124. Sayfa

7. Cüz

  • 5:104

    وَاِذَا ق۪يلَ لَهُمْ تَعَالَوْا اِلٰى مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ وَاِلَى الرَّسُولِ قَالُوا حَسْبُنَا مَا وَجَدْنَا عَلَيْهِ اٰبَٓاءَنَاۜ اَوَلَوْ كَانَ اٰبَٓاؤُ۬هُمْ لَا يَعْلَمُونَ شَيْـًٔا وَلَا يَهْتَدُونَ

    Onlara; (bu yanlış düşünce ve davranışları bırakın!) Allah'ın indirdiğine (Kur'an'ın hükmüne) ve (Hz.) Resul’ün (sünnetine ve sistemine) gelin, denildiğinde: (Hayır) "Babalarımızı (atalarımızı) üzerinde bulduğumuz (ve keyfimize göre tâbi olduğumuz) şey bize yeter" derler. Ya babaları (ataları) bir şey bilmeyen ve Hakk yolu bulamayan (cahil ve gafil) kimseler olsalar da mı (yine şuursuzca onların izlerini takip edeceklerdi)?

  • 5:105

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا عَلَيْكُمْ اَنْفُسَكُمْۚ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ اِذَا اهْتَدَيْتُمْۜ اِلَى اللّٰهِ مَرْجِعُكُمْ جَم۪يعًا فَيُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

    Ey iman edenler! Üzerinizdeki (yükümlülük) kendi nefislerinizdir. (Öncelikli sorumluluğunuz kendi niyetleriniz ve amellerinizdir. Bu nedenle kendinize dikkat edin ve düzeltin.) Siz (sadakatle hidayete ve İslamiyet’e yapışıp) doğru yola eriştiğiniz takdirde, (Hakk’tan ve hayırdan ayrılıp) sapan (kimseler) size zarar veremeyeceklerdir. Tümünüzün dönüşü Allah'adır. O, size yaptıklarınızı haber verecektir.

  • 5:106

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا شَهَادَةُ بَيْنِكُمْ اِذَا حَضَرَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ ح۪ينَ الْوَصِيَّةِ اثْنَانِ ذَوَا عَدْلٍ مِنْكُمْ اَوْ اٰخَرَانِ مِنْ غَيْرِكُمْ اِنْ اَنْتُمْ ضَرَبْتُمْ فِي الْاَرْضِ فَاَصَابَتْكُمْ مُص۪يبَةُ الْمَوْتِۜ تَحْبِسُونَهُمَا مِنْ بَعْدِ الصَّلٰوةِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّٰهِ اِنِ ارْتَبْتُمْ لَا نَشْتَر۪ي بِه۪ ثَمَنًا وَلَوْ كَانَ ذَا قُرْبٰىۙ وَلَا نَكْتُمُ شَهَادَةَ اللّٰهِ اِنَّٓا اِذًا لَمِنَ الْاٰثِم۪ينَ

    Ey iman edenler! Aranızdan herhangi birinize ölüm belirtisi gelip çattığı zaman, (yapacağınız) vasiyetin (hazırlanışı) sırasında, içinizden iki adaletli kişiyi şahit bulundurun. Veya yolculukta olup size ölüm musibeti gelip çatarsa, sizden (yakınlarınızdan) olmayan başka iki kişiyi (şahit tutuverin). Şayet (bunların vasiyeti değiştirmesinden) kuşkulanmanız durumunda (varisleri olarak; cenaze için kılınacak) namazdan sonra alıkoyup bekletirsiniz ki, onlar da: "Akraba dahi olsa onu (yeminimizi) hiçbir maddi değer ve teklif karşısında değiştirmeyeceğiz ve Allah'ın şahitliğini gizlemeyeceğiz. Aksi takdirde biz elbette günahkârlardan oluruz" diye Allah adına yemin etsinler (ki bu vasiyet resmi ve geçerli hale gelsin. Hayır için vasiyet mendûb -uygun ve güzeldir- ama borçları ve emanet eşyaları için farziyettir.)

  • 5:107

    فَاِنْ عُثِرَ عَلٰٓى اَنَّهُمَا اسْتَحَقَّٓا اِثْمًا فَاٰخَرَانِ يَقُومَانِ مَقَامَهُمَا مِنَ الَّذ۪ينَ اسْتَحَقَّ عَلَيْهِمُ الْاَوْلَيَانِ فَيُقْسِمَانِ بِاللّٰهِ لَشَهَادَتُنَٓا اَحَقُّ مِنْ شَهَادَتِهِمَا وَمَا اعْتَدَيْنَاۘ اِنَّٓا اِذًا لَمِنَ الظَّالِم۪ينَ

    Eğer (sonradan) o ikisi aleyhinde (mirasçılara haksızlık yapılsın diye) günaha (bulaştıklarına ve su-i zanna) müstahak olduklarına ilişkin kesin kanaate ulaşılırsa (hile ve hıyanetleri ortaya çıkarsa), bu durumda haksızlığa uğrayanlardan (ölenin yakınlarından) iki kişi -ki bunlar daha çok hak sahibidirler- öbürlerinin yerine geçerler ve: "Bizim şahitliğimiz o ikisinin şahitliğinden şüphesiz daha doğrudur. Biz haddi aşmadık, (haksızlık yapmadık ve gerçeği çarpıtmadık) yoksa gerçekten zulmedenlerden oluruz" diye Allah'a yemin içsinler (ki adaletli karar verilsin).

  • 5:108

    ذٰلِكَ اَدْنٰٓى اَنْ يَأْتُوا بِالشَّهَادَةِ عَلٰى وَجْهِهَٓا اَوْ يَخَافُٓوا اَنْ تُرَدَّ اَيْمَانٌ بَعْدَ اَيْمَانِهِمْۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاسْمَعُواۜ وَاللّٰهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الْفَاسِق۪ينَ۟

    İşte bu (davranış), şahitliği gerektiği gibi yapmalarına, veya yemin ettikten sonra bu yeminlerinin reddedilmesinden korkup (hep doğru ve dürüst beyanda bulunmalarına) daha yakın (ve uygun bir tavırdır). Her halde Allah'tan korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakının ve (emirlerini) dinleyip (itaatkâr davranın). Allah, fasıklar topluluğunu hidayete erdirmeyecek (doğru yola iletmeyecektir).