-
37:154
مَا لَكُمْ۠ كَيْفَ تَحْكُمُونَ
(Onları uyar!) Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz?
-
37:155
اَفَلَا تَذَكَّرُونَۚ
Hiç mi öğüt alıp düşünmüyorsunuz?
-
37:156
اَمْ لَكُمْ سُلْطَانٌ مُب۪ينٌۙ
Yoksa sizin apaçık ve güçlü bir deliliniz (ve dayanağınız) mı var ki (böylesine şımarıyorsunuz)?
-
37:157
فَأْتُوا بِكِتَابِكُمْ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ
Eğer doğru söylüyorsanız, öyleyse getirin kitabınızı (belge ve kaynaklarınızı ortaya koyunuz).
-
37:158
وَجَعَلُوا بَيْنَهُ وَبَيْنَ الْجِنَّةِ نَسَبًاۜ وَلَقَدْ عَلِمَتِ الْجِنَّةُ اِنَّهُمْ لَمُحْضَرُونَۙ
Bir de onlar, (hiç utanmadan) Kendisiyle (Allah ile) cinnler (görünmeyen enerji varlıklar) arasında bir soybağı kurdular. Oysa andolsun, cinnler de onların (kâfirlerin azap için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilip durmaktadır. (Cinn takımı da Allah’ın aciz yaratıklarıdır.)
-
37:159
سُبْحَانَ اللّٰهِ عَمَّا يَصِفُونَۙ
Onların nitelendirdiklerinden Allah Yücedir. (Sûbhandır.)
-
37:160
اِلَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ
Fakat muhlis olan kullar başka (onlar her türlü küfür ve kötülükten sakınmaktadır ve bu yüzden azaba ve haksızlığa uğratılmayacaklar)dır.
-
37:161
فَاِنَّكُمْ وَمَا تَعْبُدُونَۙ
(Ey müşrikler ve münkirler!) Artık siz de, tapmakta olduklarınız (evliya ve kurtarıcı sanıp sığındıklarınız) da (hepiniz bir araya gelseniz).
-
37:162
مَٓا اَنْتُمْ عَلَيْهِ بِفَاتِن۪ينَۙ
(Yine de) O'na (Allah'a) karşı (bu ihlaslı mü’minlerden) kimseyi (kandırıp) fitneye sürükleyecek (ve ifsat edecek) değilsiniz.
-
37:163
اِلَّا مَنْ هُوَ صَالِ الْجَح۪يمِ
Ancak kendisi çılgınca yanan ateşe girecek olan (beyinsiz ve nasipsiz kimseler) başka (sadece onları saptırabilirsiniz).
-
37:164
وَمَا مِنَّٓا اِلَّا لَهُ مَقَامٌ مَعْلُومٌ
(Melekler, nuraniler ve ruhaniler der ki:) "Bizden her birimiz için belli bir makam vardır." (Herkes hizmet ve görev sınırının farkındadır.)
-
37:165
وَاِنَّا لَنَحْنُ الصَّٓافُّونَۚ
“Biziz, o saf saf halinde dizilmiş (farklı görevler üstlenip, iş bölümü yapıp kenetlenmiş kimseler) gerçekten biziz! (Her an Allah’ın emrine hazır bulunmaktayız.)”
-
37:166
وَاِنَّا لَنَحْنُ الْمُسَبِّحُونَ
(Evet) "Biziz, o (sürekli) tesbih (ve tenzih) ederek (Allah’ın emirlerini harfiyen yerine getirenler de) gerçekten biz olmaktayız."
-
37:167
وَاِنْ كَانُوا لَيَقُولُونَۙ
Doğrusu onlar (müşrikler ve münafıklar ise Kur’an inmeden önce); şöyle deyip dururlardı:
-
37:168
لَوْ اَنَّ عِنْدَنَا ذِكْرًا مِنَ الْاَوَّل۪ينَۙ
"Eğer yanımızda evvelki (ümmet)lere (verilenler)den bir zikir (gerçeği hatırlatıcı ve uyarıcı kitap) bulunmuş olsaydı;
-
37:169
لَكُنَّا عِبَادَ اللّٰهِ الْمُخْلَص۪ينَ
Kesinlikle bizler de, Allah'ın (mü’min ve) muhlis kullarından olurduk" (şeklinde yalan iddialarda bulunacaklardı.)
-
37:170
فَكَفَرُوا بِه۪ۚ فَسَوْفَ يَعْلَمُونَ
Oysa (kitap gelince) onu tanımayıp inkâra kalkışmışlardı; yakında (her şeyi anlayıp) bileceklerdir.
-
37:171
وَلَقَدْ سَبَقَتْ كَلِمَتُنَا لِعِبَادِنَا الْمُرْسَل۪ينَۚ
Andolsun, (peygamber ve Hakka rehber olarak) gönderilen kullarımıza (şu) sözümüz geçmiştir (ve tarafımızdan şu garantiyi vermişizdir):
-
37:172
اِنَّهُمْ لَهُمُ الْمَنْصُورُونَۖ
Elbette onlar; mutlaka kendilerine yardım edilecek (nusret verilecek ve zafere eriştirilecekler)dir.
-
37:173
وَاِنَّ جُنْدَنَا لَهُمُ الْغَالِبُونَ
Ve hiç şüphesiz; Bizim askerlerimiz (ve desteklediklerimiz) elbette galip gelecek (zalimlerin ve kâfirlerin düzenlerini devirecek)lerdir.
-
37:174
فَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتّٰى ح۪ينٍۙ
Öyleyse Sen, (ey Nebim!) bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
-
37:175
وَاَبْصِرْهُمْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ
Ve onları seyret ki; (zalimlerin hezimetini ve acı akıbetini, mücahit mü’minlerin ise galibiyet ve hâkimiyetini) yakında göreceklerdir.
-
37:176
اَفَبِعَذَابِنَا يَسْتَعْجِلُونَ
Şimdi onlar, Bizim azabımızı (ve intikamımızı hemen) acele mi istemektedirler?
-
37:177
فَاِذَا نَزَلَ بِسَاحَتِهِمْ فَسَٓاءَ صَبَاحُ الْمُنْذَر۪ينَ
Oysa (azap) onların sahasına (iktidar ve saltanatlarına ansızın) indiği zaman, uyarılıp-korkutulanların (ama çağrımıza uymayanların) sabahı ne kötü (ve ne fecidir).
-
37:178
وَتَوَلَّ عَنْهُمْ حَتّٰى ح۪ينٍۙ
(Artık) Sen bir süreye kadar onlardan yüz çevir.
-
37:179
وَاَبْصِرْ فَسَوْفَ يُبْصِرُونَ
(Bundan böyle) Seyret (ve bekle ki, İlahi gazap ve tufanı) yakında göreceklerdir.
-
37:180
سُبْحَانَ رَبِّكَ رَبِّ الْعِزَّةِ عَمَّا يَصِفُونَۚ
Üstünlük ve sonsuz Güç (izzet) sahibi olan Senin Rabbin, onların nitelendirdiklerinden (her türlü acizlikten ve va’adinden dönmekten elbette) Yücedir.
-
37:181
وَسَلَامٌ عَلَى الْمُرْسَل۪ينَۚ
Gönderilmiş (bütün peygamber)lere (ve Hakk elçilere) selam olsun.
-
37:182
وَالْحَمْدُ لِلّٰهِ رَبِّ الْعَالَم۪ينَ
Ve âlemlerin Rabbi olan Allah'a hamd olsun (ki her türlü hürmet, övgü ve teşekkür O’na mahsustur).