-
56:51
Sonra muhakkak siz, ey (Hakk’tan) sapıtmış olarak (Kur’an’ın hükümlerini ve haberlerini) yalanlayıcılar! (Unutmayınız…)
-
56:52
Şüphesiz (zehirli) zakkum olan bir ağaçtan (zorla) yiyecek (ve Allah’ın kahrına uğrayacak)sınız.
-
56:53
Böylece karınları(nızı) ondan dolduracak (ve kan kusacak)sınız.
-
56:54
Onun üzerine de (serinlemek ve acınızı dindirmek umuduyla) alabildiğine kaynar sudan içecek (ve içtikçe daha da perişan olacak)sınız.
-
56:55
Üstelik 'içtikçe susayan hasta develerin' içişi gibi içmeye (mecbur kalacak)sınız.
-
56:56
İşte bu, onların din (hesap ve ceza) günündeki (azap) sofrasıdır.
-
56:57
(Oysa) Sizleri Biz (hiç yoktan) yarattık, yine de (Allah’ı ve Kur’an’ı) tasdik etmeyecek (aklınızı ve vicdanınızı kullanmayacak) mısınız?
-
56:58
Şimdi (rahimlere) dökmekte olduğunuz meniyi gördünüz mü? (İçeriğinden haberiniz var mı?)
-
56:59
Onu sizler mi yaratıyorsunuz, yoksa yaratıcı Biz miyiz? (Hâlâ anlamayacak mısınız?)
-
56:60
Sizin aranızda ölümü takdir eden Biziz ve Bizim önümüze geçilecek (ve hiçbir güç takdirimizi değiştirecek) değildir;
-
56:61
(İnkâr ve isyana devam ederseniz, hepinizi helak edip yerinize) Benzerlerinizi (başka insan nesillerini) getirip değiştirme(miz) ve sizi, şimdi bilemeyeceğiniz bir şekilde (ahirette yeniden) inşa etme(miz) konusunda da (böyledir).
-
56:62
Andolsun, ilk inşanızı (yaratılışınızı ve ana rahminden dünyaya doğmanızı görüp) bildiniz; o halde (bundan) öğüt alıp-düşünmeniz gerekmez mi? (Ki aynen ve yeniden diriltilip hesaba çekileceksiniz.)
-
56:63
Şimdi (toprağa) ekmekte olduğunuz (tohum)u gördünüz (ve harika içeriğini bildiniz) mi? (Kanaatinizi söyleyin.)
-
56:64
Onu (topraktan) sizler mi yeşertip bitiriyorsunuz, yoksa bitirip yetiştiren Biz miyiz?
-
56:65
Eğer dilemiş olsaydık, gerçekten onu (kurumuş) bir ot kırıntısı kılardık; böylelikle şaşar-kalırdınız.
-
56:66
(Sonra da şöyle sızlanırdınız:) "Doğrusu biz, (tohum, tarla ve fidan masrafıyla) ağır bir borç altına girip-zorlandık (sermayemizi ve emeğimizi boşa harcadık)."
-
56:67
"Belki de, biz büsbütün mahrum bırakıldık" (diye yakınıp duracaktınız).
-
56:68
Şimdi siz, içmekte olduğunuz suyu gördünüz (ve üzerinde dikkatle düşündünüz) mü? (Söyleyiniz.)
-
56:69
Onu (kar ve yağmuru); sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz?
-
56:70
Eğer dilemiş olsaydık onu tuzlu kılardık; (deniz suyu gibi asla içemezdiniz, hâlâ) şükretmeniz gerekmez mi?
-
56:71
Şimdi yakmakta olduğunuz (ve enerjiye kavuştuğunuz) ateşi gördünüz mü? (Söyleyiniz.)
-
56:72
Onun ağacını (ve yakıtını) sizler mi inşa edip (yaptınız), yoksa onu ortaya çıkarıp (yaratan) Biz miyiz?
-
56:73
Biz onu (bitkileri, meyvelerini, kerestesini ve ateşini) hem bir öğüt ve hatırlatma (konusu), hem ihtiyacı olanlara bir meta kıldık. (Hâlâ imana gelmez misiniz?)
-
56:74
(Ey Resulüm!) Şu halde azamet (sonsuz kudret ve büyüklük) sahibi Rabbini (en yüce) ismiyle tesbih et (ve O’na ibadete yönel ki, bu kulluğun gereği ve Allah’la manevi münasebet vesilesidir).
-
56:75
Artık yemin olsun, (vahyin yer ettiği gönüllere ve) yıldızların (mevki) yerlerine! (Belki de o yıldız eriyip tükenmiştir, şimdi görülen onun milyonlarca yıl sonra bize yeni ulaşan eski halidir.)
-
56:76
Şüphesiz bu, eğer bilirseniz gerçekten büyük bir yemindir.