-
83:27
وَمِزَاجُهُ مِنْ تَسْن۪يمٍۙ
Onun (misk şurubunun) karışımı "tesnim"dendir. (Kokusu ve lezzetiyle en rahatlatıcı ve ferahlatıcı bir şerbettir.)
-
83:28
عَيْنًا يَشْرَبُ بِهَا الْمُقَرَّبُونَۜ
(Öyle) Bir kaynak ki (sadece Rabbine) yakınlaştırılmış (mukarreb) olanlar ondan içeceklerdir.
-
83:29
اِنَّ الَّذ۪ينَ اَجْرَمُوا كَانُوا مِنَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يَضْحَكُونَۘ
(Oysa dünyada iken) O suçlu günahkârlar (müşrik ve mücrim takımı), gerçekten iman edenlere (küçümseyerek) gülüp geçerlerdi.
-
83:30
وَاِذَا مَرُّوا بِهِمْ يَتَغَامَزُونَۘ
(Mü’minler onlara uğradıkları ve) Yanlarına vardıkları zaman, (alay etmek ve küçümsemek için) birbirlerine kaş-göz ederlerdi.
-
83:31
وَاِذَا انْقَلَبُٓوا اِلٰٓى اَهْلِهِمُ انْقَلَبُوا فَكِه۪ينَۘ
Kendi evlerine (ailelerine) geri gittikleri zaman da, (mü’minlere hakaret etmenin) neşesiyle (ve şeytani zevkiyle) dönerlerdi.
-
83:32
وَاِذَا رَاَوْهُمْ قَالُٓوا اِنَّ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ لَضَٓالُّونَۙ
Mü’minleri (her) gördükleri vakit: “İşte bunlar şaşkın ve sapkın kimselerdir” derler (ve hakaret ederler)di.
-
83:33
وَمَٓا اُرْسِلُوا عَلَيْهِمْ حَافِظ۪ينَۜ
Oysa kendileri, onların (Müslümanların) üzerine gözcü olarak gönderilmemişlerdi. (Kendi görevlerini ve kulluk bilincini yitirmişlerdi.)
-
83:34
فَالْيَوْمَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا مِنَ الْكُفَّارِ يَضْحَكُونَۙ
İşte bugün de mü’minler, (o) kâfirlere (ve nankör döneklere) gülüyorlar (elbette güleceklerdir)!
-
83:35
عَلَى الْاَرَٓائِكِ يَنْظُرُونَۜ
Taht gibi koltuklar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle (kendi hallerine şükredeceklerdir.)
-
83:36
هَلْ ثُوِّبَ الْكُفَّارُ مَا كَانُوا يَفْعَلُونَ
“Nasıl, kâfir olanlar, (şimdi) işlediklerinin (küfür ve kötülüklerinin feci) karşılığını gördüler mi?” (diye sorup sevineceklerdir.)
-
İnşikâk Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
84:1
اِذَا السَّمَٓاءُ انْشَقَّتْۙ
(Kıyamet günü) Gök yarılıp-parçalandığı,
-
84:2
وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْۙ
Ve (hak ettiği biçimde, kendine layık şekilde) Rabbine boyun eğip, O'nun emrini uyguladığı zaman (ki hakikaten böyle olması yaraşır)...
-
84:3
وَاِذَا الْاَرْضُ مُدَّتْۙ
Yerküre uzatılıp dümdüz yapıldığı,
-
84:4
وَاَلْقَتْ مَا ف۪يهَا وَتَخَلَّتْۙ
İçinde olanları dışa atıp boşaldığı,
-
84:5
وَاَذِنَتْ لِرَبِّهَا وَحُقَّتْۜ
Ve (yaratılış gereğine uygun biçimde) Rabbine boyun eğip emrini uyguladığı zaman; (ki insan da Mevlâ’sına ve muradına böyle ulaşır.)
-
84:6
يَٓا اَيُّهَا الْاِنْسَانُ اِنَّكَ كَادِحٌ اِلٰى رَبِّكَ كَدْحًا فَمُلَاق۪يهِۚ
Ey insan! Gerçekten sen, hiç durmaksızın Rabbine (O’nun va’adine ve müjdesine) doğru bir çaba harcayıp durmaktasın; (ve elbette) sonunda O'na varacaksın (mülaki olacaksın).
-
84:7
فَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ بِيَم۪ينِه۪ۙ
Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse (ne mutlu ona ki imtihanı kazanmıştır.)
-
84:8
فَسَوْفَ يُحَاسَبُ حِسَابًا يَس۪يرًاۙ
O, kolay bir hesap (sorgu) ile sorguya çekilip (azaptan kurtulacaktır.)
-
84:9
وَيَنْقَلِبُ اِلٰٓى اَهْلِه۪ مَسْرُورًاۜ
Ve kendi ehline (ailesine ve yakın çevresine) sevinç içinde dönmüş olacaktır.
-
84:10
وَاَمَّا مَنْ اُو۫تِيَ كِتَابَهُ وَرَٓاءَ ظَهْرِه۪ۙ
Kimin de kitabı arkasından verilirse (o ne bahtsızdır);
-
84:11
فَسَوْفَ يَدْعُوا ثُبُورًاۙ
Ki o da, hemen helak (yok olmay)ı dileyip çağıracak (pişman ve perişan olacak)tır.
-
84:12
وَيَصْلٰى سَع۪يرًاۜ
(Derken) Çılgın alevli ateşe (cehennem hapishanesine) sokulacaktır.
-
84:13
اِنَّهُ كَانَ ف۪ٓي اَهْلِه۪ مَسْرُورًا
Çünkü o, (dünyada günahkâr ve isyankâr olmasına rağmen) kendi aile yakınları arasında neşelenip (gururlanmıştı).