-
39:68
وَنُفِخَ فِي الصُّورِ فَصَعِقَ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَمَنْ فِي الْاَرْضِ اِلَّا مَنْ شَٓاءَ اللّٰهُۚ ثُمَّ نُفِخَ ف۪يهِ اُخْرٰى فَاِذَا هُمْ قِيَامٌ يَنْظُرُونَ
(Kıyamet geldiğinde) Artık Sur'a üfürülmüş; böylece Allah’ın diledikleri dışında, göklerde ve yerde olanlar çarpılıp-yıkılıvermiş olacaktır. Sonra bir daha ona (Sur’a) üfürülecek, ardından (bütün insanlar), onlar ayağa kalkmış durumda (şaşkınlıkla etrafına) bakınacaklardır.
-
39:69
وَاَشْرَقَتِ الْاَرْضُ بِنُورِ رَبِّهَا وَوُضِعَ الْكِتَابُ وَج۪ٓيءَ بِالنَّبِيّ۪نَ وَالشُّهَدَٓاءِ وَقُضِيَ بَيْنَهُمْ بِالْحَقِّ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ
(Hesap günü) Yer (mahşer yeri veya yeryüzü), Rabbinin nuruyla (ve sahibinin zuhuruyla aydınlanıp) parıldayacak; (orta yere) Kitap (Kur'an ve amel kayıtları) konacak (herkesin hayat VCD'si hazır bulunacak); Peygamberler ve şahitler getirilip aralarında Hakk ile hüküm verilmiş olacak, onlar asla haksızlığa uğratılmayacaklardır.
-
39:70
وَوُفِّيَتْ كُلُّ نَفْسٍ مَا عَمِلَتْ وَهُوَ اَعْلَمُ بِمَا يَفْعَلُونَ۟
(Böylece herkese ve) Her bir nefse yaptığının tam karşılığı verilmiş olacaktır. Çünkü onların (hangi niyetle ve neler) işlediklerini en iyi bilen O (Allah'tır).
-
39:71
وَس۪يقَ الَّذ۪ينَ كَفَرُٓوا اِلٰى جَهَنَّمَ زُمَرًاۜ حَتّٰٓى اِذَا جَٓاؤُ۫هَا فُتِحَتْ اَبْوَابُهَا وَقَالَ لَهُمْ خَزَنَتُهَٓا اَلَمْ يَأْتِكُمْ رُسُلٌ مِنْكُمْ يَتْلُونَ عَلَيْكُمْ اٰيَاتِ رَبِّكُمْ وَيُنْذِرُونَكُمْ لِقَٓاءَ يَوْمِكُمْ هٰذَاۜ قَالُوا بَلٰى وَلٰكِنْ حَقَّتْ كَلِمَةُ الْعَذَابِ عَلَى الْكَافِر۪ينَ
(Ardından) İnkâr edenler, cehenneme bölük bölük sevk olunacaklardır. Nihayet oraya geldikleri zaman, kapıları açılacak ve onlara (cehennemin) bekçileri: "Size, Rabbinizin ayetlerini okuyan ve bugünle karşılaşacağınızı (söyleyip) sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" diye soracaklardır. Onlar ise: "Evet (geldiler ve bizi uyardılar); ancak azap kelimesi kâfirlerin üzerine hak oldu. (Biz de layığımızı bulduk)” diye (yanıtlayacaklardır.)
-
39:72
ق۪يلَ ادْخُلُٓوا اَبْوَابَ جَهَنَّمَ خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۚ فَبِئْسَ مَثْوَى الْمُتَكَبِّر۪ينَ
Onlara: (Öyle ise) "İçinde ebedi kalıcılar olarak cehennemin kapılarından (içeri) girin; kibirlenip büyüklüğe kapılanların konaklama yeri ne kötüdür" denilecek (ve cehennem kapıları kapatılacaktır).
-
39:73
وَس۪يقَ الَّذ۪ينَ اتَّقَوْا رَبَّهُمْ اِلَى الْجَنَّةِ زُمَرًاۜ حَتّٰٓى اِذَا جَٓاؤُ۫هَا وَفُتِحَتْ اَبْوَابُهَا وَقَالَ لَهُمْ خَزَنَتُهَا سَلَامٌ عَلَيْكُمْ طِبْتُمْ فَادْخُلُوهَا خَالِد۪ينَ
Rablerinden korkanlar (ve ahirete hazırlananlar) ise, bölük bölük cennete sevk edileceklerdir. Oraya vardıklarında cennet kapıları açılıp fetholunacak ve görevli melekler onlara: “Selam size, ne hoşsunuz, ne mutlusunuz! (Buyurun) Ebedi kalmak üzere ona (cennete) girin” diye (iltifatta bulunacaklardır).
-
39:74
وَقَالُوا الْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ي صَدَقَنَا وَعْدَهُ وَاَوْرَثَنَا الْاَرْضَ نَتَبَوَّاُ مِنَ الْجَنَّةِ حَيْثُ نَشَٓاءُۚ فَنِعْمَ اَجْرُ الْعَامِل۪ينَ
(Onlar ise:) “Bize olan va’adinde sadık kalan ve bizi bu yere (dünyada izzet ve devlete, ahirette cennete) mirasçı kılan Allah’a hamdolsun” diyerek (sevinçlerini ve teşekkürlerini açığa vuracaklardır. Veya:) “Bize olan va’adine sadakat gösteren (verdiği sözü yerine getiren) ve bizi dilediğimiz yerde eğlenip dolaşacağımız şu cennet yurduna yerleştiren Allah’ımıza (şükürler olsun. Allah yolunda) çalışıp çabalayanların ücreti ne güzelmiş” (şeklinde mutluluklarını paylaşacaklardır).