-
38:84
(Cenab-ı Allah ise:) "İşte bu (doğrudur. Ayrıca; Kur’an, bütün haber ve hükümleriyle) Hakk’tır ve Ben (sadece ve elbette) Hakkı söylerim" buyurmuşlardı.
-
38:85
(Ey İblis!) “Andolsun, seninle ve içlerinde sana tâbi olacak kimselerin tümüyle cehennemi dolduracağım.”
-
38:86
(Ey Resulüm, onlara) De ki: “Ben bu (davet ve hizmetime) karşılık sizden bir ücret istemiyorum. (Kendi kafamdan yararsız ve yapmacık) Birtakım zahmet ve külfetler de uydurmuyorum.” (Olduğumdan başka türlü de görünmüyorum. Görevim sadece tebliğ ve irşaddır.)
-
38:87
“O (Kur’an bütün insanlık ve) âlemler için ancak (kıyamete kadar geçerli ve gerekli olan İlahi) bir zikir (öğüt ve hatırlatmadır, ölçü ve temel yasa)dır.”
-
38:88
“Onun haberinin (ve hükümlerinin gerçek ve geçerli olduğunu) bir zaman sonra kesinlikle bilip anlayacaksınız (ama iş işten geçmiş olacaktır.)”
-
Zümer Suresi
-
Rahman ve Rahim Olan Allah'ın Adıyla
-
39:1
(Bu) Kitabın indirilmesi, Üstün ve Güçlü olan, Hüküm ve Hikmet sahibi Allah (katın)dandır.
-
39:2
(Ey Resulüm!) Sana bu Kitabı Hakk ile indirdik; öyleyse Sen de dini yalnızca O'na halis kılarak (her konuda mutlaka Kur’an’a uyarak ve yalnızca Rabbinin rızasını umarak) Allah'a ibadet et. (Zira kulluk yalnız O’na yapılır.)
-
39:3
İyi bilin ki, halis (ve hakiki) din yalnız Allah’ındır. (Kur’an’ın hükmüne ve Resulüllah’ın sünnetine aykırı düşünce ve davranışlar bâtıldır. Bu ölçülere uymayanları ve açıkça zulüm ve zillet düzenini savunanları,) Allah’tan başka evliyalar edinerek; “Biz bunlara sadece bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye tâbi oluyoruz (ve tapıyoruz” diyenlere gelince); şüphesiz ki Allah, onlar arasında ihtilaf ettikleri konularda hükmünü verecektir. Ve Allah (CC hiçbir) yalancı ve inkârcı nankör kimseyi asla hidayete ulaştırmayacaktır.
-
39:4
Eğer Allah (hâşâ) çocuk edinmek isteseydi, yarattıklarından dilediğini elbette seçerdi. (Ama) O (böyle şeylerden) Yücedir; O Bir (Tek) olan, Kahredici olan (Allah'tır).
-
39:5
(Allah) Gökleri ve yeri Hakk olarak (bin türlü hikmet ve hayırla) yaratmıştır. Geceyi gündüzün üstüne sarıp-örtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sarıp-örtüyor... (Düzenli ve sürekli şekilde, gece ve gündüz birbirini takip ediyor.) Güneş’e ve Ay’a (İlahi ve mucizevi bir düzen ve disiplin içinde) boyun eğdirmiştir, her biri adı konulmuş bir ecele (süreye) kadar akıp gitmektedir. Haberin olsun ve dikkatli bulun ki; O Üstün ve Güçlü olandır, Bağışlayandır.