-
72:14
وَاَنَّا مِنَّا الْمُسْلِمُونَ وَمِنَّا الْقَاسِطُونَۜ فَمَنْ اَسْلَمَ فَاُو۬لٰٓئِكَ تَحَرَّوْا رَشَدًا
“Ve elbette bizden (cinnlerden) Müslüman olanlar da vardır, (sapıtıp haddini aşarak) Hakk’tan cayanlar ve zulme kayanlar da (bulunmaktadır). İşte (Allah'a) teslim olanlar, artık onlar 'gerçeği ve doğruyu' araştırıp-bulanlardır.”
-
72:15
وَاَمَّا الْقَاسِطُونَ فَكَانُوا لِجَهَنَّمَ حَطَبًاۙ
(İnkâra ve isyana yönelip) “Hakk’tan saparak zulme kayanlar ise, onlar da cehennem için odun olmuşlardır.”
-
72:16
وَاَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّر۪يقَةِ لَاَسْقَيْنَاهُمْ مَٓاءً غَدَقًاۙ
(Rabbimiz buyurdu;) Eğer onlar (insanlar ve cinnler, İslam’ın çizdiği) yol üzerinde (tarikatte) 'dosdoğru bir istikamet tuttursalardı', mutlaka Biz onlara bol miktarda su içirir (bereketli bir rızık ve nimet verir, böylece huzur ve mutluluğu tattırırdık). [Not: Tarikat, Arapça'da yol demektir. Kur'an'da ise, mezhep, yol, tarz, metot, hareket biçimi anlamlarında kullanılmıştır.]
-
72:17
لِنَفْتِنَهُمْ ف۪يهِۚ وَمَنْ يُعْرِضْ عَنْ ذِكْرِ رَبِّه۪ يَسْلُكْهُ عَذَابًا صَعَدًاۙ
Ki, kendilerini bununla denemek için (böyle yapılmaktadır). Kim Rabbinin Zikrinden (Kur’an-ı Kerim’den ve emirlerinden) yüz çevirirse, (Allah) onu 'gittikçe şiddeti artan' bir azaba sürüklemiş olacaktır.
-
72:18
وَاَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلّٰهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللّٰهِ اَحَدًاۙ
Şüphesiz mescitler, (yalnızca) Allah'a ait (kutsal kurumlardır). Öyleyse, Allah ile beraber başka hiçbir şeye (ve kimseye) kulluk yapmayın. (Fani ve aciz kimselere dua edip tapmayın.)
-
72:19
وَاَنَّهُ لَمَّا قَامَ عَبْدُ اللّٰهِ يَدْعُوهُ كَادُوا يَكُونُونَ عَلَيْهِ لِبَدًاۜ۟
Şu bir gerçek ki, Allah'ın kulu (olan Muhammed), O'na dua (ibadet ve Hakkın hâkimiyeti) için her kalktığında, onlar (müşrikler) neredeyse çevresinde keçeleşiyor (kümeleşiyor)lardı; (yani bütün müşrikler ve münafık kimseler, Hz. Peygamber Efendimize düşmanlık hususunda birleşip kenetleşiyorlardı.)
-
72:20
قُلْ اِنَّمَٓا اَدْعُوا رَبّ۪ي وَلَٓا اُشْرِكُ بِه۪ٓ اَحَدًا
(Ey Nebim!) "Ben gerçekten, sadece Rabbime dua (ve ibadet) ediyorum ve O'na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum" diyerek (Allah’a sığınmalı ve görevini yapmalısın).
-
72:21
قُلْ اِنّ۪ي لَٓا اَمْلِكُ لَكُمْ ضَرًّا وَلَا رَشَدًا
(Ey Nebim!) De ki: "Doğrusu Ben, sizin için ne bir zarar verebilirim, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim (Allah’ın izni ve iradesi dışında bunlara malik değilim; görevim tebliğimi tamamlamaktır)."
-
72:22
قُلْ اِنّ۪ي لَنْ يُج۪يرَن۪ي مِنَ اللّٰهِ اَحَدٌ وَلَنْ اَجِدَ مِنْ دُونِه۪ مُلْتَحَدًاۙ
De ki: “Şüphesiz, Allah'tan (gelebilecek bir azaba karşı) Beni hiç kimse kesinlikle (koruyup) kurtaramayacaktır ve O'nun dışında asla bir sığınak da bulamayacağım.”
-
72:23
اِلَّا بَلَاغًا مِنَ اللّٰهِ وَرِسَالَاتِه۪ۜ وَمَنْ يَعْصِ اللّٰهَ وَرَسُولَهُ فَاِنَّ لَهُ نَارَ جَهَنَّمَ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ
"(Benim görevim) Sadece Allah'tan olanı ve O'nun risalet mesajını tebliğ edip (açıklamaktır). Kim Allah'a ve O'nun Elçisine isyan ederse, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere onun için cehennem ateşi vardır."
-
72:24
حَتّٰٓى اِذَا رَاَوْا مَا يُوعَدُونَ فَسَيَعْلَمُونَ مَنْ اَضْعَفُ نَاصِرًا وَاَقَلُّ عَدَدًا
Hatta ki onlar, kendilerine va’ad edileni (eceli ve ahireti) gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış (ve zavallıymış), artık öğrenmiş olacaklardır.
-
72:25
قُلْ اِنْ اَدْر۪ٓي اَقَر۪يبٌ مَا تُوعَدُونَ اَمْ يَجْعَلُ لَهُ رَبّ۪ٓي اَمَدًا
De ki: "Bilmiyorum, size va’ad edilen (kıyamet ve azap) yakın mıdır, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyacaktır?" (Bu gaybi bilgiler Allah katındadır.)
-
72:26
عَالِمُ الْغَيْبِ فَلَا يُظْهِرُ عَلٰى غَيْبِه۪ٓ اَحَدًاۙ
O, (bütün) gaybı (geleceği ve gizli şeyleri detaylarıyla) Bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açıp göstermez. (Allah gaybi sırlarını gizli tutmaktadır.)
-
72:27
اِلَّا مَنِ ارْتَضٰى مِنْ رَسُولٍ فَاِنَّهُ يَسْلُكُ مِنْ بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِه۪ رَصَدًاۙ
Ancak (Rabbin) razı olduğu (dilediği ve seçtiği) elçi(leri) hariç. (Onlara gaybi bilgilerden bir kısmını ulaştırır.) Çünkü O (Allah), bunun (gaybının, gizli kader programının ve elçi yolladıklarının) önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer (meleklerle koruma altına alır).
-
72:28
لِيَعْلَمَ اَنْ قَدْ اَبْلَغُوا رِسَالَاتِ رَبِّهِمْ وَاَحَاطَ بِمَا لَدَيْهِمْ وَاَحْصٰى كُلَّ شَيْءٍ عَدَدًا
(Allah, nebilerine de bazı gaybi bilgiler aktarır) Öyle ki (insanlar) onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilip (anlasınlar. Allah) Onların nezdinde olanları sarıp kuşatmış ve her şeyi tek tek sayıp tespitini yapmış bulunmaktadır.