-
84:14
اِنَّهُ ظَنَّ اَنْ لَنْ يَحُورَۚۛ
Doğrusu o, (Rabbine) bir daha asla dönmeyeceğini sanmıştı.
-
84:15
بَلٰىۚۛ اِنَّ رَبَّهُ كَانَ بِه۪ بَص۪يرًاۜ
Oysa (evet); gerçekten Rabbi, kendisini (sürekli ve) çok iyi görüp (gözetleyip kaydettirip) durmaktaydı.
-
84:16
فَلَٓا اُقْسِمُ بِالشَّفَقِۙ
Hayır (mutlaka), şafak vaktine (veya akşamın alaca karanlığına),
-
84:17
وَالَّيْلِ وَمَا وَسَقَۙ
Geceye ve bağrında toplayıp taşıdıklarına (ve sakladıklarına),
-
84:18
وَالْقَمَرِ اِذَا اتَّسَقَۙ
Değirmileşip (on dördüne girdiği) zaman Ay’a yemin olsun;
-
84:19
لَتَرْكَبُنَّ طَبَقًا عَنْ طَبَقٍۜ
Ki siz mutlaka tabakadan tabakaya binip atlayacak (uzaydaki yüksek katlara, mekânlara veya manevi makamlara ulaşacaksınız. Ya da, ibadet, istikamet ve kanaatle boyut değiştirip enerji bedenlerinizle velayet mertebelerinde dolaşacak)sınız.
-
84:20
فَمَا لَهُمْ لَا يُؤْمِنُونَۙ
Şu halde onlara ne oluyor ki (hâlâ) iman etmiyorlar?
-
ساجد
Secde
-
84:21
وَاِذَا قُرِئَ عَلَيْهِمُ الْقُرْاٰنُ لَا يَسْجُدُونَۜ
Kendilerine Kur'an okunduğunda (hürmet ve itaatle) secdeye kapanmıyorlar! (Dikkatle ve sürekli Meal-i Kerim üzerinde yoğunlaşıp, Kur’an’ın manasını ve mesajını anlayıp uygulamaya çalışmıyorlar.)
-
84:22
بَلِ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا يُكَذِّبُونَۘ
Tam aksine, o nankörler (Allah’ın hüküm ve haberlerini) yalanlıyorlar.
-
84:23
وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِمَا يُوعُونَۘ
Halbuki Allah, onların içlerinde sakladıklarını daha iyi biliyor; (oysa kendilerinden hesap sorulmayacağını sanıyorlar.)
-
84:24
فَبَشِّرْهُمْ بِعَذَابٍ اَل۪يمٍۙ
Bu durumda Sen, onları acı bir azap ile müjdeleyip (uyar ki, başlarına neler geleceğini görüp anlayacaklar).
-
84:25
اِلَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ اَجْرٌ غَيْرُ مَمْنُونٍ
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan (ve asla başa kakılmayan) bir ecir (mükâfat) vardır.
-
Büruc Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
85:1
وَالسَّمَٓاءِ ذَاتِ الْبُرُوجِۙ
Yemin olsun; burçları (Güneş’in yörüngesindeki uğrakların sembolü sayılan 12 takımyıldızı) olan gökyüzüne…
-
85:2
وَالْيَوْمِ الْمَوْعُودِۙ
O va’ad edilen (kutlu) güne,
-
85:3
وَشَاهِدٍ وَمَشْهُودٍۜ
Şahitlik edene (gerçekleri gören bahtiyar kimselere) ve şahitlik edilene (görülen hakikatlere ve yaratılış harikası eserlere ve basiret-feraset ehli mü’minlerin sezdikleri hikmetlere) andolsun ki, (medeniyet inkılâbı ve kıyamet olayı yaşanacaktır.)
-
85:4
قُتِلَ اَصْحَابُ الْاُخْدُودِۙ
Kahrolsun Ashab-ı Uhdud (ki bunlar mü’minleri kazdıkları ateş hendeklerinde yakan Yemen Yahudileri olmaktaydı).
-
85:5
اَلنَّارِ ذَاتِ الْوَقُودِۙ
Tutuşturulmuş yakıt (malzemeleriyle) dolu o ateş (sahipleri ki; ateş çukurlarını masum mü’minlere işkence için hazırlamışlardı).
-
85:6
اِذْ هُمْ عَلَيْهَا قُعُودٌۙ
Hani kendileri de (ateş hendeğinin) çevresinde oturmuşlardı. [Not: 4, 5 ve 6. ayetler, Siyonist ve emperyalist güçlerin dünyayı ateşe verebilecek nükleer yığınaklarına ve bunların engellenmesi lüzumuna da işaret buyurmakta, ilgilileri ve ilim ehlini uyarmaktadır.]
-
85:7
وَهُمْ عَلٰى مَا يَفْعَلُونَ بِالْمُؤْمِن۪ينَ شُهُودٌۜ
Ve onlar mü'minlere yaptıklarını (şeytani duygularla şahitlik edip) seyrediyorlardı.
-
85:8
وَمَا نَقَمُوا مِنْهُمْ اِلَّٓا اَنْ يُؤْمِنُوا بِاللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَم۪يدِۙ
Onlardan (Müslümanlardan), sırf Azîz ve Hamîd olan Allah'a iman ettiklerinden dolayı intikam alıyorlardı.
-
85:9
اَلَّذ۪ي لَهُ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَاللّٰهُ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ شَه۪يدٌۜ
O (Allah) ki; göklerin ve yerin mülkü ve hükümranlığı O'nundur. Allah, her şeyin üzerinde (sürekli) şahit (bulunmaktadır ve hesabını soracaktır).
-
85:10
اِنَّ الَّذ۪ينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِن۪ينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَر۪يقِۜ
Gerçek şu ki, mü’min erkeklerle mü’min kadınlara işkence (fitne) uygulayanlar, sonra (pişmanlık duyup) tevbekâr da olmayanlar; işte onlar için cehennem azabı vardır ve yakıcı azap onlaradır.
-
85:11
اِنَّ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَهُمْ جَنَّاتٌ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْكَب۪يرُۜ
Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlara gelince; onlar için altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetler vardır. İşte büyük 'kurtuluş ve mutluluk' bu olacaktır.