-
45:23
اَفَرَاَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ اِلٰهَهُ هَوٰيهُ وَاَضَلَّهُ اللّٰهُ عَلٰى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلٰى سَمْعِه۪ وَقَلْبِه۪ وَجَعَلَ عَلٰى بَصَرِه۪ غِشَاوَةًۜ فَمَنْ يَهْد۪يهِ مِنْ بَعْدِ اللّٰهِۜ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Şimdi Sen, kendi (nefsi) hevâsını ilah edinip (bencil tutkularına, boş gurur ve kuruntularına tapınmaya başlamış) kimseyi görmez misin? Ki Allah da onu bir ilim üzere saptırmış, (yani bazı bilgi ve becerilerine kibirlenerek, onları yanlış tefsir ve tatbik ederek ve kendisini herkesten üstün görerek azıtmış olduğundan Cenab-ı Hakk) kulağına ve kalbine mühür basmış, (böylece nasihat dinlemez ve İlahi hükümleri kabullenmez şekilde hidayeti kararmış) ve gözleri üstüne bir perde asılmış, (bu yüzden gerçekleri göremez şekilde feraseti alınmış kimselerin sapkınlığını ve azgınlığını fark edip sakınmanız gereken kişileri artık bilmelisiniz!) Şimdi Allah’tan sonra, kim ona hidayet verecektir? Siz yine de öğüt alıp-düşünmeyecek misiniz?
-
45:24
وَقَالُوا مَا هِيَ اِلَّا حَيَاتُنَا الدُّنْيَا نَمُوتُ وَنَحْيَا وَمَا يُهْلِكُنَٓا اِلَّا الدَّهْرُۚ وَمَا لَهُمْ بِذٰلِكَ مِنْ عِلْمٍۚ اِنْ هُمْ اِلَّا يَظُنُّونَ
(Kâfirler: Bütün olup biten) “Bu dünya hayatımızdan başkası değildir, (kimimiz) ölür (gideriz) ve (kimimiz doğup) hayat süreriz; bizi ‘kesintisi olmayan zaman’ (dehrin akışın)dan başkası yıkıma (helake) uğratıp bitirmez” demektedirler. Oysa onların bununla ilgili hiçbir bilgileri yoktur; (onlar) sadece (asılsız) zan ve tahminlerin (peşinden sürüklenmektedirler).
-
45:25
وَاِذَا تُتْلٰى عَلَيْهِمْ اٰيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ مَا كَانَ حُجَّتَهُمْ اِلَّٓا اَنْ قَالُوا ائْتُوا بِاٰبَٓائِنَٓا اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ
Onlara açık belgeler olarak ayetlerimiz okunduğu zaman, onların (sözde) delilleri (ve mazeretleri): "Eğer doğru sözlüler iseniz, atalarımızı (diriltip) getirin" demekten başkası olmamıştır. (Böyle akılsız kimselerdir.)
-
45:26
قُلِ اللّٰهُ يُحْي۪يكُمْ ثُمَّ يُم۪يتُكُمْ ثُمَّ يَجْمَعُكُمْ اِلٰى يَوْمِ الْقِيٰمَةِ لَا رَيْبَ ف۪يهِ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ۟
De ki: "Allah sizi (yaratıp) hayat veriyor, sonra sizi öldürüyor, sonra kendisinde (meydana gelmesinde) hiçbir kuşku olmayan kıyamet günü O sizi bir araya getirip-toplayacaktır. (Bütün bunlardan bir ibret alınmalıdır.) Ancak insanların çoğu (gerçekleri ve görevlerini) bilmez (cahillerdir)."
-
45:27
وَلِلّٰهِ مُلْكُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَيَوْمَ تَقُومُ السَّاعَةُ يَوْمَئِذٍ يَخْسَرُ الْمُبْطِلُونَ
Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. (Gelmesi kesin olan İslami medeniyet ve sonrası kıyamet) Saatinin kopacağı gün, (evet işte) o gün, bâtılın peşine takılanlar (ve İslami kurum ve kuralları iptal etmeye kalkışanlar) hüsrana uğrayanların ta kendileridir.
-
45:28
وَتَرٰى كُلَّ اُمَّةٍ جَاثِيَةً۠ كُلُّ اُمَّةٍ تُدْعٰٓى اِلٰى كِتَابِهَاۜ اَلْيَوْمَ تُجْزَوْنَ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
O gün Sen, her ümmeti diz üstü çökmüş (veya toplanmış) olarak göreceksin. Her ümmet kendi kitabına (kutsal kaynaklarına ve amel kayıtlarına göre) çağrılıp (hesaba çekilecek ve onlara:) "Bugün (dünyada iken) yaptıklarınızla karşılık göreceksiniz" (denilecektir).
-
45:29
هٰذَا كِتَابُنَا يَنْطِقُ عَلَيْكُمْ بِالْحَقِّۜ اِنَّا كُنَّا نَسْتَنْسِخُ مَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ
"İşte bu, Bizim (bütün hayatınızı kayda aldığımız) kitabımızdır; sizin aleyhinizde Hakk ile konuşmakta (ve gerçek ayarınızı ortaya koymaktadır). Şüphesiz Biz, sizin yaptıklarınızı (yazdırmış ve) kaydettirmiştik."
-
45:30
فَاَمَّا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ فَيُدْخِلُهُمْ رَبُّهُمْ ف۪ي رَحْمَتِه۪ۜ ذٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْمُب۪ينُ
(Ancak) Artık iman edip salih ameller işleyenleri ise; Rableri onları Kendi rahmetine (ve sonsuz cennetine) sokacaktır. İşte apaçık olan 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur. (Akıllı ve kazançlı insanlar bu kutlu akıbet için çalışanlardır.)
-
45:31
وَاَمَّا الَّذ۪ينَ كَفَرُوا۠ اَفَلَمْ تَكُنْ اٰيَات۪ي تُتْلٰى عَلَيْكُمْ فَاسْتَكْبَرْتُمْ وَكُنْتُمْ قَوْمًا مُجْرِم۪ينَ
İnkâr edenlere gelince; onlara, "Karşınızda ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayan (müstekbirler) ve suçlu-günahkâr (mücrimler olarak inkâr ve itiraza kalkışan) bir topluluk olup (çıkmamış mıydınız?)" diye (hatırlatılacaktır.)
-
45:32
وَاِذَا ق۪يلَ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ وَالسَّاعَةُ لَا رَيْبَ ف۪يهَا قُلْتُمْ مَا نَدْر۪ي مَا السَّاعَةُۙ اِنْ نَظُنُّ اِلَّا ظَنًّا وَمَا نَحْنُ بِمُسْتَيْقِن۪ينَ
(Ey iman içlerine oturmamış ve dünya hayatı kendilerini aldatıp kuşatmış kimseler!) Size: “Gerçekten Allah’ın va’adi Hakk’tır ve (kıyamet-ahiret ve hesap) saati kesindir (ve gelecektir)” denildiği zaman siz (şöyle cevap vermiştiniz: “Hesap ve kıyamet) saati de neymiş? (Biz bunu yakinen ve kesinlik derecesinde) Biliyor (ve inanıyor) değiliz. Bunları sadece bir zan ve ihtimal olarak görmekteyiz... Kesin ve yakin bir bilgiyle iman etmemekte (ama zahiren elbette Müslüman geçinmekte)yiz!” demekten (sakınmamıştınız).