555. Sayfa

28. Cüz

  • Teğabun Suresi

  • بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

    Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla

  • 64:1

    يُسَبِّحُ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۚ لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُۘ وَهُوَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌ

    Göklerde ve yeryüzünde olanların tümü Allah'ı tesbih etmekte (yaratılış görevlerini yerine getirmekte)dirler. Mülk (Kâinat ve Saltanat) O'na aittir, hamd (övgü) de O'nun içindir. O, her şeye güç yetirendir.

  • 64:2

    هُوَ الَّذ۪ي خَلَقَكُمْ فَمِنْكُمْ كَافِرٌ وَمِنْكُمْ مُؤْمِنٌۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَص۪يرٌ

    Sizi yaratan O'dur; (ama) buna rağmen sizden kiminiz kâfirdir, kiminiz mü'mindir; Allah, yaptıklarınızı Görendir.

  • 64:3

    خَلَقَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ بِالْحَقِّ وَصَوَّرَكُمْ فَاَحْسَنَ صُوَرَكُمْۚ وَاِلَيْهِ الْمَص۪يرُ

    Gökleri ve yeri Hakk olmak üzere (hikmet ve adalet ölçüleriyle ve imtihan gayesiyle) yarattı ve size (dengeli) bir biçim (şekil) verdi; (bütün sistemlerinizi mükemmel) suretlerinizi de güzel yapıp düzenledi. Dönüş ancak O'nadır. (Sonunda hepinizi huzuruna toplayıp hesaba çekecektir.)

  • 64:4

    يَعْلَمُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَيَعْلَمُ مَا تُسِرُّونَ وَمَا تُعْلِنُونَۜ وَاللّٰهُ عَل۪يمٌ بِذَاتِ الصُّدُورِ

    Göklerde ve yeryüzünde olanları (bütün yarattıklarını elbette) bilir, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz şeyleri de bilir. Allah, göğüslerin (gönüllerin) özünü Bilendir.

  • 64:5

    اَلَمْ يَأْتِكُمْ نَبَؤُا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ قَبْلُۘ فَذَاقُوا وَبَالَ اَمْرِهِمْ وَلَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ

    Bundan önce inkâr edenlerin (küfre ve zulme yönelen kavimlerin) haberi size gelmedi mi? İşte onlar, (daha dünyada iken kötü) işlerinin vebalini tatmış (ve çeşitli belalara uğramış)lardır. (Ahirette de) Onlara acı bir azap vardır.

  • 64:6

    ذٰلِكَ بِاَنَّهُ كَانَتْ تَأْت۪يهِمْ رُسُلُهُمْ بِالْبَيِّنَاتِ فَقَالُٓوا اَبَشَرٌ يَهْدُونَنَاۘ فَكَفَرُوا وَتَوَلَّوْا وَاسْتَغْنَى اللّٰهُۜ وَاللّٰهُ غَنِيٌّ حَم۪يدٌ

    Bu (azap), onların elçileri kendilerine apaçık belgelerle geldiği halde, "Bizi bir beşer (benzerimiz bir kişi) mi hidayete ulaştıracak?" demeleri ve bu yüzden inkâr edip saparak yüz çevirmeleri nedeniyledir. Allah da (onlara karşı) müstağni olduğunu (hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını) gösterdi. Allah Ğaniy'dir, Hamîd'dir (sınırsız zengin, övgüye ve şükre layık olandır).

  • 64:7

    زَعَمَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اَنْ لَنْ يُبْعَثُواۜ قُلْ بَلٰى وَرَبّ۪ي لَتُبْعَثُنَّ ثُمَّ لَتُنَبَّؤُ۬نَّ بِمَا عَمِلْتُمْۜ وَذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يرٌ

    İnkâr edenler (vicdani rahatsızlıklarını ve korkularını bastırmak için sürekli öldükten sonra), asla diriltilmeyeceklerini öne sürmektedirler. De ki: "Hayır, Rabbim adına andolsun, siz muhakkak diriltileceksiniz; sonra mutlaka yaptıklarınız size haber verilecek (herkes hesaba çekilecek)tir. Bu da Allah'a göre oldukça kolaydır."

  • 64:8

    فَاٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَالنُّورِ الَّذ۪ٓي اَنْزَلْنَاۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ

    "Şu halde Allah'a, O'nun Resulüne ve indirdiğimiz Nur (Kur'an)a iman (ve itaat) edin ki, Allah yaptıklarınızdan Haberdardır."

  • 64:9

    يَوْمَ يَجْمَعُكُمْ لِيَوْمِ الْجَمْعِ ذٰلِكَ يَوْمُ التَّغَابُنِۜ وَمَنْ يُؤْمِنْ بِاللّٰهِ وَيَعْمَلْ صَالِحًا يُكَفِّرْ عَنْهُ سَيِّـَٔاتِه۪ وَيُدْخِلْهُ جَنَّاتٍ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُ خَالِد۪ينَ ف۪يهَٓا اَبَدًاۜ ذٰلِكَ الْفَوْزُ الْعَظ۪يمُ

    Sizi (mahşerde hesaplaşmak üzere) toplanma günü için bir araya getireceği gün; işte bu “Teğabün” (dünyaya kapılıp ahireti unutanların pişman ve perişan olacakları aldanma) günüdür. Kim Allah'a iman edip salih bir amelde bulunursa (Allah) onun kötülüklerini örtecek ve içinde ebedi kalıcılar olmak üzere onu altından ırmaklar (ve havuzlu şelaleler) akan cennetlere sokacaktır. İşte 'büyük mutluluk ve kurtuluş' bu (olacaktır).