493. Sayfa

25. Cüz

  • 43:61

    وَاِنَّهُ لَعِلْمٌ لِلسَّاعَةِ فَلَا تَمْتَرُنَّ بِهَا وَاتَّبِعُونِۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ

    Şüphesiz O (Hz. İsa, Mehdiyet ve kıyamet) saati(nin gelişi) için de bir ilimdir. (Yeniden dünyaya gönderilişi önemli bir belge ve işarettir.) Öyleyse ondan yana hiçbir kuşkuya kapılmayın ve Bana uyun. İşte dosdoğru yol budur. (Hz. İsa'nın kıyametten önce ortaya çıkacağına ve Deccalizmi yıkacağına işaret buyrulmaktadır.)

  • 43:62

    وَلَا يَصُدَّنَّكُمُ الشَّيْطَانُۚ اِنَّهُ لَكُمْ عَدُوٌّ مُب۪ينٌ

    Şeytan (ve şeytanlaşmış insanlar) sakın sizi (Allah'ın yolundan) alıkoymasın. Gerçekten o, sizin için açıkça bir düşmandır.

  • 43:63

    وَلَمَّا جَٓاءَ ع۪يسٰى بِالْبَيِّنَاتِ قَالَ قَدْ جِئْتُكُمْ بِالْحِكْمَةِ وَلِاُبَيِّنَ لَكُمْ بَعْضَ الَّذ۪ي تَخْتَلِفُونَ ف۪يهِۚ فَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاَط۪يعُونِ

    Vaktâki İsa, açık belgelerle gelince, dedi ki: "Ben size bir hikmetle geldim ve hakkında ihtilafa düştüklerinizin bir kısmını size açıklamak için de (görevliyim). Öyleyse Allah'tan sakının ve bana itaat edin (ki kurtuluş Hakka tâbi olmaktadır)."

  • 43:64

    اِنَّ اللّٰهَ هُوَ رَبّ۪ي وَرَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُۜ هٰذَا صِرَاطٌ مُسْتَق۪يمٌ

    "Şüphesiz Allah, O benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir; şu halde (sadece) O'na kulluk edin. Dosdoğru yol budur." (Hakk’tan sapıp bâtıla kayanlar, “Baba-Oğul-Ruhu’l Kudüs” gibi Teslis=Üç ilah edinme şirkine bulaşanlar Allah’ın kahrına uğrayacaklardır.)

  • 43:65

    فَاخْتَلَفَ الْاَحْزَابُ مِنْ بَيْنِهِمْۚ فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ ظَلَمُوا مِنْ عَذَابِ يَوْمٍ اَل۪يمٍ

    Derken aralarından birtakım hizipler=partiler (fırkalar, gruplar, oluşumlar) çıktı ve birbirleriyle (haset ve hıyanet yüzünden) ihtilafa düştüler; (nefsani heves ve hesaplarla bu tür ihtilafları çıkaran) zalimlerin vay haline, o elim bir günün azabından! (Ki bu münafık ve marazlı azdırıcılar onları Hakk yoldan alıkoyup saptırdıkları halde, o zavallılar hâlâ kendilerinin, hakikaten hidayette olduklarını sanmaktadırlar.)

  • 43:66

    هَلْ يَنْظُرُونَ اِلَّا السَّاعَةَ اَنْ تَأْتِيَهُمْ بَغْتَةً وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ

    Onlar, hiç şuurunda (ve farkında) değilken kendilerine apansız geliverecek olan saatten (Hz. İsa’nın zuhur edişinden ve kıyametten) başkasını mı gözlüyorlardı?

  • 43:67

    اَلْاَخِلَّٓاءُ يَوْمَئِذٍ بَعْضُهُمْ لِبَعْضٍ عَدُوٌّ اِلَّا الْمُتَّق۪ينَۜ۟

    (Mahşerde) Müttakiler hariç olmak üzere, o gün (dünyadaki) dostlar (artık) birbirlerine düşmandırlar.

  • 43:68

    يَا عِبَادِ لَا خَوْفٌ عَلَيْكُمُ الْيَوْمَ وَلَٓا اَنْتُمْ تَحْزَنُونَۚ

    "Ey (müttaki) kullarım, bugün sizin için ise (asla) korku yoktur ve siz mahzun da olmayacaksınız."

  • 43:69

    اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا بِاٰيَاتِنَا وَكَانُوا مُسْلِم۪ينَۚ

    "Ki onlar, Bizim ayetlerimize (ve Kur’ani hükümlerimize) gerçekten iman edip (gereğini yapanlar ve samimiyetle) Müslüman olanlardır."

  • 43:70

    اُدْخُلُوا الْجَنَّةَ اَنْتُمْ وَاَزْوَاجُكُمْ تُحْبَرُونَ

    "(Haydi) Siz ve eşleriniz cennete girin; (orada) sevinç içinde ağırlanacaksınız."

  • 43:71

    يُطَافُ عَلَيْهِمْ بِصِحَافٍ مِنْ ذَهَبٍ وَاَكْوَابٍۚ وَف۪يهَا مَا تَشْتَه۪يهِ الْاَنْفُسُ وَتَلَذُّ الْاَعْيُنُۚ وَاَنْتُمْ ف۪يهَا خَالِدُونَۚ

    "Onların etrafında altın tepsiler ve testilerle dolaşılır; orada nefislerin arzu ettiği ve gözlerin lezzet (zevk) aldığı her şey vardır. Ve siz orada süresiz kalacaksınız."

  • 43:72

    وَتِلْكَ الْجَنَّةُ الَّت۪ٓي اُو۫رِثْتُمُوهَا بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

    "İşte, (dünyada iman, itaat ve cihadla) yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur" (diye müjdelerle karşılanacaklardır).

  • 43:73

    لَكُمْ ف۪يهَا فَاكِهَةٌ كَث۪يرَةٌ مِنْهَا تَأْكُلُونَ

    "Orada sizin için pek çok meyveler vardır; onlardan yiyeceksiniz (sonsuz ve kusursuz bir mutluluğa kavuşacaksınız)."