-
78:31
اِنَّ لِلْمُتَّق۪ينَ مَفَازًاۙ
(Ancak) Kesinlikle (küfür ve kötülükten sakınan) müttakiler için (ebedi cennet hayatında) gerçek 'bir kurtuluş ve (murada erdirici bir) mutluluk' vardır.
-
78:32
حَدَٓائِقَ وَاَعْنَابًاۙ
(Orada) Nice bahçeler ve üzüm bağları.
-
78:33
وَكَوَاعِبَ اَتْرَابًاۙ
Göz alıcı güzellik ve özellikteki (birbirleriyle uyumlu ve huzurlu), genç ve yaşıt (cennet) yavukluları. [Not: Bu ayetteki “Etrab=yaşıtlar” kelimesi Sâd Suresi 52. ayette de geçmektedir.]
-
78:34
وَكَأْسًا دِهَاقًاۜ
Dopdolu kadehler (ve şerbet bardakları onlar için hazırlanmıştır).
-
78:35
لَا يَسْمَعُونَ ف۪يهَا لَغْوًا وَلَا كِذَّابًاۚ
İçinde, ne 'boş ve saçma bir söz' işitirler, ne de bir yalan. (Huzur bozucu hiçbir şey olmayacaktır.)
-
78:36
جَزَٓاءً مِنْ رَبِّكَ عَطَٓاءً حِسَابًاۙ
(Bu) Rabbinden (iman, itaat ve cihadınıza) bir karşılık olmak üzere yeterli bir bağış(tır ki, dünya aklıyla yüksek özellik ve güzelliklerini anlamak imkânsızdır).
-
78:37
رَبِّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَاۙ الرَّحْمٰنِ لَا يَمْلِكُونَ مِنْهُ خِطَابًاۙ
Göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi, Rahman olan (Allah’tır ki mahşerde hiç kimse); O’na hitap etmeye güç yetiremeyecektir.
-
78:38
يَوْمَ يَقُومُ الرُّوحُ وَالْمَلٰٓئِكَةُ صَفًّاۜ لَا يَتَكَلَّمُونَ اِلَّا مَنْ اَذِنَ لَهُ الرَّحْمٰنُ وَقَالَ صَوَابًا
O gün Ruh ve melekler sıra sıra (huzura) duruvereceklerdir. Rahman’ın izin verdikleri dışında hiç kimse (tek kelime) konuşamaz. (İzin verilenler de ancak) Doğruyu söyleyeceklerdir. (Çünkü onlar dünyada iken de doğru sözlülerdir.)
-
78:39
ذٰلِكَ الْيَوْمُ الْحَقُّۚ فَمَنْ شَٓاءَ اتَّخَذَ اِلٰى رَبِّه۪ مَاٰبًا
İşte bu, (gelmesi) Hakk (ve muhakkak olan) gündür. Şu halde dileyen Rabbine bir dönüş yolu edinsin (ve kurtuluş isteyen Kur’an-ı Kerim’e yönelsin).
-
78:40
اِنَّٓا اَنْذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَر۪يبًاۚ يَوْمَ يَنْظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَن۪ي كُنْتُ تُرَابًا
Gerçekten Biz sizi (çok uzak sanıp yanıldığınız, ama aslında gelmesi) yakın bir azap ile uyarıverdik. Her kişinin kendi ellerinin önceden takdim ettiklerine (işledikleri amellerine) bakacağı gün, kâfir olan(lar şaşkın ve perişan bir vaziyette: İnsan olarak yaratılıp da imtihanı kaybederek bu azaba uğratılacağıma) “Ah, keşke ben (dünyada bir avuç) toprak oluverseydim!” (Veya şimdi de yok olup gitseydim!) diyecek (ama son pişmanlık para etmeyecektir).
-
Nâzi'ât Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
79:1
وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًاۙ
Andolsun (kâfirlerin ve zalimlerin canlarını), ta içlerine dalıp çökerek ve acıyla sökerek çıkaran (görevlilere),
-
79:2
وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًاۙ
(Mü’min ve müttakilerin ruhlarını ise) Yumuşacık çekip alan (meleklere),
-
79:3
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًاۙ
Yüzdükçe yüzerek akıp gidenlere, (tesbih ve tenzih ederek yükselenlere, muhteşem yıldız kümelerine ve galaksilere…)
-
79:4
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًاۙ
Öncü olarak yarışıp (hayırda ileri) geçenlere,
-
79:5
فَالْمُدَبِّرَاتِ اَمْرًاۢ
Böylece (hizmet, devlet ve ümmet) işi(ni tedbir edip) bir düzen ve disiplin içinde evirip çevirenlere! (Ayrıca, Kâinat ve tabiat kanunlarımızı, Bizim emrimizle yerine getirip yürüten meleklere yemin olsun ki;)
-
79:6
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُۙ
O (şiddetli) depremin (Dünya’yı) sarsacağı (korkunç) gün (gelecektir).
-
79:7
تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُۜ
Arkasından onu diğer (dehşetli) bir sarsıntı izleyecektir.
-
79:8
قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌۙ
O gün yürekler (dehşet içinde) çarpıp titreyecektir.
-
79:9
اَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌۢ
Gözler zillet içinde (kayıp baygın) düşecektir. [Not: Tarihte benzeri pek görülmeyen, 6 Şubat 2023 Maraş merkezli depremde bizzat yaşandığı gibi; aynı bölgede üst üste gelen iki büyük depreme işaret edilmekte, ardından dünyayı dönüştürecek büyük değişimlere dikkat çekilmektedir.]
-
79:10
يَقُولُونَ ءَاِنَّا لَمَرْدُودُونَ فِي الْحَافِرَةِۜ
(Buna rağmen kâfirler hâlâ:) "Biz (kabirde) çukurda iken, gerçekten biz mi yeniden (diriltilip) döndürülecekmişiz?" demektedirler.
-
79:11
ءَاِذَا كُنَّا عِظَامًا نَخِرَةًۜ
"Biz çürüyüp dağılmış kemikler olduğumuz zaman mı (dirilip hesaba çekilecekmişiz? Bu asılsız ve imkânsız bir şeydir.)"
-
79:12
قَالُوا تِلْكَ اِذًا كَرَّةٌ خَاسِرَةٌۢ
(Ve yine kâfirler) Derler ki: "Şu durumda, (eğer diriliş ve hesaba çekiliş doğruysa, bu da yine mü’minlerin) zararına bir dönüştür. (Çünkü bizler, yine zenginler ve izzetliler olarak kalkıp diriltileceğiz. Aksi halde büyük bir hüsrana düşeceğiz!)"
-
79:13
فَاِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌۙ
Oysa (çok uzak ve imkânsız gördükleri) bu (kıyamet), yalnızca tek bir (külli) iradenin buyruğuyla (oluşacak) haykırıştan ibarettir.
-
79:14
فَاِذَا هُمْ بِالسَّاهِرَةِۜ
(Ardından) O vakit bir de bakarsın ki onlar, (hepsi tekrar dirilmiş ve) yerin üstüne çıkarılıvermişlerdir.