-
7:74
وَاذْكُرُٓوا اِذْ جَعَلَكُمْ خُلَفَٓاءَ مِنْ بَعْدِ عَادٍ وَبَوَّاَكُمْ فِي الْاَرْضِ تَتَّخِذُونَ مِنْ سُهُولِهَا قُصُورًا وَتَنْحِتُونَ الْجِبَالَ بُيُوتًاۚ فَاذْكُرُٓوا اٰلَٓاءَ اللّٰهِ وَلَا تَعْثَوْا فِي الْاَرْضِ مُفْسِد۪ينَ
(Salih ayrıca kavmine dedi ki:) “Ad (kavminden) sonra Allah'ın sizi halifeler (ülkenizde Hakk namına yetkili yöneticiler) kıldığını ve sizi yeryüzünde (Şam-Medine arası HİCR bölgesinde) yerleştirip barındırdığını hatırlayın. Ki onun (yurdunuzun) düzlüklerinde köşkler kuruyor, dağlarında evler yontuyordunuz. Şu halde Allah’ın nimetlerini zikredip anın, yeryüzünde bozguncular olarak karışıklık çıkarmayın.” (Veya Allah’ın gazabına hazırlanın!..)
-
7:75
قَالَ الْمَلَاُ الَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُوا مِنْ قَوْمِه۪ لِلَّذ۪ينَ اسْتُضْعِفُوا لِمَنْ اٰمَنَ مِنْهُمْ اَتَعْلَمُونَ اَنَّ صَالِحًا مُرْسَلٌ مِنْ رَبِّه۪ۜ قَالُٓوا اِنَّا بِمَٓا اُرْسِلَ بِه۪ مُؤْمِنُونَ
Kavminin önde gelenlerinden büyüklük taslayanlar (müstekbirler), içlerinden iman edip de kendilerince zayıf sayılanlara (müstaz'aflara alay kasıtlı): "Salih'in gerçekten Rabbi tarafından gönderildiğini (kesinlikle) biliyor musunuz?" diye (sormuşlardı.) Onlar ise: "Biz gerçekten (onun kendisine de) onunla gönderilene (İlahi hüküm ve haberlere) de inananlarız" diye (yanıtlamışlardı).
-
7:76
قَالَ الَّذ۪ينَ اسْتَكْبَرُٓوا اِنَّا بِالَّذ۪ٓي اٰمَنْتُمْ بِه۪ كَافِرُونَ
Büyüklük taslayanlar (müstekbirler de): “Biz de, sizin inandığınızı asla tanımayanlarız (ve Allah’ın emrini takmayanlarız!?)” deyip (azgınlaşmışlardı).
-
7:77
فَعَقَرُوا النَّاقَةَ وَعَتَوْا عَنْ اَمْرِ رَبِّهِمْ وَقَالُوا يَا صَالِحُ ائْتِنَا بِمَا تَعِدُنَٓا اِنْ كُنْتَ مِنَ الْمُرْسَل۪ينَ
Böylelikle (kendi istekleriyle mucize eseri ortaya çıkarılan o) dişi deveyi boğazlayıp öldürdüler ve Rablerinin emrine karşı çıkıp (Salih'e de): "Ey Salih! Eğer gerçekten gönderilen (peygamber)lerden isen, va’ad ettiğin şeyi (haydi) getir bakalım" demeye (kalkışmışlardı).
-
7:78
فَاَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَاَصْبَحُوا ف۪ي دَارِهِمْ جَاثِم۪ينَ
Allah (bu haksızlıkları ve ahlâksızlıkları) üzerine onları şiddetli bir sarsıntı ile tutup (azapla) yakalamış da, (böylece) yurtlarında diz üstü çöken (ve ezilip helak edilen) kimseler olup kalmışlardı.
-
7:79
فَتَوَلّٰى عَنْهُمْ وَقَالَ يَا قَوْمِ لَقَدْ اَبْلَغْتُكُمْ رِسَالَةَ رَبّ۪ي وَنَصَحْتُ لَكُمْ وَلٰكِنْ لَا تُحِبُّونَ النَّاصِح۪ينَ
O da onlardan yüz çevirdi ve (Hz. Salih şöyle) dedi: "Ey kavmim! Andolsun size Rabbimin risaletini tebliğ ettim ve size öğüt verdim. Ama siz, öğüt verenleri sevmiyorsunuz (ve işte belanızı buldunuz)!"
-
7:80
وَلُوطًا اِذْ قَالَ لِقَوْمِه۪ٓ اَتَأْتُونَ الْفَاحِشَةَ مَا سَبَقَكُمْ بِهَا مِنْ اَحَدٍ مِنَ الْعَالَم۪ينَ
Hani Lut da kavmine şöyle demişti: “Sizden önce âlemlerden (geçmiş kavimlerden) hiç kimsenin yapmadığı bir hayâsız-çirkinliği mi yapıyorsunuz?”
-
7:81
اِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ شَهْوَةً مِنْ دُونِ النِّسَٓاءِۜ بَلْ اَنْتُمْ قَوْمٌ مُسْرِفُونَ
“Gerçekten siz kadınları bırakıp şehvetle erkeklere yaklaşıyorsunuz! Doğrusu siz, ölçüyü aşan (azgın) bir topluluksunuz” (ve azabı hak ediyorsunuz!..)