-
74:18
Çünkü o (azıtmış kişiler ve onun gibiler) kesinlikle, düşündü taşındı ve (Kur’an’a ve vicdanına ters) bir ölçü ve düzen (tayin ve) takdir edip (uydurdu).
-
74:19
Katlolup kahrolası, nasıl da (bozuk ve bâtıl) bir ölçü (ve ayar) koydu!?
-
74:20
Sonra o boynu kopası (Allah’ın hükmü kendisine hatırlatılmasına rağmen hâlâ) nasıl (böyle İslamiyet’e ve insaniyete aykırı) bir ölçü-düzen koyup (savundu)!?
-
74:21
Sonra (kendisini Hakka ve hayra çağıran Nebime ve davetçiye şöyle yukarıdan kibirle) bir baktı.
-
74:22
Sonra kaşlarını çattı ve yüzünü ekşitip (kalktı).
-
74:23
Sonra da sırt çevirip (uzaklaştı) ve büyüklük taslayıp (müstekbir tavrı takındı).
-
74:24
Ardından; "Bu sadece, (eskiden beri birbirine) 'aktarılarak öğrenilen' bir büyüdür" diyerek (Peygamberin davetini hafife aldı).
-
74:25
"Bu, (uydurulmuş) bir beşer sözünden başkası değildir" (diyerek imandan kaçındı).
-
74:26
Ben de onu, cehenneme sürükleyip-atacağım.
-
74:27
Cehennem (sakar) nedir, Sen bilir misin? (Anlatayım.)
-
74:28
(O, insanları) Ne (öldürüp) ortadan kaldırır, ne de (serbest) bırakır. (Kâfirler ve zalimleri sürekli azapla kıvrandırır.)
-
74:29
(O cehennem, inkârcı ve nankör) Beşere delicesine susamıştır. (Hiç durmadan derileri yakıp kavurmaktadır.)
-
74:30
Onun üzerinde on dokuz (âmir melek) vardır.
-
74:31
Biz o ateşin görevli memurlarını meleklerden başkasını kılmadık. Ve onların sayısını inkâr edenler için yalnızca bir fitne (konusu) yaptık ki; kendilerine kitap verilenler, şüpheden kurtulup kesin ve yakîn bilgiye varsın, iman edenlerin de imanları artsın; kendilerine kitap verilenler ve iman edenler (böylece) kuşkuya kapılmasın. Kalplerinde bir hastalık olanlar ile kâfirler de şöyle desin: "Allah, bu (gereksiz) örnekle neyi anlatmak istiyor ki?” İşte Allah, dilediğini böyle şaşırtıp-saptırır, dilediğini böyle hidayete erdirir. Rabbinin (çok farklı hizmetlerle görevli milyarlarca manevi-melek-enerji) ordularını Kendisinden başka (hiç kimsenin) bilip (kavraması mümkün olmayacaktır). Bu (anlattıklarımız) ise, beşer (insan) için sadece bir zikir (öğüt ve hatırlatmadır).
-
74:32
Hayır; (kâfirlerin iddiası boşunadır) andolsun Ay'a,
-
74:33
(Sürekli) Dönüp geldiği zaman geceye (karanlığa),
-
74:34
Ağardığı zaman sabaha (ki),
-
74:35
Gerçekten o (kıyamet, mahşer ve cehennem), büyük (musibet)lerden biri (konumundadır, ama insanlar hâlâ bu uyarıları ciddiye almamaktadır).
-
74:36
(Bütün bunlar) Beşer (insan) için bir uyarıdır.
-
74:37
(Kur'an) Sizden (iyilik, ibadet ve hizmet yolunda gayret edip) ileri geçmek isteyenlerle, (tembellik edip) geride kalmak isteyenleri (uyaran ve ayıran bir Kitaptır).
-
74:38
Çünkü herkes kendi kazandığı karşılığı (serbest kalmak ve sonsuz huzura kavuşmak üzere) rehin alınmış (bir tutsak)tır. (Ancak hesabını doğru vermekle ve ahiret için ciddi hazırlık görmekle kendisini kurtaracaktır.)
-
74:39
Yalnız ve sadece Ashab-ı Yemin (itaat, sadakat ve cihad ehli) hariç; (onlar sıkıntıya uğramayacaklardır.)
-
74:40
(Ki) Onlar cennetler içinde birbirlerine soracaklardır;
-
74:41
(Şu mücrim, münkir ve münafık takımından) Suçlu-günahkâr utanmazlara (sesleneceklerdir):
-
74:42
"Sizi şu yakıcı ateşe (sair cehennemine) ve azaba sürükleyen sebep nedir?"
-
74:43
(Onlar ise) "Biz (doğru dürüst) namaz kılanlardan (ve okuduğumuz Fatiha’da Rabbimize verdiğimiz sözlerde duranlardan) değildik" [Not: Örneğin; beş vakit namazda okuduğumuz Fatiha’da, günde 40 sefer: “Ya Rabbi, ğadabına uğrayan Siyonist Yahudi merkezlerin ve dalâlete kayan ve her türlü ahlâksızlığı resmen mübah sayan Haçlı Avrupa Birliği’nin ve benzeri bütün kâfir ve zalimlerin ve bunların işbirlikçi takipçilerinin peşine gitmeyeceğiz” dediğimiz halde; namazın dışında tam tersine hareket eder, Batılılara imrenir, bâtıl zihniyetleri desteklerdik.]
-
74:44
“Yoksulları da (ihtiyaçlarını giderecek ve hayatlarını onurlu ve huzurlu geçirecek şekilde) yedirmez (ve giydirmez)dik. (Ülkede bunu temin edecek adil ve asil bir düzen için gayret göstermezdik.)”
-
74:45
“Bâtıl şeylere (ve boş heveslere) dalanlarla birlikte (hareket ederdik ve boş işlere) dalıp-kapılıp giderdik.”
-
74:46
“Din (hesap ve ceza) gününü yalan sayıp (ahireti önemsemezdik, yaptıklarımızın yanımıza kâr kalacağını zannederdik).”
-
74:47
"Sonunda yakîn (kesin bir gerçek olan ölüm) gelip bizi bitirdi (ecel bizi gafil yakalayıverdi)."