-
Sâffât Suresi
-
بِسْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
37:1
وَالصَّٓافَّاتِ صَفًّاۙ
Andolsun safflar (ve samimi dayanışmalar) halinde dizilip (görev taksimiyle disiplin altına girerek hizaya ve hizmete) geçenlere (Allah’a itaat ve yolunda cihad edenlere… Ve yine zerrelerden kürrelere, nuranilerden ruhanilere Allah’ın emrindeki tüm görevlilere,)
-
37:2
فَالزَّاجِرَاتِ زَجْرًاۙ
(O gerçekleri) Haykırıp (halkı Hakka ve hayra) sürükleyenlere, (olumlu ve onurlu şekilde sevk ve idare edenlere… Ve bulutları yürüten meleklere,)
-
37:3
فَالتَّالِيَاتِ ذِكْرًاۙ
(Sürekli) Zikir (Kur’an) okuyarak (ve Allah’ı çağırıp O’na yalvararak ibadet ve hizmet edenlere) yemin olsun ki;
-
37:4
اِنَّ اِلٰهَكُمْ لَوَاحِدٌۜ
Kesinlikle, sizin İlahınız gerçekten “BİR” (tek)dir.
-
37:5
رَبُّ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَرَبُّ الْمَشَارِقِۜ
O göklerin, yerin ve ikisi arasında bulunanların Rabbi'dir, Doğuların (bütün yönlerin ve kıtaların) da Rabbi'dir. (Kâinatın tek sahibidir.)
-
37:6
اِنَّا زَيَّنَّا السَّمَٓاءَ الدُّنْيَا بِز۪ينَةٍۨ الْكَوَاكِبِۙ
Hakikaten Biz dünya göğünü 'çekici güzellik takılarını' (andıran, yerden bakınca parlak ziynet gibi görünüp duran) yıldızlarla süsleyip-donattık.
-
37:7
وَحِفْظًا مِنْ كُلِّ شَيْطَانٍ مَارِدٍۚ
Ve onu (gökyüzünü) itaatten çıkmış her azgın şeytandan (ve cinn topluluğundan) koruduk; (yıldız kayması sandığınız olayla, gök taşlarını fırlatıp hırsız şeytanları kovaladık.)
-
37:8
لَا يَسَّمَّعُونَ اِلَى الْمَلَاِ الْاَعْلٰى وَيُقْذَفُونَ مِنْ كُلِّ جَانِبٍۗ
Ki onlar (şeytanlar, artık) Mele'i A’lâ’ya (en yüce makamdakilerin görev taksim toplantısına) kulak verip dinleyemezler, her yandan (fırlatılan ateş toplarıyla) sürülüp atılmaktadırlar;
-
37:9
دُحُورًا وَلَهُمْ عَذَابٌ وَاصِبٌۙ
(Böylece manevi iklimlerden ve kader projelerine ait bazı bilgileri çalıvermekten) Kovulup uzaklaştırılırlar. Onları (yüce makamlardan uzak tutmaya yönelik) kesintisiz bir azap (ve kovalamaca) vardır.
-
37:10
اِلَّا مَنْ خَطِفَ الْخَطْفَةَ فَاَتْبَعَهُ شِهَابٌ ثَاقِبٌ
Ancak (yüce makamlarda konuşulan sözün ve kader bölüşümünün bir kısmını hırsızlama) çalıp-kapan olursa, artık onu da delip geçen 'yakıcı bir alev' izleyip (uzaklaştırmaktadır).
-
37:11
فَاسْتَفْتِهِمْ اَهُمْ اَشَدُّ خَلْقًا اَمْ مَنْ خَلَقْنَاۜ اِنَّا خَلَقْنَاهُمْ مِنْ ط۪ينٍ لَازِبٍ
(Ey Nebim!) Şimdi onlara (inkârcılara) fetvasını soruver: Yaratılış bakımından onlar mı daha şiddetli ve meşakkatli (konumdadır), yoksa Bizim yarattıklarımız mı? (Bu sonsuz ve kusursuz kâinat ve tabiat düzeni ve içindekiler mi daha harika ve hikmetlidir?) Doğrusu Biz onları (insanları), cıvık-yapışkan bir çamurdan yaratıp (donatmışızdır).
-
37:12
بَلْ عَجِبْتَ وَيَسْخَرُونَۖ
Hayır! Doğrusu Sen (hayret ve hayranlıkla baktığın, bu muhteşem yaratışa ve onların inkârına) şaşıp kalmaktasın; onlar ise (Seninle) alay edip durmaktadırlar.
-
37:13
وَاِذَا ذُكِّرُوا لَا يَذْكُرُونَۖ
(Cahil ve gafil kimselerin huyudur:) Kendilerine zikir-nasihat verildiğinde, öğüt almıyorlar.
-
37:14
وَاِذَا رَاَوْا اٰيَةً يَسْتَسْخِرُونَۖ
Bir ayet (mucize) gördüklerinde de, (onu) alay konusu edinip eğleniyorlar.
-
37:15
وَقَالُٓوا اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ مُب۪ينٌۚ
"Bu, açıkça bir büyüden başkası değildir" diyorlar.
-
37:16
ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَۙ
"Biz öldüğümüz, toprak ve kemik olduğumuzda mı, gerçekten biz mi (tekrar) diriltilecekmişiz?" (diye soruyorlar.)
-
37:17
اَوَاٰبَٓاؤُ۬نَا الْاَوَّلُونَۜ
"Veya (asırlar) önceki atalarımız da mı (mezarından kalkıp hesaba çekilecekmiş?" diye dalga geçiyorlar).
-
37:18
قُلْ نَعَمْ وَاَنْتُمْ دَاخِرُونَۚ
De ki: "Evet, üstelik boyun bükmüş ve zelil düşmüş kimseler olarak (elbette hepiniz diriltileceksiniz)."
-
37:19
فَاِنَّمَا هِيَ زَجْرَةٌ وَاحِدَةٌ فَاِذَا هُمْ يَنْظُرُونَ
(Sizi mahşere kaldıracak olan) İşte o, yalnızca bir tek çığlıktan (ve güçlü bir çağrıdan) ibarettir ki; artık onların (diriltilmiş olarak şaşkınlıkla) bakıp durduklarını (göreceksiniz).
-
37:20
وَقَالُوا يَا وَيْلَنَا هٰذَا يَوْمُ الدّ۪ينِ
Onlar diyecekler ki: “Eyvahlar bize; işte bu (nebilerin bize haber verdiği din) hesap ve ceza günüdür.”
-
37:21
هٰذَا يَوْمُ الْفَصْلِ الَّذ۪ي كُنْتُمْ بِه۪ تُكَذِّبُونَ۟
“(Evet) Bu, sizin yalanladığınız (mü’mini kâfirden, haklıyı haksızdan) ayırma günüdür.”
-
37:22
اُحْشُرُوا الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا وَاَزْوَاجَهُمْ وَمَا كَانُوا يَعْبُدُونَۙ
(Görevli meleklere emredilecek:) "O zulmedenleri, (kendilerini destekleyen) eşlerini ve taptıkları (şeylerin hepsini) bir araya getirip toplayın."
-
37:23
مِنْ دُونِ اللّٰهِ فَاهْدُوهُمْ اِلٰى صِرَاطِ الْجَح۪يمِۙ
"Allah'tan başka (yalvarıp kendilerini kurtarıcı sandıklarını) da (onlara katın) ve artık onları cehennemin yoluna yöneltip (götürmeye başlayın!)"
-
37:24
وَقِفُوهُمْ اِنَّهُمْ مَسْؤُ۫لُونَۙ
(Ey görevliler!) "Şimdi onları durdurup-tutuklayın, çünkü onlar (ve herkes) sorguya alınacaklardır."