-
31:29
اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُولِجُ الَّيْلَ فِي النَّهَارِ وَيُولِجُ النَّهَارَ فِي الَّيْلِ وَسَخَّرَ الشَّمْسَ وَالْقَمَرَۘ كُلٌّ يَجْر۪ٓي اِلٰٓى اَجَلٍ مُسَمًّى وَاَنَّ اللّٰهَ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ
Görmüyor (ve anlamıyor) musun ki, gerçekten Allah geceyi gündüze bağlayıp-katmakta, gündüzü de geceye bağlayıp-katmaktadır. (Galaksileri ve Güneş sistemini böyle mükemmel ayarlamıştır.) Güneş ile Ay’ı (size) musahhar (yaşamınıza ve yararlarınıza uygun) kılmıştır. Her biri, adı konulmuş bir süreye kadar (kendi yörüngelerinde) akıp gitmektedir ve Allah, (bütün) yaptıklarınızdan Habir’dir (ayrıntılarıyla bilmektedir).
-
31:30
ذٰلِكَ بِاَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْحَقُّ وَاَنَّ مَا يَدْعُونَ مِنْ دُونِهِ الْبَاطِلُۙ وَاَنَّ اللّٰهَ هُوَ الْعَلِيُّ الْكَب۪يرُ۟
İşte böyle; kesinlikle Allah, O Hakk olandır ve şüphesiz (gafil ve kâfir insanların) O'nun dışında taptıkları (tanrılar) ise bâtıldır. Gerçekten Allah, Aliy’dir, Kebiyr’dir. (Yücelik ve büyüklük sahibidir.)
-
31:31
اَلَمْ تَرَ اَنَّ الْفُلْكَ تَجْر۪ي فِي الْبَحْرِ بِنِعْمَتِ اللّٰهِ لِيُرِيَكُمْ مِنْ اٰيَاتِه۪ۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَاٰيَاتٍ لِكُلِّ صَبَّارٍ شَكُورٍ
Görmüyor (ve anlamıyor) musun ki, size ayetlerinden (bazılarını) göstermesi için, (yüz binlerce ton yük taşıyan) gemiler Allah'ın nimetiyle (ve kudretiyle) denizde akıp gitmektedir! Hiç şüphesiz bunlar, çok sabreden, çok şükreden (kimseler) için gerçekten ayetler ve ibretler içermektedir.
-
31:32
وَاِذَا غَشِيَهُمْ مَوْجٌ كَالظُّلَلِ دَعَوُا اللّٰهَ مُخْلِص۪ينَ لَهُ الدّ۪ينَۚ فَلَمَّا نَجّٰيهُمْ اِلَى الْبَرِّ فَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌۜ وَمَا يَجْحَدُ بِاٰيَاتِنَٓا اِلَّا كُلُّ خَتَّارٍ كَفُورٍ
Onları (deniz yolculuğunda) kara bulutlar gibi dalgalar sarıverdiği (ve batma tehlikesi belirdiği) zaman, dini yalnızca O'na has kılarak ve gönülden bağlılar olarak Allah'a yalvarıp yakarırlar (dua ederler). Ama vaktâki onları karaya çıkarıp-kurtarınca da, artık onlardan bir kısmı orta yolu tutup (istikamet üzere gitmekte, pek çokları da sapıtıvermektedir). Zaten Bizim ayetlerimizi gaddar ve nankör olandan başkası inkâr etmeyecektir.
-
31:33
يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْ وَاخْشَوْا يَوْمًا لَا يَجْز۪ي وَالِدٌ عَنْ وَلَدِه۪ۘ وَلَا مَوْلُودٌ هُوَ جَازٍ عَنْ وَالِدِه۪ شَيْـًٔاۜ اِنَّ وَعْدَ اللّٰهِ حَقٌّ فَلَا تَغُرَّنَّكُمُ الْحَيٰوةُ الدُّنْيَا۠ وَلَا يَغُرَّنَّكُمْ بِاللّٰهِ الْغَرُورُ
Ey insanlar, Rabbinizden korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakının ve öyle bir günün azabından çekinip-hazırlanın ki, (o gün hiç)bir baba, çocuğu(nu cehennemden çıkarmak) için bir karşılık veremez (bir bedel ödeyemez) ve (hiç)bir çocuk da babası(nı kurtarmak) için bir şeyi verebilecek (durumda) değildir. Şüphesiz Allah'ın va'adi Hakk’tır. Artık dünya hayatı sizi gururlandırıp kandırmasın ve (iblis gibi kendilerine; ermiş, bilmiş, seçilmiş havası veren) aldatıcı(lar) da sizi Allah ile (hıyanet ve rezaletlerinize dini fetvalar üretmekle) aldatmasın (diye uyanık olmalıdır).
-
31:34
اِنَّ اللّٰهَ عِنْدَهُ عِلْمُ السَّاعَةِۚ وَيُنَزِّلُ الْغَيْثَۚ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْاَرْحَامِۜ وَمَا تَدْر۪ي نَفْسٌ مَاذَا تَكْسِبُ غَدًاۜ وَمَا تَدْر۪ي نَفْسٌ بِاَيِّ اَرْضٍ تَمُوتُۜ اِنَّ اللّٰهَ عَل۪يمٌ خَب۪يرٌ
Kıyamet saatinin bilgisi, şüphesiz Allah'ın katındadır. Yağmuru (nasıl) yağdıracağını ve rahimlerde olanı (bebeklerin ana karnında nasıl şekilleneceğini, hangi karakter ve kabiliyet özellikleriyle gelişeceğini) O bilir. (O’nun dışında) Hiç kimse yarın ne kazanacağını (nelerle karşılaşacağını) bilmez. (İnsanlardan) Hiç kimse hangi yerde (ve ne şekilde) öleceğini de bilmez. Hiç şüphesiz Allah (her şeyi hakkıyla) Bilendir, (her kişiden ve gelişmeden bütünüyle) Haberdardır.