134. Sayfa

7. Cüz

  • 6:60

    وَهُوَ الَّذ۪ي يَتَوَفّٰيكُمْ بِالَّيْلِ وَيَعْلَمُ مَا جَرَحْتُمْ بِالنَّهَارِ ثُمَّ يَبْعَثُكُمْ ف۪يهِ لِيُقْضٰٓى اَجَلٌ مُسَمًّىۚ ثُمَّ اِلَيْهِ مَرْجِعُكُمْ ثُمَّ يُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ۟

    (Ey insanlar!) Sizi geceleyin (bir nevi) vefat ettirip (ruhunuzu bedenden uzaklaştırıp uyutan) ve gündüzün 'güç yetirip uğraşmakta (yapıp kazanmakta) olduklarınızı' (her an) bilip duran, sonra adı konulmuş ecel doluncaya kadar onda (her sabah da) sizi diriltip (uyandıran) O'dur. Ardından 'en son dönüşünüz' (yine) O'nadır. Sonra yapmakta olduklarınızı size O haber verecek (ve hesabını soracaktır).

  • 6:61

    وَهُوَ الْقَاهِرُ فَوْقَ عِبَادِه۪ وَيُرْسِلُ عَلَيْكُمْ حَفَظَةًۜ حَتّٰٓى اِذَا جَٓاءَ اَحَدَكُمُ الْمَوْتُ تَوَفَّتْهُ رُسُلُنَا وَهُمْ لَا يُفَرِّطُونَ

    O (Allah), kulları üzerinde Kahredici (ezici ve kesin hükmedici güce sahip) olandır. Size koruyucular (hareketlerinizi kaydeden özel hafaza melekleri) gönderip durmaktadır. Sonunda sizden birinize ölüm gelip çattığı zaman, elçilerimiz (görevli meleklerimiz) onun 'hayatına son verip (canını almaktadır).' Onlar (bu işte ne eksik, ne fazla) kusursuz olarak kendi görevlerini yapmaktadırlar.

  • 6:62

    ثُمَّ رُدُّٓوا اِلَى اللّٰهِ مَوْلٰيهُمُ الْحَقِّۜ اَلَا لَهُ الْحُكْمُ وَهُوَ اَسْرَعُ الْحَاسِب۪ينَ

    Sonra (herkes gerçek sahipleri ve) Hakk Mevlâ’ları olan Allah'a döndürülürler. Haberiniz olsun; hüküm yalnızca O'nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli (hızlı ve kararlı) olanıdır.

  • 6:63

    قُلْ مَنْ يُنَجّ۪يكُمْ مِنْ ظُلُمَاتِ الْبَرِّ وَالْبَحْرِ تَدْعُونَهُ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةًۚ لَئِنْ اَنْجٰينَا مِنْ هٰذِه۪ لَنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِر۪ينَ

    De ki: “(Ey insanlar!) Sizi karanın ve denizin karanlıklarından kim kurtarmaktadır? (Ve kim Güneş'le aydınlığa çıkarıp huzurla yaşatmaktadır) Ki, (her felaket ve tehlike durumunda) siz (açıktan ve) gizliden gizliye O’na yalvararak dua ve niyazda bulunmaktasınız. Andolsun bizi bundan (tehlike ve felaket ortamından) kurtarırsan, gerçekten şükredenlerden olacağız" (diye O’na sığınmaktasınız.)

  • 6:64

    قُلِ اللّٰهُ يُنَجّ۪يكُمْ مِنْهَا وَمِنْ كُلِّ كَرْبٍ ثُمَّ اَنْتُمْ تُشْرِكُونَ

    De ki: “Ondan ve her türlü sıkıntıdan (stres ve bunalımdan) sizi Allah kurtarmaktadır. Sonra (beladan kurtulunca) siz yine (gaflet ve nankörlükle) şirk koşmaktasınız.”

  • 6:65

    قُلْ هُوَ الْقَادِرُ عَلٰٓى اَنْ يَبْعَثَ عَلَيْكُمْ عَذَابًا مِنْ فَوْقِكُمْ اَوْ مِنْ تَحْتِ اَرْجُلِكُمْ اَوْ يَلْبِسَكُمْ شِيَعًا وَيُذ۪يقَ بَعْضَكُمْ بَأْسَ بَعْضٍۜ اُنْظُرْ كَيْفَ نُصَرِّفُ الْاٰيَاتِ لَعَلَّهُمْ يَفْقَهُونَ

    De ki: "O, size üstünüzden ya da ayaklarınızın altından (gökten ve yerden) azap yollamaya, veya (savaş ve anarşi yoluyla) sizi parça parça birbirinize kırdırıp, kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya güç yetirendir." Bak, iyice kavrayıp-anlamaları için ayetleri nasıl da çeşitli biçimlerde açıklamaktayız…

  • 6:66

    وَكَذَّبَ بِه۪ قَوْمُكَ وَهُوَ الْحَقُّۜ قُلْ لَسْتُ عَلَيْكُمْ بِوَك۪يلٍۜ

    Senin kavmin, O (Kur'an) Hakk iken Onu yalanladı. De ki: "Ben üzerinize bir vekil (ve gelecek belaya kefil) değilim" (elbette layıkınızı bulacaksınız).

  • 6:67

    لِكُلِّ نَبَاٍ مُسْتَقَرٌّۘ وَسَوْفَ تَعْلَمُونَ

    (Kur’an’da ve Peygamber lisanıyla bildirilen) Her haberin gerçekleşeceği bir “müstekar” (karar kılınan bir zaman ve mekân) vardır. Yakında siz de gerçeği bilecek (ve anlayacaksınız).

  • 6:68

    وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِه۪ۜ وَاِمَّا يُنْسِيَنَّكَ الشَّيْطَانُ فَلَا تَقْعُدْ بَعْدَ الذِّكْرٰى مَعَ الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ

    Ayetlerimiz konusunda, 'alaylı tartışmalara dalanları gördüğün zaman' -onlar bir başka söze geçinceye kadar- onlardan yüz çevir (ve ayrıl). Ama şeytan Sana (bunu) unutturacak olursa, bu durumda (uyarımızı) hatırladıktan (hemen) sonra (onlardan uzaklaş), artık zulmeden toplulukla beraber oturma(n yakışıksızdır).