-
88:12
ف۪يهَا عَيْنٌ جَارِيَةٌۢ
Orada (cennet yurdunda) 'durmaksızın akan' bir kaynak vardır.
-
88:13
ف۪يهَا سُرُرٌ مَرْفُوعَةٌۙ
Orada yükseklerde kurulmuş tahtlar ve koltuklar da (olacaktır;)
-
88:14
وَاَكْوَابٌ مَوْضُوعَةٌۙ
(Hazırlanıp) Yanı başlarına konulmuş (içecek dolu) kaplar (ve kadehler bulunacaktır),
-
88:15
وَنَمَارِقُ مَصْفُوفَةٌۙ
Dizi dizi yastıklar (sıralanmıştır),
-
88:16
وَزَرَابِيُّ مَبْثُوثَةٌۜ
Ve serilmiş nefis yaygılar. (Kıymetli halılar vardır, hepsi mü’min, müttaki ve mücahit kullarındır.)
-
88:17
اَفَلَا يَنْظُرُونَ اِلَى الْاِبِلِ كَيْفَ خُلِقَتْ۠
(Gafiller ve kâfirler hiç ibretle ve dikkatle) Bakmıyorlar mı o deveye; ki nasıl (ve ne mükemmel) yaratılmıştır?
-
88:18
وَاِلَى السَّمَٓاءِ كَيْفَ رُفِعَتْ۠
Göğe (de baksınlar) ki; nasıl yükseltilip (ayarlanmıştır?)
-
88:19
وَاِلَى الْجِبَالِ كَيْفَ نُصِبَتْ۠
Dağlara (bakmazlar mı); nasıl oturtulup (sağlam) kurulmuş (durumdadır?)
-
88:20
وَاِلَى الْاَرْضِ كَيْفَ سُطِحَتْ۠
Yerküreye (bakıp da ibret almazlar mı); nasıl yayılıp-döşenmiş (tarıma uygun hale getirilmiş bulunmaktadır?)
-
88:21
فَذَكِّرْ اِنَّمَٓا اَنْتَ مُذَكِّرٌۜ
Artık Sen, öğüt verip-hatırlat. (Çünkü) Sen, sadece bir öğüt verici-bir uyarıcısın.
-
88:22
لَسْتَ عَلَيْهِمْ بِمُصَيْطِرٍۙ
Sen, onlar üzerine (tahakküm ve baskı kullanacak) bir zorlayıcı değilsin. (Çünkü dinde zorlama olmayacaktır.)
-
88:23
اِلَّا مَنْ تَوَلّٰى وَكَفَرَۙ
Ancak (her) kim (Kur’an’dan) yüz çevirir ve (Onun hüküm ve haberlerini) inkâr ederse (onlar sonunda pişman ve perişan olacaklardır).
-
88:24
فَيُعَذِّبُهُ اللّٰهُ الْعَذَابَ الْاَكْبَرَۜ
Allah, onu (inkârcı ve isyancı kulunu) en büyük azap ile azaplandıracaktır.
-
88:25
اِنَّ اِلَيْنَٓا اِيَابَهُمْۙ
Şüphesiz onların (bütün insanların) dönüşleri ancak Bizedir. (Kimse elimizden kurtulamayacaktır.)
-
88:26
ثُمَّ اِنَّ عَلَيْنَا حِسَابَهُمْ
Sonra onları hesaba çekmek de elbette Bize aittir. (Herkes hak ettiğine kavuşacaktır.)
-
Fecr Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
89:1
وَالْفَجْرِۙ
Andolsun, (Güneş’in doğuşu öncesi tan yeri ağarırken) Fecr’e (ve o vakitte uyanık mü’minlere),
-
89:2
وَلَيَالٍ عَشْرٍۙ
(Ramazan’ın sonundaki) On geceye,
-
89:3
وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِۙ
Çifte ve tek'e, (bütün sayılar adetince varlık çeşitlerine),
-
89:4
وَالَّيْلِ اِذَا يَسْرِۚ
(İbadet ve teheccütle) Akıp-gitmekte olan geceye (ki),
-
89:5
هَلْ ف۪ي ذٰلِكَ قَسَمٌ لِذ۪ي حِجْرٍۜ
(Bütün) Bunlarda, akıl sahibi olan için bir yemin (edilmeye değer hikmetler) vardır, değil mi?
-
89:6
اَلَمْ تَرَ كَيْفَ فَعَلَ رَبُّكَ بِعَادٍۙۖ
(Ey Nebim, Sana gösterilen kader filminde) Görmedin mi, Rabbin (inkâr ve isyanları yüzünden) ne yaptı Ad (kavmine)?
-
89:7
اِرَمَ ذَاتِ الْعِمَادِۙۖ
‘Yüksek sütunlar’ (ve süslü saraylar) sahibi İrem (şehrin)e? (Ad kavminin yaşadığı Yemen-Umman arası verimli ve zengin Ahkaf ülkesine!..)
-
89:8
اَلَّت۪ي لَمْ يُخْلَقْ مِثْلُهَا فِي الْبِلَادِۙۖ
Ki beldeler-şehirler arasında onun bir benzeri yaratılmış değildi.
-
89:9
وَثَمُودَ الَّذ۪ينَ جَابُوا الصَّخْرَ بِالْوَادِۙۖ
Ve (yine) vadilerde kayaları oyup yontarak (sağlam meskenler kuran) Semud'a?
-
89:10
وَفِرْعَوْنَ ذِي الْاَوْتَادِۙۖ
Ve kazıklar (ehramlar) sahibi Firavun'a? (Allah bu zalimlere neler yapmış, zulüm saltanatlarını nasıl yıkmıştı?)
-
89:11
اَلَّذ۪ينَ طَغَوْا فِي الْبِلَادِۙۖ
Ki onlar, (o) ülkelerde azgınlaşmışlardı.
-
89:12
فَاَكْثَرُوا ف۪يهَا الْفَسَادَۙۖ
Böylece oralarda (her türlü) fesadı (ve ahlâksızlığı) yaygınlaştırmış-arttırmışlardı.
-
89:13
فَصَبَّ عَلَيْهِمْ رَبُّكَ سَوْطَ عَذَابٍۙۖ
Bundan dolayı Rabbin, onların üzerine bir azap kamçısı çarpmış (ve onları yerin dibine batırmış)tı.
-
89:14
اِنَّ رَبَّكَ لَبِالْمِرْصَادِۜ
Çünkü Senin Rabbin, gerçekten gözetleme makamındadır (kullarının bütün yaptıklarından ve her an Haberdardır).