143. Sayfa

8. Cüz

  • 6:125

    فَمَنْ يُرِدِ اللّٰهُ اَنْ يَهْدِيَهُ يَشْرَحْ صَدْرَهُ لِلْاِسْلَامِۚ وَمَنْ يُرِدْ اَنْ يُضِلَّهُ يَجْعَلْ صَدْرَهُ ضَيِّقًا حَرَجًا كَاَنَّمَا يَصَّعَّدُ فِي السَّمَٓاءِۜ كَذٰلِكَ يَجْعَلُ اللّٰهُ الرِّجْسَ عَلَى الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ

    Allah, kimi (layık görüp) hidayete erdirmek isterse, onun göğsünü (gönlünü) İslam'a açar; (ibadet ve hizmet yoluna sokar.) Kimi de (müstahak olduğundan) saptırmak isterse, onun göğsünü, sanki göğe yükseliyormuş gibi dar ve sıkıntılı kılar (Kur’an’a İslami kurallara ve sorumluluklara karşı ilgisiz ve sevgisiz bırakır). Allah, iman etmeyenlerin üstüne işte böyle pislik (manevi murdarlık) ve gayretsizlik (hamiyetsizlik ve haysiyetsizlik) çökertir.

  • 6:126

    وَهٰذَا صِرَاطُ رَبِّكَ مُسْتَق۪يمًاۜ قَدْ فَصَّلْنَا الْاٰيَاتِ لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ

    İşte bu (Kur’an ve İslam), Rabbinin dosdoğru yoludur. Öğüt alıp düşünmesini bilen bir topluluk için ayetleri böyle birer birer açıklayıverdik.

  • 6:127

    لَهُمْ دَارُ السَّلَامِ عِنْدَ رَبِّهِمْ وَهُوَ وَلِيُّهُمْ بِمَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

    (Hakk yolda bulunan ve hayra çabalayanlar) Onlar için Rableri katında barış yurdu (dünyada huzurlu devlet, ahirette kutlu cennet) vardır ve O, yapmakta oldukları dolayısıyla onların Velisidir. (Allah müttaki ve mücahit mü’minlerin dostu ve sahibidir.)

  • 6:128

    وَيَوْمَ يَحْشُرُهُمْ جَم۪يعًاۚ يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ قَدِ اسْتَكْثَرْتُمْ مِنَ الْاِنْسِۚ وَقَالَ اَوْلِيَٓاؤُ۬هُمْ مِنَ الْاِنْسِ رَبَّنَا اسْتَمْتَعَ بَعْضُنَا بِبَعْضٍ وَبَلَغْنَٓا اَجَلَنَا الَّذ۪ٓي اَجَّلْتَ لَنَاۜ قَالَ النَّارُ مَثْوٰيكُمْ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اِلَّا مَا شَٓاءَ اللّٰهُۜ اِنَّ رَبَّكَ حَك۪يمٌ عَل۪يمٌ

    (Allah-u Teâlâ) Onların hepsini toplayıp haşredeceği gün: “Ey cinn (şeytanları) taifesi, insanlardan (din adamı, ilim erbabı, ilahiyatçı ve hizmet sevdalısı sanılanların bir)çoğunu (ayartıp kendinize yardımcı edindiniz) öyle mi?” diye (sorguya çekecektir). İnsanlardan şeytanları veli edinenler ise: “Ya Rabbi kimimiz kimimizden yararlandık (şeytanlar ve şeytanlaşmış insanlar olarak, yanlış ve haksız olduğunu bile bile birbirimizden dünyalık hesabına istifade etmeye çalıştık) ve nihayet tayin ve tespit ettiğin süreye (hesap gününe) ulaştık” diye (suçlarını itiraf edeceklerdir. Cenab-ı Hakk ise) buyuracak ki: "Allah'ın dilediği hariç olmak üzere, sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yeriniz ateştir." Şüphesiz Rabbin, Hüküm ve Hikmet sahibi olandır, (her şeyi hakkıyla) Bilendir.

  • 6:129

    وَكَذٰلِكَ نُوَلّ۪ي بَعْضَ الظَّالِم۪ينَ بَعْضًا بِمَا كَانُوا يَكْسِبُونَ۟

    Böylece Biz kendi kesbleri (kötü tercih ve gafletleri) nedeniyle, zalimlerin bir kısmını, diğer kısmının (yanına yoldaş) başına yönetici yapar (ezdiririz. Hain idareciler de, peşlerinden giden kalabalık gafiller de bunu hak etmişlerdir.)

  • 6:130

    يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَقُصُّونَ عَلَيْكُمْ اٰيَات۪ي وَيُنْذِرُونَكُمْ لِقَٓاءَ يَوْمِكُمْ هٰذَاۜ قَالُوا شَهِدْنَا عَلٰٓى اَنْفُسِنَا وَغَرَّتْهُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا وَشَهِدُوا عَلٰٓى اَنْفُسِهِمْ اَنَّهُمْ كَانُوا كَافِر۪ينَ

    (Yüce Rabbimiz:) “Ey cinn ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve (sonunda mutlaka ulaşacağınız) şimdi bu karşı karşıya kaldığınız (hesap) gününüzle (ahiretle) sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi?” (diye sorunca) Onlar: "Nefislerimiz üzerine ve kendi aleyhimize şahitlik ederiz (ki, evet bize uyarıcılar geldi, ama dünyalık şeref ve şehvetler bizi alt etti)” diyeceklerdir. (Doğrusu) Dünya hayatı onları aldatıp oyalayıvermiştir ve gerçekten kâfir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şahitlik edeceklerdir.

  • 6:131

    ذٰلِكَ اَنْ لَمْ يَكُنْ رَبُّكَ مُهْلِكَ الْقُرٰى بِظُلْمٍ وَاَهْلُهَا غَافِلُونَ

    Bu (Allah’ın elçiler ve Hakk önderleri göndermesi), halkı (gafil ve cahil durumda, gerçeklerden) habersizken, Rabbinin ülkeleri zulmen helak edici olmadığı içindir.