-
4:148
Allah, zulme (haksız itham ve iftiralara) uğrayanlar(ın hâkim karşısında konuşup hakkını savunması) dışında, kötü sözün (ve çirkin işlerin) açığa vurulup söylenmesini sevmez. (Fitneyi azdırıcı ve huzur kaçırıcı konuşmalardan ve dedikodulardan sakınmak lazımdır.) Her şeyi hakkıyla İşiten ve Bilen Allah’tır.
-
4:149
(Siz yaptığınız) Bir hayrı (örnek ve teşvik olsun diye) açıklar ya da (gösteriş olmasın diye) gizli tutarsanız veya bir kötülüğü bağışlarsanız (bu elbette güzel ve faziletli bir davranıştır), şüphesiz Allah da ziyadesiyle affedicidir (ve her şeye) gücü yeten (Kâdir olandır).
-
4:150
Allah'ı ve elçilerini (ayet ve hadislerin hükümlerini gereksiz ve geçersiz sayıp) inkâr eden, (Kur’an yeterlidir, sünnete ve hadislere lüzum yoktur iddiasıyla) Allah ile elçilerinin arasını ayırmak isteyen, (ayet ve hadislerin ve peygamberlerin) "Bazısına inanırız, bazısını tanımayız" diyen ve bu ikisi arasında (keyfine göre) bir yol tutturmak isteyenler yok mu? (İşte onlar Allah’ın ve Müslümanların düşmanı, Siyonist şeytanların uşaklarıdır.)
-
4:151
Ve işte bunlar, (Müslüman görünseler de) gerçekten kâfir olanlardır. Biz ise kâfirlere aşağılatıcı bir azap hazırlamışızdır. [Not: Bu ayetler: “Evreni Allah yaratmıştır, sonra kendi haline ve her şeyi insanların tercihine bırakmıştır; bir peygambere ve Dine de ihtiyaç kalmamıştır” şeklindeki DEİST düşüncenin de KÜFÜR ve SAPKINLIK olduğunu vurgulamaktadır.]
-
4:152
Allah'a ve Peygamberlerine inananlar (ayetlere ve hadislere tâbi olanlar) ve onlardan hiçbiri arasında (risalet görevi bakımından) ayrım yapmayanlar, işte onlara ileride ecirleri verilecektir. Allah, Bağışlayandır, Esirgeyip Koruyandır.
-
4:153
Kitap Ehli Senden, kendilerine gökten (mucizevi) bir kitap indirmeni talep etmişlerdi. Halbuki (Hz.) Musa'dan (arsızlık ve azgınlık bakımından) bundan daha büyüğünü istemişler ve "Bize Allah'ı açıkça göster” demişlerdi. Böylece zulümlerinden dolayı onları yıldırım çarpmış (ve şaşkına dönmüşlerdi). Ardından kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra, (bu sefer sapıtıp) buzağıyı (ilah) edinmişlerdi. Biz bunu da affedip bağışladık ve Musa'yı apaçık olan ispatlayıcı delil ve yetkiler verip donattık. (Onu sultana=güç ve iktidara ulaştırdık.)
-
4:154
(Tevbe edip) Kesin söz vermeleri (ve ahitlerinden dönmemeleri) için Tûr'u (Beni İsrail’in) üstlerine yükselttik (dağı başlarına düşürmekle tehdit ettik) ve onlara: (Kudüs’e ve kutsal yerlere) "Bilinen kapıdan (saygıyla baş eğerek) secde ederek girin" dedik ve onlara: "(Yasaklanan) Cumartesi’nde (balık avı yapıp) haddi aşmayın" diye tembihledik. Ve onlardan kesin bir söz de almıştık.