558. Sayfa

28. Cüz

  • 65:6

    اَسْكِنُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ سَكَنْتُمْ مِنْ وُجْدِكُمْ وَلَا تُضَٓارُّوهُنَّ لِتُضَيِّقُوا عَلَيْهِنَّۜ وَاِنْ كُنَّ اُو۬لَاتِ حَمْلٍ فَاَنْفِقُوا عَلَيْهِنَّ حَتّٰى يَضَعْنَ حَمْلَهُنَّۚ فَاِنْ اَرْضَعْنَ لَكُمْ فَاٰتُوهُنَّ اُجُورَهُنَّۚ وَأْتَمِرُوا بَيْنَكُمْ بِمَعْرُوفٍۚ وَاِنْ تَعَاسَرْتُمْ فَسَتُرْضِعُ لَهُٓ اُخْرٰىۜ

    (Boşadığınız) Kadınları, gücünüz oranında oturmakta olduğunuz yerin (evin) bir yanında (uygun ve ayrı bir odasında) oturtup barındırın, onlara 'darlık ve sıkıntıya düşürmek amacıyla' zarar vermeye (kalkmayın). Eğer onlar hamile iseler, yüklerini bırakıncaya (doğumlarını yapıncaya) kadar onlara nafaka (geçim standardı) sağlayın. (Boşanan kadınlar) Şayet sizler için (çocuğu) emzirirlerse, onların ücretlerini karşılayın. (Durum ve ilişkilerinizi) Kendi aranızda ma’ruf (güzellikle ve İslam'a uygun bir tarz) üzere görüşüp-konuşup (anlaşın.) Eğer (maddi ve ailevi bir) güçlük içine girerseniz, bu durumda (çocuğu) onun (babası) için bir başkası da emzirebilir (zorlamayın).

  • 65:7

    لِيُنْفِقْ ذُو سَعَةٍ مِنْ سَعَتِه۪ۜ وَمَنْ قُدِرَ عَلَيْهِ رِزْقُهُ فَلْيُنْفِقْ مِمَّٓا اٰتٰيهُ اللّٰهُۜ لَا يُكَلِّفُ اللّٰهُ نَفْسًا اِلَّا مَٓا اٰتٰيهَاۜ سَيَجْعَلُ اللّٰهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْرًا۟

    Geniş imkânları olan, nafakayı geniş imkânlarına göre verip karşılasın. Rızkı kısıtlı tutulan da, artık Allah'ın kendisine verdiği kadarıyla verip (boşadığı hanımlarını mahrum bırakmasın). Allah, hiçbir nefse=kişiye ona verdiği (nimetler)den başkasıyla (fazlasıyla) yükümlülük koymamıştır. Allah, bir güçlüğün ardından (mutlaka) bir kolaylığı (nasip) kılıp (kulunu darlıktan kurtaracaktır).

  • 65:8

    وَكَاَيِّنْ مِنْ قَرْيَةٍ عَتَتْ عَنْ اَمْرِ رَبِّهَا وَرُسُلِه۪ فَحَاسَبْنَاهَا حِسَابًا شَد۪يدًا وَعَذَّبْنَاهَا عَذَابًا نُكْرًا

    (Tarihte, ibret alınacak) Ülkelerden (ve kavimlerden) niceleri vardır ki, Rablerinin ve O'nun elçilerinin emrine karşı gelerek haddi aşmış ve azmışlardı, bu nedenle Biz de onları çetin bir hesaba çekip (belaya uğratmışız) ve onları benzeri görülmedik bir azapla azaplandırmışızdır.

  • 65:9

    فَذَاقَتْ وَبَالَ اَمْرِهَا وَكَانَ عَاقِبَةُ اَمْرِهَا خُسْرًا

    Böylece onlar da yaptıklarının karşılığını tatmışlardır ve (kötü) işlerinin sonu (dünyada) tam bir hüsrandır (pişmanlık ve perişanlıktır).

  • 65:10

    اَعَدَّ اللّٰهُ لَهُمْ عَذَابًا شَد۪يدًا فَاتَّقُوا اللّٰهَ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْبَابِۚۛ اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُواۚۛ قَدْ اَنْزَلَ اللّٰهُ اِلَيْكُمْ ذِكْرًاۙ

    (Ahirette ise) Allah, onlar için şiddetli bir azap hazırlamıştır; öyleyse ey iman eden temiz akıl ve vicdan sahipleri, Allah'tan korkup (küfür ve kötülükten sakının). Doğrusu Allah, size bir zikir (uyaran, hatırlatan ve her konuda kural koyan bir Kur'an) indirmiş (bulunmaktadır).

  • 65:11

    رَسُولًا يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ مُبَيِّنَاتٍ لِيُخْرِجَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِۜ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ قَدْ اَحْسَنَ اللّٰهُ لَهُ رِزْقًا

    İman edip salih amellerde bulunanları karanlıklardan nura çıkarması için, Allah'ın apaçık ayetlerini size okuyan bir Elçi de (yollamışızdır). Artık kim iman edip salih (hayırlı ve yararlı) amellerde bulunursa, (Allah) onu içinde süresiz kalıcılar olmak üzere altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetlere sokacaktır. Allah, gerçekten ona ne güzel bir rızık vermiştir.

  • 65:12

    اَللّٰهُ الَّذ۪ي خَلَقَ سَبْعَ سَمٰوَاتٍ وَمِنَ الْاَرْضِ مِثْلَهُنَّۜ يَتَنَزَّلُ الْاَمْرُ بَيْنَهُنَّ لِتَعْلَمُٓوا اَنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۙ وَاَنَّ اللّٰهَ قَدْ اَحَاطَ بِكُلِّ شَيْءٍ عِلْمًا

    Allah, yedi göğü ve yerküreden de onların (mislini) benzerini yaratmıştır. (Dünyamız da yedi tabakadır.) Sizin gerçekten Allah’ın her şeye güç yetirdiğini (kudretinin sınırsızlığını) ve gerçekten Allah’ın ilmiyle her şeyi kesinlikle kuşattığını (araştırıp) bilmeniz, (okuyup öğrenmeniz ve O Yüce Rabbinize tam bir teslimiyet göstermeniz) için; (İlahi) Emir (takdir), bunların arasında durmadan inip (durmaktadır). [Not: İnsan vücudundaki kan hücrelerinden organ moleküllerine; Dünya’daki ve uzaydaki tüm varlıkların iletişim ve ilişkilerine kadar her olay ve her an bizzat Allah’ın emir ve iradesiyle oluşmaktadır. Bu hassas dengeyi ve düzeni kuran ve koruyan da ancak Cenab-ı Hakk’tır.]