-
29:15
فَاَنْجَيْنَاهُ وَاَصْحَابَ السَّف۪ينَةِ وَجَعَلْنَاهَٓا اٰيَةً لِلْعَالَم۪ينَ
Böylece Biz onu ve gemi(deki inançlı) arkadaşlarını kurtardık ve bunu âlemlere bir ayet (kendisinden ders çıkarılacak bir ibret) kılmış olduk (ki bu bir uyarı ve hatırlatmadır).
-
29:16
وَاِبْرٰه۪يمَ اِذْ قَالَ لِقَوْمِهِ اعْبُدُوا اللّٰهَ وَاتَّقُوهُۜ ذٰلِكُمْ خَيْرٌ لَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
Hani İbrahim de kavmine demişti ki: "(Sadece) Allah'a kulluk edin ve O'ndan (Allah’a itirazdan ve azabından) sakının, eğer bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır."
-
29:17
اِنَّمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ اَوْثَانًا وَتَخْلُقُونَ اِفْكًاۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ لَا يَمْلِكُونَ لَكُمْ رِزْقًا فَابْتَغُوا عِنْدَ اللّٰهِ الرِّزْقَ وَاعْبُدُوهُ وَاشْكُرُوا لَهُۜ اِلَيْهِ تُرْجَعُونَ
(Halbuki) “Siz ancak Allah’tan başka birtakım putlara tapıyor (ve bunu meşru ve mazur göstermek için ‘bunlar şefaatçilerimiz ve aracılarımızdır’ gibi) bir sürü yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye (ve her türlü ihtiyacınızı temin etmeye) güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah'ın katında (meşru, doğru ve doğal metotlarla) arayın, sadece O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz O'na döndürüleceksiniz.” (Bunu asla unutmayın.)
-
29:18
وَاِنْ تُكَذِّبُوا فَقَدْ كَذَّبَ اُمَمٌ مِنْ قَبْلِكُمْۜ وَمَا عَلَى الرَّسُولِ اِلَّا الْبَلَاغُ الْمُب۪ينُ
“Yok eğer (Hakkı ve uyarılarımızı) yalanlarsanız, sizden önceki ümmetler de (elçilerin çağrısını) yalanlamış (ve belalarını bulmuş)lardı. Elçiye düşen ise, sadece açık bir tebliğdir.” (İman edip etmediğiniz ondan sorulmayacaktır.)
-
29:19
اَوَلَمْ يَرَوْا كَيْفَ يُبْدِئُ اللّٰهُ الْخَلْقَ ثُمَّ يُع۪يدُهُۜ اِنَّ ذٰلِكَ عَلَى اللّٰهِ يَس۪يرٌ
Onlar (hâlâ fark edip) görmediler mi ki, Allah yaratmaya nasıl başlıyor, sonra onu iade ediyor? (Her an her şeyi en ince ayrıntısına kadar sürekli ve bizzat yaratıyor.) Şüphesiz bu Allah'a göre kolaydır.
-
29:20
قُلْ س۪يرُوا فِي الْاَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ بَدَاَ الْخَلْقَ ثُمَّ اللّٰهُ يُنْشِئُ النَّشْاَةَ الْاٰخِرَةَۜ اِنَّ اللّٰهَ عَلٰى كُلِّ شَيْءٍ قَد۪يرٌۚ
De ki: “Yeryüzünde gezip dolaşın (mükemmel tabiatın ve harika varlıkların nasıl oluştuklarına yoğunlaşın) da, böylelikle yaratmaya nasıl başladığına (dikkatle) bir bakıp (anlayın); sonra Allah ahiret yaratmasını (veya son yaratmayı) da (işte böyle) inşa edip yaratacaktır. Şüphesiz Allah, her şeye güç yetiren (Kâdir olandır).”
-
29:21
يُعَذِّبُ مَنْ يَشَٓاءُ وَيَرْحَمُ مَنْ يَشَٓاءُۚ وَاِلَيْهِ تُقْلَبُونَ
(Allah inkârcı ve isyancı kullarından) Dilediğini azaplandırır, (iman ve istikamet ehlinden) dilediğine de merhamet buyuracaktır. (Hepiniz sonunda) O'na çevrilip-götürüleceksiniz. (Öyle ise sığınılacak başka makam aramak akılsızca bir çabadır.)
-
29:22
وَمَٓا اَنْتُمْ بِمُعْجِز۪ينَ فِي الْاَرْضِ وَلَا فِي السَّمَٓاءِۘ وَمَا لَكُمْ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا نَص۪يرٍ۟
Siz ne yerde ve ne de gökte (Allah'ı asla) aciz bırakamazsınız. (Füzelerinize ve uzay gemilerinize güvenmeniz boşunadır.) Sizin Allah'ın dışında veliniz yoktur, yardım edeniniz de olmayacaktır.
-
29:23
وَالَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ وَلِقَٓائِه۪ٓ اُو۬لٰٓئِكَ يَئِسُوا مِنْ رَحْمَت۪ي وَاُو۬لٰٓئِكَ لَهُمْ عَذَابٌ اَل۪يمٌ
Allah’ın ayetlerini ve O’na kavuşmayı (hesaba ve huzura çıkmayı) inkâr edenler, işte onlar Benim rahmetimden ümitlerini kesenlerdir ve onlar için acıklı bir azap vardır.