559. Sayfa

28. Cüz

  • Tahrim Suresi

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

    Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

  • 66:1

    يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ لِمَ تُحَرِّمُ مَٓا اَحَلَّ اللّٰهُ لَكَۚ تَبْتَغ۪ي مَرْضَاتَ اَزْوَاجِكَۜ وَاللّٰهُ غَفُورٌ رَح۪يمٌ

    Ey (âlemlere rahmet) Peygamber! Eşlerinin hatırını ve gönül rızasını arayıp (öne alarak); Allah'ın Sana helâl kıldıklarını niçin kendine haram kılıp (nefsini mahrum etmektesin)? Allah, çok Bağışlayandır, çok Esirgeyendir.

  • 66:2

    قَدْ فَرَضَ اللّٰهُ لَكُمْ تَحِلَّةَ اَيْمَانِكُمْۚ وَاللّٰهُ مَوْلٰيكُمْۚ وَهُوَ الْعَل۪يمُ الْحَك۪يمُ

    Allah (gereksiz) yeminlerinizin (kefâretle) çözülmesini size farz (veya meşru) kılmıştır. Allah sizin Mevlâ’nız (sahibiniz, yardımcınız)dır. O (her şeyi hakkıyla) Bilendir, Hüküm ve Hikmet sahibidir.

  • 66:3

    وَاِذْ اَسَرَّ النَّبِيُّ اِلٰى بَعْضِ اَزْوَاجِه۪ حَد۪يثًاۚ فَلَمَّا نَبَّاَتْ بِه۪ وَاَظْهَرَهُ اللّٰهُ عَلَيْهِ عَرَّفَ بَعْضَهُ وَاَعْرَضَ عَنْ بَعْضٍۚ فَلَمَّا نَبَّاَهَا بِه۪ قَالَتْ مَنْ اَنْبَاَكَ هٰذَاۜ قَالَ نَبَّاَنِيَ الْعَل۪يمُ الْخَب۪يرُ

    Hani o vakit Peygamber (SAV), eşlerinden birine gizli bir söz söylemişti. Derken o da (diğer eşlerinden birine) bunu haber vermiş, Allah da Ona (Resulüllah’a) bunu açığa vurup bildirmişti. O (Peygamber) de bir kısmını açıklamış bir kısmını (söylemekten) vazgeçmişti. Sonunda (Resulüllah bu) haberi (kendisine) verince (eşi) demişti ki: "Bunu Sana kim haber verdi?" O da: "Bana Alîm olan, (her şeyden) Haberdar olan (Allah) haber verdi" demişti.

  • 66:4

    اِنْ تَتُوبَٓا اِلَى اللّٰهِ فَقَدْ صَغَتْ قُلُوبُكُمَاۚ وَاِنْ تَظَاهَرَا عَلَيْهِ فَاِنَّ اللّٰهَ هُوَ مَوْلٰيهُ وَجِبْر۪يلُ وَصَالِحُ الْمُؤْمِن۪ينَۚ وَالْمَلٰٓئِكَةُ بَعْدَ ذٰلِكَ ظَه۪يرٌ

    Eğer sizler (Peygamberin iki eşi ve kötülüğe yönelen her kişi) Allah'a tevbe ederseniz (ne güzel); çünkü kalpleriniz (biraz kayıp) eğrilik gösterdi. Yok eğer Ona (Resulüllah’a) karşı birbirinize destekçi olmaya kalkışırsanız, artık Allah, Onun Mevlâ’sıdır (sahibi ve hamisidir; Meleklerin reisi) Cebrail ve mü'minlerin salihleri de (Onun velisidir). Ayrıca bütün melekler de Onun (Resulüllah’ın) destekleyicileridir.

  • 66:5

    عَسٰى رَبُّهُٓ اِنْ طَلَّقَكُنَّ اَنْ يُبْدِلَهُٓ اَزْوَاجًا خَيْرًا مِنْكُنَّ مُسْلِمَاتٍ مُؤْمِنَاتٍ قَانِتَاتٍ تَٓائِبَاتٍ عَابِدَاتٍ سَٓائِحَاتٍ ثَيِّبَاتٍ وَاَبْكَارًا

    (Ey Peygamber hanımları!) -Eğer O sizi boşayacak olursa- belki de Rabbi Ona, yerinize sizlerden daha hayırlı (olan); Müslüman, tam inanan, gönülden itaatkâr, tevbekâr, ibadette devamlı ve dikkatli olan, oruç (ve sır) tutan, (hicret ve cihad için) seyahate katlanan dul ve bakire eşler verir.

  • 66:6

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا قُٓوا اَنْفُسَكُمْ وَاَهْل۪يكُمْ نَارًا وَقُودُهَا النَّاسُ وَالْحِجَارَةُ عَلَيْهَا مَلٰٓئِكَةٌ غِلَاظٌ شِدَادٌ لَا يَعْصُونَ اللّٰهَ مَٓا اَمَرَهُمْ وَيَفْعَلُونَ مَا يُؤْمَرُونَ

    Ey iman edenler, kendinizi ve ehlinizi (ailenizi, neslinizi, kardeşlerinizi, eliniz ve emriniz altındaki kimseleri cehennemdeki) ateşten koruyun ki, onun yakıtı insanlar ve (kömür cinsinden) taşlardır; (cehennemin) üzerinde (görevli olarak) oldukça sert, güçlü ve şiddetli melekler vardır. Allah kendilerine neyi emretmişse (kesinlikle yerine getirirler), O’na (asla) isyan etmezler ve emredildiklerine göre hareket ederler.

  • 66:7

    يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لَا تَعْتَذِرُوا الْيَوْمَۜ اِنَّمَا تُجْزَوْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ۟

    (Dünyada iken Allah’ı ve Kur’an ahkâmını inkâr edenlere ahirette melekler şöyle diyecektir:) “Ey kâfirler, bugün (boşuna) özür beyan etmeyin. Size ancak yaptıklarınızın (küfür ve kötülüklerinizin) karşılığı verilecektir.”