-
55:17
رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِۚ
O (Allah) iki Doğu’nun da Rabbidir, iki Batı’nın da (bütün yönlerin ve ülkelerin) Rabbidir.
-
55:18
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (basite ve hafife alıp) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:19
مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِۙ
(Allah CC) Birbirleriyle kavuşmak üzere (suları acı ve tatlı olan) iki denizi (bir boğazda) salıvermiştir.
-
55:20
بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَا يَبْغِيَانِۚ
İkisi arasında (suların yoğunluk farklılığı yüzünden) bir engel vardır; birbirlerine karışmayıp (sınırları geçilmemektedir. Aksi halde bazı kıyı bölgelerinde su baskınları meydana gelecektir.)
-
55:21
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetini (değersiz ve gereksiz sanıp) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:22
يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ۬ وَالْمَرْجَانُۚ
(O denizlerin hepsinden de) İnci ve mercan çıkıverir.
-
55:23
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (nankörlük ve şükürsüzlükle) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:24
وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنْشَاٰتُ فِي الْبَحْرِ كَالْاَعْلَامِۚ
Deniz(ler)de koca dağlar gibi görkemli yüzen gemiler O'nun (sayesinde dolaşıp gezmektedirler).
-
55:25
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ۟
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (onların hayati önem ve özelliklerinin farkında bile olmayıp) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:26
كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍۚ
(Dünya ve kâinat) Üzerindeki her şey fanidir (gelip geçici birer gölgedir).
-
55:27
وَيَبْقٰى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْاِكْرَامِۚ
(Hakiki ve daimi varlık ise) Sadece Celâl ve İkram sahibi Rabbin vechidir (ki O’nun Zatı Bâki’dir).
-
55:28
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (ciddiye almayıp ve hikmetini kavramaya çalışmayıp) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:29
يَسْـَٔلُهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ ف۪ي شَأْنٍۚ
Göklerde ve yerde olan ne varsa (her türlü ihtiyacını) O'ndan ister. O (Allah CC) her gün (her an farklı) bir “şe’n”de (ayrı bir işte ve meşguliyettedir. Her şeyle ve herkesle bizzat ilgilenmektedir).
-
55:30
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (kendiliğinden ortaya çıkmış ve şahsi gayretinizle size ulaşmış sanıp) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:31
سَنَفْرُغُ لَكُمْ اَيُّهَ الثَّقَلَانِۚ
Ey (yeryüzüne gönderilmiş ve sorumluluk yükletilmiş) iki ağırlık (olan ins ve cinn), yakında (ahirette hesabınızı görmek üzere) sizin için de vakit bulacağız (sizi hep böyle başıboş bırakmayacağız).
-
55:32
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (hâlâ gereğini ve görevini kavramayıp ve imtihan için emaneten verildiğini hesaba katmayıp) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:33
يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْاِنْسِ اِنِ اسْتَطَعْتُمْ اَنْ تَنْفُذُوا مِنْ اَقْطَارِ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ فَانْفُذُواۜ لَا تَنْفُذُونَ اِلَّا بِسُلْطَانٍۚ
Ey cinn ve ins(an) toplulukları! Haydi gücünüz yeterse, göklerin ve yerin (çevre) bucaklarından (ve sınır çıkışlarından) geçip gidin! Bunu ancak üstün bir güç ve kudretle (büyük servetlerle elde edilen yüksek bir teknolojiyle) başarabilirsiniz. (Yoksa öyle kolaylıkla engelleri-mesafeleri aşıp uzaydaki duraklara ulaşamazsınız.)
-
55:34
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (şükrünü yapmayıp ve layık olmaya uğraşmayıp) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:35
يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِنْ نَارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنْتَصِرَانِۚ
(Ey sorumlu varlıklar olan insanlar ve cinnler!) İkinizin de üzerine ateşten yalın bir alev ve (bakır gibi erimiş) kıpkızıl bir duman salıverilir de (ondan) kendinizi koruyamazsınız.
-
55:36
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (gaflet ve cehalet damarıyla) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:37
فَاِذَا انْشَقَّتِ السَّمَٓاءُ فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِۚ
(Kıyamet günü) Gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı (sahtiyan=deri benzeri) bir gül halini aldığı (âlemdeki her şeyin Allah’ın nurunun yansımaları ve enerjinin değişik dalga boyları olduklarının anlaşıldığı) zaman (ne yapacaksınız?)
-
55:38
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (ucuz ve lüzumsuz sayıp) yalanlamaya kalkışırsınız?
-
55:39
فَيَوْمَئِذٍ لَا يُسْـَٔلُ عَنْ ذَنْبِه۪ٓ اِنْسٌ وَلَا جَٓانٌّۚ
İşte o gün, ne insana ne cinne; (kendi suçu ve sorumluluğu dışında başkasının) günahından sorulmayacaktır.
-
55:40
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini (“bunlar bizim hakkımızdır, kendi kazancımızdır” zannıyla) yalanlamaya kalkışırsınız?