nizamı ıslah edici olan, yanlışlık ve haksızlıkları düzeltmeye çalışan) muslihlerin ecrini asla zayi etmeyiz. (Emeklerini boşa vermeyiz.)