-
51:52
كَذٰلِكَ مَٓا اَتَى الَّذ۪ينَ مِنْ قَبْلِهِمْ مِنْ رَسُولٍ اِلَّا قَالُوا سَاحِرٌ اَوْ مَجْنُونٌ
İşte böyle; onlardan öncekiler de bir elçi gelmeyiversin, mutlaka (ona): "Büyücü veya cinnlenmiş" demişlerdir.
-
51:53
اَتَوَاصَوْا بِه۪ۚ بَلْ هُمْ قَوْمٌ طَاغُونَ
Onlar bunu (elçileri suçlayıp sataşmayı, tarih boyunca sanki) birbirlerine vasiyet mi etmişlerdi? Hayır; doğrusu onlar, 'azgın ve taşkın (tağiy)' kavimler (kesimler)dir.
-
51:54
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَٓا اَنْتَ بِمَلُومٍۘ
(Ey Nebim!) Öyleyse Sen, onlardan (bile bile inkâr ve itiraza kalkışanlardan) yüz çevir (çünkü davetini yaptın, görevini tamamladın); artık kınanacak değilsin.
-
51:55
وَذَكِّرْ فَاِنَّ الذِّكْرٰى تَنْفَعُ الْمُؤْمِن۪ينَ
(Ey Resulüm!) Sen (yine de) öğüt verip-hatırlat; çünkü gerçekten öğütle-hatırlatma, mü'minlere yarar sağlayacaktır.
-
51:56
وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْاِنْسَ اِلَّا لِيَعْبُدُونِ
Ben, cinnleri ve insanları ancak ve yalnız Bana ibadet etsinler (her şeyi Benden bilip, Benden isteyip, Benden beklesinler ve her konuda hükümlerimi yerine getirsinler) diye yarattım. (Evet; insanın sahip kılındığı nimet ve meziyetlerin büyüklüğü oranında da; sorumluluğu ve yükümlülükleri vardır. Çünkü insan Rabbini tanıyıp O'na ibadet, hizmet ve hilafet için yaratılmıştır.)
-
51:57
مَٓا اُر۪يدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَٓا اُر۪يدُ اَنْ يُطْعِمُونِ
Ben, onlardan bir rızık dileyip beklemiyorum. (Herkesi ve her şeyi Ben yediriyorum) Ve onların Beni doyurup-beslemelerini de emredip istemiyorum. (Zaten bütün nimetlerin hazineleri Benim katımdadır.)
-
51:58
اِنَّ اللّٰهَ هُوَ الرَّزَّاقُ ذُو الْقُوَّةِ الْمَت۪ينُ
Hiç şüphesiz, (her bir mahlûkuna uygun ve yararlı şekilde) rızık veren, O Metin ve Kuvvet sahibi olan Allah'tır.
-
51:59
فَاِنَّ لِلَّذ۪ينَ ظَلَمُوا ذَنُوبًا مِثْلَ ذَنُوبِ اَصْحَابِهِمْ فَلَا يَسْتَعْجِلُونِ
Artık şüphesiz zulmedenler için, (geçmişteki) yoldaşlarının kötülüklerine benzer bir günah (ve akıbet) vardır. Şu halde (belalarını bulmak için) acele etmesinler. (Allah onları ve yaptıklarını asla unutmayacaktır.)
-
51:60
فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ يَوْمِهِمُ الَّذ۪ي يُوعَدُونَ
Kendilerine va'ad edilen o (azap) günlerinden dolayı vay o inkâr edenlerin haline! (Ki yakında aşağılatıcı azabımız onları kuşatacaktır.)
-
Tûr Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
52:1
وَالطُّورِۙ
Andolsun Tûr'a (Hz. Musa’nın vahiy aldığı kutsal Sina Dağı'na ve Mevlâ’ya yaklaşanların olgunlaşma aşamalarına!),
-
52:2
وَكِتَابٍ مَسْطُورٍۙ
Satır (satır ayetler) dizili Kitaba,
-
52:3
ف۪ي رَقٍّ مَنْشُورٍۙ
Yayılmış ince deri (ve benzeri şeyler) üzerine (ve tüm teknolojik belleklere yazılan olgulara);
-
52:4
وَالْبَيْتِ الْمَعْمُورِۙ
Beyt-i Mamur’a (Beytullah’a, kutsal mekân ve makamlara, halis imanla ve Kur’an’la imar edilen gönlü Beytullah olan seçkin kullara),
-
52:5
وَالسَّقْفِ الْمَرْفُوعِۙ
Yükseltilmiş tavana (harika gök tabakalarına),
-
52:6
وَالْبَحْرِ الْمَسْجُورِۙ
Ve dopdolu olan (dalgalarla) kabaran deryaya (okyanuslara andolsun),
-
52:7
اِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ لَوَاقِعٌۙ
Ki şüphesiz Senin Rabbinin (kâfirlere ve nankörlere yönelik) azabı kesin olarak gerçekleşmiş olacak (vuku bulacak)tır!
-
52:8
مَا لَهُ مِنْ دَافِعٍۙ
Onu (Allah’ın tayin ve takdir buyurduğunu) uzaklaştırıp-engel olacak da yoktur. (Hiçbir güç Rabbinin va’adine ve kudretine karşı duramayacaktır.)
-
52:9
يَوْمَ تَمُورُ السَّمَٓاءُ مَوْرًاۙ
O gün gök, (şiddetle) sarsılıp çalkalanacak (ve yıkılacak)tır.
-
52:10
وَتَس۪يرُ الْجِبَالُ سَيْرًاۜ
Ve dağlar (yerlerinden oynatılan) bir yürüyüşle hareket ettirilip (parçalanacaktır.)
-
52:11
فَوَيْلٌ يَوْمَئِذٍ لِلْمُكَذِّب۪ينَۙ
İşte o gün, (Kur’an’ın hükümlerini ve haberlerini) yalanlayanların vay haline! (Ki perişan ve pişman olacaklardır.)
-
52:12
اَلَّذ۪ينَ هُمْ ف۪ي خَوْضٍ يَلْعَبُونَۢ
Ki onlar, (dünyalık makam ve çıkar uğruna) ‘daldıkları saçma uğraşlar (ve bâtıl amaçlar)' içinde oynayıp oyalananlardır.
-
52:13
يَوْمَ يُدَعُّونَ اِلٰى نَارِ جَهَنَّمَ دَعًّاۜ
(Bunların hak ettikleri) Cehennem ateşine, “aşağılayıcı bir sürüklenme ile” itilip atılıverilecekleri gün; (artık feryatları işe yaramayacaktır.)
-
52:14
هٰذِهِ النَّارُ الَّت۪ي كُنْتُمْ بِهَا تُكَذِّبُونَ
(Onlara:) "İşte sizin yalanladığınız (ve inanmayıp, ciddiye almadığınız) ateş budur" (diye hatırlatılacaktır).