-
80:34
يَوْمَ يَفِرُّ الْمَرْءُ مِنْ اَخ۪يهِۙ
Ki; kişi o gün, kendi öz kardeşinden kaçacaktır;
-
80:35
وَاُمِّهِ وَاَب۪يهِۙ
Annesinden ve babasından (uzak duracaktır),
-
80:36
وَصَاحِبَتِه۪ وَبَن۪يهِۜ
Eşinden ve çocuklarından (kaçıp ayrılacaktır; ki onlara karşı sorumluluklarını yapmamıştır).
-
80:37
لِكُلِّ امْرِئٍ مِنْهُمْ يَوْمَئِذٍ شَأْنٌ يُغْن۪يهِۜ
Çünkü o gün, herkesin kendisine yeter (bir derdi ve) meşguliyeti vardır. (Hiç kimsenin en yakınları dahil, başka birisiyle ilgilenecek hali kalmamıştır.)
-
80:38
وُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ مُسْفِرَةٌۙ
O gün, öyle yüzler vardır ki apaydınlıktır (parıldayıp nur saçacaktır);
-
80:39
ضَاحِكَةٌ مُسْتَبْشِرَةٌۚ
(Onlar mutluluktan) Gülecek ve sevinç içinde olacaklardır.
-
80:40
وَوُجُوهٌ يَوْمَئِذٍ عَلَيْهَا غَبَرَةٌۙ
Ve o gün, öyle yüzler de vardır ki üzerlerini (kirli ve tiksindirici bir) toz ve duman kaplamıştır.
-
80:41
تَرْهَقُهَا قَتَرَةٌۜ
Kendilerini bir karartı (kahredici bir karanlık) sarıp-kuşatmıştır.
-
80:42
اُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْكَفَرَةُ الْفَجَرَةُ
İşte bunlar da; kâfir takımıdır, facir olanlar (her türlü günahı utanmadan yapanlar)dır.
-
Tekvîr Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
81:1
اِذَا الشَّمْسُ كُوِّرَتْۙۖ
Güneş dürülüp (ışığı söndüğü) zaman,
-
81:2
وَاِذَا النُّجُومُ انْكَدَرَتْۙۖ
Yıldızlar bulanıklaşıp-döküldüğü zaman,
-
81:3
وَاِذَا الْجِبَالُ سُيِّرَتْۙۖ
Dağlar, (yerinden sökülüp) yürütüldüğü zaman,
-
81:4
وَاِذَا الْعِشَارُ عُطِّلَتْۙۖ
(Pahalı ve havalı) Gebe develer (gibi çok değerli sürüler, binekler ve servetler; kıyametin dehşetinden sahiplerince) kendi başına terk edilip (başıboş bırakıldığı) zaman,
-
81:5
وَاِذَا الْوُحُوشُ حُشِرَتْۙۖ
(Bütün) Vahşi hayvanlar, (korku ve panikten bir araya) toplandığı zaman,
-
81:6
وَاِذَا الْبِحَارُ سُجِّرَتْۙۖ
Denizler tutuşturulduğu (kaynatıldığı ve taşırıldığı) zaman,
-
81:7
وَاِذَا النُّفُوسُ زُوِّجَتْۙۖ
(Ve nihayet) Nefisler (ruhlarla eşleştirilerek diriltilip bedenle tekrar) birleştiği (ve hesaba çağrıldığı) zaman,
-
81:8
وَاِذَا الْمَوْءُ۫دَةُ سُئِلَتْۙ
Ve o diri diri öldürülen ve toprağa gömülen kız çocuğuna, (ve annenin ölüm tehlikesi gibi zorunlu bir sebep olmaksızın rahimden alınan cenin-zigot halindeki yavruya) sorulduğu zaman;
-
81:9
بِاَيِّ ذَنْبٍ قُتِلَتْۚ
Hangi suçundan dolayı (cahili bir gurur ve vicdansızlıkla niçin) katledildi? (diye, adalet mizanı kurulduğu zaman,)
-
81:10
وَاِذَا الصُّحُفُ نُشِرَتْۙۖ
(Herkesin hayat hikâyesine ait) Sahifeler (amel defterleri) açıldığı (ve tüm gizli ve kirli günahlar ortaya saçıldığı) zaman,
-
81:11
وَاِذَا السَّمَٓاءُ كُشِطَتْۙۖ
Gök, (bu halinden çıkarılarak deri gibi) sıyrılıp-yüzüldüğü (ve yerinden oynatıldığı) zaman,
-
81:12
وَاِذَا الْجَح۪يمُ سُعِّرَتْۙۖ
Cehennem ateşi çılgınca kızıştırıldığı zaman,
-
81:13
وَاِذَا الْجَنَّةُ اُزْلِفَتْۙۖ
Cennet de (mü’min, müttaki ve mücahit kullara) yakınlaştırıldığı zaman,
-
81:14
عَلِمَتْ نَفْسٌ مَٓا اَحْضَرَتْۜ
(Artık her) Nefis, (ahireti için) neyi hazırladığını (yararlı ve zararlı neler yaptığını açıkça) bilip-öğrenmiştir.
-
81:15
فَلَٓا اُقْسِمُ بِالْخُنَّسِۙ
Kesinlikle kasem ederim; (gece görünen, gündüz) sinip dönen (gezegen)lere,
-
81:16
اَلْجَوَارِ الْكُنَّسِۙ
Bir akış içinde yerini ve yörüngesini hiç şaşırmayan (muhteşem gök cisimlerine),
-
81:17
وَالَّيْلِ اِذَا عَسْعَسَۙ
Kararmaya ilk başladığı zaman, geceye;
-
81:18
وَالصُّبْحِ اِذَا تَنَفَّسَۙ
Ve nefes almaya (aydınlanmaya) başladığı zaman, sabah vaktine yemin olsun ki;
-
81:19
اِنَّهُ لَقَوْلُ رَسُولٍ كَر۪يمٍۙ
Şüphesiz O (Kur'an), üstün kerem (ve şeref) sahibi bir elçinin (kesinlikle Allah'tan getirdiği Hakk) sözüdür (ve gerçektir.)
-
81:20
ذ۪ي قُوَّةٍ عِنْدَ ذِي الْعَرْشِ مَك۪ينٍۙ
(Ki bu elçi, Hz. Cibril'dir ve O özel ve üstün) Bir güç sahibidir, Arş’ın sahibi katında “Mekin” (seçkin, emin ve yetkindir).