546. Sayfa

28. Cüz

  • 59:10

    (Ayrıca) Onlardan (Muhacir ve Ensar’dan) sonra gelen (mü’min)ler de şöyle derler: Rabbimiz, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten Sen, çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin. [Not: Müslümanların, din kardeşleri ile aralarındaki ilişkide, karşı tarafı incitecek bir söz söylemek, öfkelenmek, saygıya uygun düşmeyen tavırlar sergilemek gibi, birlik ruhunu zedeleyecek her türlü tavırdan sakınmaları gerekir. Her mü’min bir diğerine karşı olabildiğince fedakâr ve sabırlı hareket etmelidir. Bu; gerçek ve samimi sevginin gereğidir, tüm mü’minlerin benimsemesi gereken üstün bir ahlâk örneğidir.]

  • 59:11

    (Bu arada Müslüman, Müttaki ve Mücahit geçinen, ama gerçekte) Münafıklık edenleri görmüyor musun ki, Kitap Ehlinden inkâr eden (gizli dost ve) kardeşlerine derler ki: "Andolsun, eğer siz (yurtlarınızdan) çıkarılacak olursanız, mutlaka biz de sizinle birlikte çıkarız ve size karşı olan hiç kimseye, hiçbir zaman itaat etmeyiz. Eğer size karşı savaşılırsa elbette size yardım ederiz." Oysa Allah şahitlik etmektedir ki onlar, gerçekten yalancı kimselerdir.

  • 59:12

    Andolsun eğer onlar (Yahudi ve Hristiyanların fitne fesat kurgulayanları, yenilip yurtlarından) çıkarılsalar (bile), bunlar (Müslüman geçinen münafıklar) onlarla beraber çıkmazlar; eğer onlarla savaşılırsa, bunlar onlara yardım yapmaz (riske yanaşmaz ve tehlikeye atılmazlar), şayet (ilk başta) yardım etseler bile (ardından) mutlaka arkalarına dönüp kaçıvereceklerdir; sonra zaten kendilerine de yardım edilmeyecektir.

  • 59:13

    (Ey mücahit ve müstakim mü’minler!) Kesinlikle siz, (hainlerin ve düşman kesimlerin göğüsleri) içlerinde 'dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından' onlara, Allah'tan daha çetin gelirsiniz (münafıkların kalplerindeki sizinle ilgili korkuları, Allah korkularından daha şiddetlidir). İşte bu, şüphesiz onların 'derin kavrayışa ve akli yaklaşıma sahip bulunmayan’ bir topluluk olmaları dolayısıyla böyledir.

  • 59:14

    Onlar, (Siyonist ve emperyalist odaklar) iyice korunmuş (sağlam tedbirler alınmış) şehirlerde veya surlar-kaleler gerisinde olmaksızın sizinle toplu bir halde savaşa girişemezler (kendilerine güvenemezler. Müşriklerin ve münafık kesimlerin) kendi aralarındaki çarpışmaları (birbirlerine kin ve haset duyguları) ise pek daha şiddetlidir. Sen onların (zahiren) birlik ve dirlik (içerisinde olduklarını zan ve) hesap edersin; oysa onların kalpleri paramparça vaziyettedir (çıkarları ve ihtirasları uğrunda her an kapışmaya hazır haldedirler). Bu, şüphesiz onların akletmeyen (ve imana gelmeyen) bir kavim olmaları dolayısıyla böyledir.

  • 59:15

    (Bu Yahudilerin durumu ve sonu;) Kendilerinden yakın zaman önce, işlerinin vebalini tatmış (küfür ve zulümlerinin akıbetine uğramış) olan, (ve şimdi ahirette de) kendileri için acı bir azap bulunan kimselerin (Bedir’de cezalarını bulan putperestlerin) durumu gibidir.

  • 59:16

    (Yahudileri kandıran münafıkların durumu da) Tıpkı şeytanın durumuna benzer ki; (önce) insana: "İnkâr et" deyip (onu kandırıvermiştir), onlar inkâr edince de: "Ben senden uzağım; ben âlemlerin Rabbi (olan) Allah'tan korkarım!" demişti.