-
74:48
Fakat, artık (sahte) şefaat edicilerin (bâtıl düzenlerin ve zalim merkezlerin destekçisi şeyhlerin ve hoca efendilerin) şefaat (va’ad)leri onlara hiçbir yarar sağlamayacaktır.
-
74:49
Buna rağmen, bunlara ne oluyor ki hâlâ öğütten yüz çevirip duruyorlar?
-
74:50
Gerçekten onlar, aynen ürkmüş yaban eşekleri gibi (davranıyorlar),
-
74:51
Sanki arslandan korkup-kaçmışlar (da, bu yüzden hiçbir çağrıyı duymuyorlar, dinlemiyorlar).
-
74:52
Hayır; doğrusu (bu kâfirlerin) her biri, kendisine (mucize gibi) açılmış sahifelerin gelip verilmesini isteyip (bekliyorlar).
-
74:53
Bilakis; onlar ahiretten gerçekten korkmuyorlar.
-
74:54
Hayır, doğrusu (şu ki), O (Kur'an) elbette bir öğüttür.
-
74:55
Artık kim dilerse, Ondan öğüt alıp-düşünür.
-
74:56
(Ve tabi insanlar hidayete ve istikamete yönelmedikçe ve) Allah dilemedikçe onlar öğüt almazlar; (oysa) takvanın sahibi (korkulmaya layık ve ehil olan) O'dur, mağfiretin sahibi (insanı bağışlamaya ehil ve yetkin olan da) O'dur.
-
Kıyamet Suresi
-
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
75:1
(Elbette bütün ölenlerin diriltileceği) Kalkış (kıyamet) gününe kasem (yemin) ederim ki...
-
75:2
Ve yine (keyfine ve şeytani dürtülere kapılarak düşünce ve davranışlarını kontrol altına alamayıp kötülüğe kaymaları, böylece ibadet ve hizmetten kaytarmaları nedeniyle) sürekli ve çok içtenlikli (olarak) kendini kınayıp duran (vicdanını uyaran) nefse (sorumlu ve şuurlu kimseye) de kasem ederim (ki: Hataları, günahları ve haksızlıkları nedeniyle; pişmanlık duyarak ve vicdanına kulak asarak kendisini suçlayıp sorumlu tutan kimseler, doğru istikamettedir ve bu tavır kişisel olgunlaşmanın ilk basamağı ve işaretidir.)
-
75:3
(Gafil ve kâfir) İnsan, Bizim onun kemiklerini kesinlikle (tekrar diriltip) bir araya getirmeyeceğimizi mi zan ve hesap etmektedir?
-
75:4
Bilakis, Biz onun (her insanın asla bir başkasına benzemeyen ve taklit edilmeyen imzası bilinen) parmak uçlarını dahi derleyip (yeniden ve aynen) düzene koyup eski haline getirmeye Kâdiriz (ve bunu gerçekleştireceğiz).
-
75:5
Ancak (maalesef çoğu) insan (sonunun kötü olacağını bile bile), önündeki (kalan ömür günlerini) fısk-u fücurla (günah ve ahlâksızlıkla) sürdürmek istemektedir.
-
75:6
(Bunlar; hadi canım!) "Kıyamet günü de ne vakit (gelecekmiş?)” diye sorup (gafletine devam etmektedir).
-
75:7
Ama (ölüm ve kıyamet gelip çattığı, böylece) göz 'kamaşıp da (korkudan) kaydığı,'
-
75:8
Ay karardığı,
-
75:9
Güneş ve Ay birleştirilip (eski halini, nur ve enerji şeklini aldığı) zaman;
-
75:10
İşte insan o gün: "Kaçış nereye (kime sığınabilirim)?" diyerek (acizliğini ve çaresizliğini görecektir).
-
75:11
Oysa hayır, (Allah’ın dışında) sığınacak herhangi bir yer (ve kimse) mevcut değildir.
-
75:12
O gün, 'sonunda varılıp karar kılınacak yer (müstekar)' yalnızca Rabbinin katıdır. (Herkes hesap vermek üzere mecburen O’nun huzuruna toplanacaktır.)
-
75:13
O gün insana, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri şeyler, (yaptığı ibadet ve hizmetleri, yerine getirmesi gerektiği halde terk ettikleri) hepsi (bir bir) kendisine haber verilecektir.
-
75:14
Aslında gerçek şu ki; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir. (Hesap günü birtakım mazeretler belirtse de, nefsinin kötülüklerine bizzat kendisi şahittir, herkes kendi ayarını ve amacını bilmektedir.)
-
75:15
(Ahirette) Kendi mazeretlerini ortaya atması (birtakım yalan bahanelere sığınması) bile (gaflet ve cehaletinin ve Allah’ı takdir edememenin bir neticesidir).
-
75:16
(Ey Nebim, Cebrail Sana vahiy getirdiğinde) Onu (Kur’an’ı kavrayıp ezberlemek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durman (yersizdir).
-
75:17
Çünkü şüphesiz, Onu (Kur’an’ı kalbinde) toplamak ve Onu (Sana) okutmak Bize ait (bir iş)tir.
-
75:18
Şu halde, Biz Onu (doğrudan veya Cebrail vasıtasıyla vahyedip) okuduğumuz zaman, Sen de (önce) Onun (Sana vahyolunup) okunuşunu (dikkatle) izle.
-
75:19
Sonra muhakkak Onu açıklamak Bize ait (bir iş)tir.