123. Sayfa

7. Cüz

  • 5:96

    اُحِلَّ لَكُمْ صَيْدُ الْبَحْرِ وَطَعَامُهُ مَتَاعًا لَكُمْ وَلِلسَّيَّارَةِۚ وَحُرِّمَ عَلَيْكُمْ صَيْدُ الْبَرِّ مَا دُمْتُمْ حُرُمًاۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ

    Deniz avı ve onu yemek size ve (yeryüzünde) yolculuk edenlere bir yarar olarak helâl kılındı. İhramlı olduğunuz sürece kara avı ise size haram kılınmıştır. (Sonunda) O'na (götürülüp) toplanacağınız Allah'tan korkup kötülükten sakınıverin.

  • 5:97

    جَعَلَ اللّٰهُ الْكَعْبَةَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ قِيَامًا لِلنَّاسِ وَالشَّهْرَ الْحَرَامَ وَالْهَدْيَ وَالْقَلَٓائِدَۜ ذٰلِكَ لِتَعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِ وَاَنَّ اللّٰهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَل۪يمٌ

    Allah, “Beyt-i Haram” (olan) Kâbe'yi insanlar için (mü’minlerin sığınağı ve güven kaynağı) bir ayaklanma (yürüyüp dönerek ibadet yapma; cihad şuuru, devlet ve adalet huzuru kazanma vesilesi ve kıyam evi) kıldı; Haram Ay'ı, kurbanı ve boyunlardaki gerdanlıkları (kurban için ayrıldıklarını gösteren takıları) da (mübarek yaptı). Bu, Allah'ın göklerde ve yerde ne varsa hepsini (ve tüm ayrıntıları ile) bildiğini ve Allah'ın gerçekten her şeyi bilici (bizzat yaratan, donatan, gayesine hizmet imkânı sağlayan hep Kendisi) olduğunu bilmeniz (böylece sürekli bu şuur ve huzurla hareket etmeniz) içindir.

  • 5:98

    اِعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ شَد۪يدُ الْعِقَابِ وَاَنَّ اللّٰهَ غَفُورٌ رَح۪يمٌۜ

    (Şu gerçeği) Bilin ki, Allah (zalimlere, hainlere ve hak edenlere karşı) gerçekten cezası pek şiddetli olandır. Ve Allah (samimi tevbekârları ve İslam’a taraftarları) Bağışlayandır, Esirgeyendir.

  • 5:99

    مَا عَلَى الرَّسُولِ اِلَّا الْبَلَاغُۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ مَا تُبْدُونَ وَمَا تَكْتُمُونَ

    (Allah’ın seçtiği Peygambere) Elçiye tebliğden başka (yükümlülük ve sorumluluk) yoktur. Allah açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da bilir.

  • 5:100

    قُلْ لَا يَسْتَوِي الْخَب۪يثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ اَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَب۪يثِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ۟

    De ki: "Murdar (pis) ile temiz (asla) bir değildir. (Hatta) Murdarın çokluğu hoşuna gitse (ve gönlüne cazip gelse) de (bu böyledir).” Bu nedenle, ey selim akıl sahipleri! Allah'tan korkup (haram ve haksız kazançtan) sakının. (Bâtıla kapılan ve güç odaklarına tapınan kalabalıklara da aldırmayın!) Umulur ki kurtuluşa erersiniz.

  • 5:101

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا لَا تَسْـَٔلُوا عَنْ اَشْيَٓاءَ اِنْ تُبْدَ لَكُمْ تَسُؤْكُمْۚ وَاِنْ تَسْـَٔلُوا عَنْهَا ح۪ينَ يُنَزَّلُ الْقُرْاٰنُ تُبْدَ لَكُمْۜ عَفَا اللّٰهُ عَنْهَاۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ حَل۪يمٌ

    Ey iman edenler! Size açıklandığında, sizi üzecek (kötü ve çekilmez gelecek) şeyleri (gereksiz yere) sorup durmayın; Kur'an indirildiği (ve bugün meali okunuverdiği) zaman sorarsanız, size (gereken) açıklama yapılır. (Halbuki siz gereksiz şeyleri sormasaydınız) Allah onu affedip (bırakmıştı). Allah Bağışlayandır, (kullara) yumuşak olan (Halîm)dir.

  • 5:102

    قَدْ سَاَلَهَا قَوْمٌ مِنْ قَبْلِكُمْ ثُمَّ اَصْبَحُوا بِهَا كَافِر۪ينَ

    Sizden önce bir topluluk da bunun (gibi gereksiz konuları ve samimiyetsiz bir merakla) sormuştu da sonra (açıklanan hükümler ağır geldiği için inkâr edip) kâfirler olup gitmişlerdi.

  • 5:103

    مَا جَعَلَ اللّٰهُ مِنْ بَح۪يرَةٍ وَلَا سَٓائِبَةٍ وَلَا وَص۪يلَةٍ وَلَا حَامٍۙ وَلٰكِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا يَفْتَرُونَ عَلَى اللّٰهِ الْكَذِبَۜ وَاَكْثَرُهُمْ لَا يَعْقِلُونَ

    Allah Bahire(1)'den, Saibe(2)'den, Vasiyle(3)'den ve Ham(4)'dan hiçbirini (meşru) kılmamıştır. Ancak kâfirler Allah'a karşı yalan uyduruyorlar. (Dinde olmayan şeyi Allah'ın emri gibi gösteriyorlar veya Allah'ın emirlerini tersine çeviriyorlar.) İşte bunların çoğunluğu (yaptıkları işin kötülüğüne ve başlarına gelecek belanın büyüklüğüne) akıl erdirmez (ve vicdanına göre hareket etmez kimselerdi). [1-Bahire: Putlara adanmış dişi deve. 2-Saibe: Dilek kabulü için putlar adına salıverilmiş deve. 3-Vasiyle: İkiz dünyaya gelen ve erkeği putlara kurban edilen keçi. 4-Ham: Cahiliyede kutsallık atfedilen ve sırtına binilmeyen deve.]