-
93:4
وَلَلْاٰخِرَةُ خَيْرٌ لَكَ مِنَ الْاُو۫لٰىۜ
Elbette Senin sonun öncekinden (ahiretin ise dünyadakinden) çok daha hayırlı (olacak)dır.
-
93:5
وَلَسَوْفَ يُعْط۪يكَ رَبُّكَ فَتَرْضٰىۜ
(Sabret) İleride Rabbin Sana (tüm umduklarını) mutlaka verecek ve Sen (fazlasıyla) memnun (ve mesrur kalıp) razı olacaksın!
-
93:6
اَلَمْ يَجِدْكَ يَت۪يمًا فَاٰوٰىۖ
O (Rabbin ki); Seni yetim (ve yalnız) bulup da barındırmadı mı?
-
93:7
وَوَجَدَكَ ضَٓالًّا فَهَدٰىۖ
Şaşkın ve bunalmış bir durumda iken hidayet (ve inayet) buyurmadı mı? (İlim, hikmet ve ibadet yolunu açmadı mı?)
-
93:8
وَوَجَدَكَ عَٓائِلًا فَاَغْنٰىۜ
Seni fakir (ve çaresiz bir garip halinde) bulup da zengin (ve yetkin) kılmadı mı?
-
93:9
فَاَمَّا الْيَت۪يمَ فَلَا تَقْهَرْۜ
Öyle ise (eline imkân ve iktidar geçince) sakın yetim ve öksüz (çocukları, dul ve kimsesiz zavallıları hor ve hakir görüp) kahretmeye (kalkışmayasın!)
-
93:10
وَاَمَّا السَّٓائِلَ فَلَا تَنْهَرْۜ
(Sana ihtiyacını arz edip) Yardım dilenenleri (sıkıntı ve sorunlarına çözüm yolu olacak cevaplar bekleyenleri) azarlayıp (mahrum ve mahzun bırakmayasın!)
-
93:11
وَاَمَّا بِنِعْمَةِ رَبِّكَ فَحَدِّثْ
Ve (Sana lütfettiği bütün bu üstün fazilet ve meziyetlerden dolayı, övünmek ve böbürlenmek için değil, ama sevinmek ve şükretmek niyetiyle) Rabbinin nimetini (minnet ve memnuniyetle) hatırlat ve anlat (ki Makam-ı Mahmud’a ulaşasın.)
-
İnşirâh Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
94:1
اَلَمْ نَشْرَحْ لَكَ صَدْرَكَۙ
(Ey Resulüm!) Biz, Senin göğsünü yarıp-genişleterek (gönlünü hikmet ve huzurla doldurmadık mı)?
-
94:2
وَوَضَعْنَا عَنْكَ وِزْرَكَۙ
Ve (ağır) yükünü (hafifletip) indirip atarak (sıkıntılarını rahatlatmadık) mı?
-
94:3
اَلَّذ۪ٓي اَنْقَضَ ظَهْرَكَۙ
Ki o (risaletle ve ümmetinle ilgili; sorumluluk duygusu ve görev kaygusu) Senin belini bükmüştü (sırtını çatırdatmıştı);
-
94:4
وَرَفَعْنَا لَكَ ذِكْرَكَۜ
(Ve ey Nebim, Kelime-i Tevhid’de ve her Ezan-ı Şerif’te adını adımla anmak, böylece yerde ve göklerde saygınlığa ulaştırılmak suretiyle) Senin zikrini (şanını ve ünvanını) yükseltip (şerefini) arttırmadık mı?
-
94:5
فَاِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۙ
Demek ki, gerçekten her zorlukla beraber (ona dayanacak ve aşacak bir) kolaylık da vardır.
-
94:6
اِنَّ مَعَ الْعُسْرِ يُسْرًاۜ
(Unutma) Kesinlikle her zorlukla beraber, elbette bir kolaylık (ve rahatlık) da olacaktır. (Sabret, her usr; iki yusr doğuracaktır. Çünkü gerçekten her zorlukla beraber (iki kere) kolaylık bulunacaktır.)
-
94:7
فَاِذَا فَرَغْتَ فَانْصَبْۙ
(Şu halde ey Habibim!) Boş kaldığın zaman, (tebliğ ve toplumu terbiye, cihad etme ve tehlikeleri defetme, sosyal ve siyasi görevler gibi, mecburi işlerinden sıyrıldığın an, durma hemen ibadete ve hayırlı hizmete) koyul ve uğraşıp yorul ki (manevi terfi ve terakki ancak sürekli ve sistemli bir çaba ile mümkün olacaktır).
-
94:8
وَاِلٰى رَبِّكَ فَارْغَبْ
(Ve bütün bu gayret ve hizmetlerinle kesinlikle) Sadece Rabbine (rızasını kazanmaya) rağbet et (ki dünyada izzet ve devlete, ahiret yurdunda ise cennet ve rü’yete ancak böyle ulaşılacaktır).
-
Tîn Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
95:1
وَالتّ۪ينِ وَالزَّيْتُونِۙ
Andolsun İncir ve Zeytin (gibi yaratılış harikası lezzetli yiyecek ve vitamin depolarına)…
-
95:2
وَطُورِ س۪ين۪ينَۙ
(Hz. Musa’yı, kutsal davasını ve Yüce Rabbiyle irtibatını hatırlatan) Sina Dağı'na…
-
95:3
وَهٰذَا الْبَلَدِ الْاَم۪ينِۙ
Ve şu emin beldeye (güvenli kent Mekke’ye ve mübarek civarına)…
-
95:4
لَقَدْ خَلَقْنَا الْاِنْسَانَ ف۪ٓي اَحْسَنِ تَقْو۪يمٍۘ
(Ki kesinlikle) Biz, insanı (en mükemmel olmaya müsait kabiliyetlerle donattık ve) en güzel biçimde yarattık. (Ahseni takvim içinde cennetlerde ve yüksek mevkilerde ebedi yaşamaya müsait vaziyette varlığa çıkardık.)
-
95:5
ثُمَّ رَدَدْنَاهُ اَسْفَلَ سَافِل۪ينَۙ
Sonra onu (kendi kıymetini bilmediği ve kabiliyetlerini körletip kirlettiği için) aşağıların aşağısına çevirip-itip bıraktık. (Veya, insanoğlunu) “esfeles safiline” (eğitilmek, yetiştirilmek ve imtihan edilmek üzere; evrenin en aşağı tabakası olan yeryüzüne geri gönderip olgunlaşma fırsatı tanıdık.)