396. Sayfa

20. Cüz

  • 29:7

    وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُكَفِّرَنَّ عَنْهُمْ سَيِّـَٔاتِهِمْ وَلَنَجْزِيَنَّهُمْ اَحْسَنَ الَّذ۪ي كَانُوا يَعْمَلُونَ

    Andolsun ki, inanıp hayırlı amel işleyen kimselerin kötülüklerini, Biz elbette örteriz ve onları yaptıklarının en güzeli ile mükâfatlandırıp karşılığını öderiz.

  • 29:8

    وَوَصَّيْنَا الْاِنْسَانَ بِوَالِدَيْهِ حُسْنًاۜ وَاِنْ جَاهَدَاكَ لِتُشْرِكَ ب۪ي مَا لَيْسَ لَكَ بِه۪ عِلْمٌ فَلَا تُطِعْهُمَاۜ اِلَيَّ مَرْجِعُكُمْ فَاُنَبِّئُكُمْ بِمَا كُنْتُمْ تَعْمَلُونَ

    Biz insana, anne ve babasına iyilik yapmasını tavsiye (emr)ettik. (Ama) Eğer (onlar), hakkında bilgin (ve doğruluğuna dair vicdani kanaatin) olmayan bir şeyi (körü körüne) Bana ortak koşman için seninle çekişip mücadele ederlerse, (bu durumda) artık kesinlikle onlara itaat etme. (Böyle ana-baba istemedi diye Allah’ın emrini terk etmek, şirktir! Çünkü onların hatırı Allah’ın rızasına tercih edilmiştir… Her halde) Dönüşünüz Banadır. Neler yaptıklarınızı Ben size haber vereceğim.

  • 29:9

    وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ لَنُدْخِلَنَّهُمْ فِي الصَّالِح۪ينَ

    İman edip salih ameller işleyenleri (Allah’a ve insanlara karşı görevlerini yerine getirenleri) ise; elbette onları salihlerin (iyilerin ve cennetliklerin) arasına katıp (ödüllendireceğim).

  • 29:10

    وَمِنَ النَّاسِ مَنْ يَقُولُ اٰمَنَّا بِاللّٰهِ فَاِذَٓا اُو۫ذِيَ فِي اللّٰهِ جَعَلَ فِتْنَةَ النَّاسِ كَعَذَابِ اللّٰهِۜ وَلَئِنْ جَٓاءَ نَصْرٌ مِنْ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ اِنَّا كُنَّا مَعَكُمْۜ اَوَلَيْسَ اللّٰهُ بِاَعْلَمَ بِمَا ف۪ي صُدُورِ الْعَالَم۪ينَ

    İnsanlardan öylesi vardır ki (sözde), “Allah'a iman ettik” demektedir; fakat Allah için (bir zahmet ve) eziyet gördüğü zaman (hemen şikâyetlenir), insanların (kendisine yönelttikleri işkence ve) fitnesini Allah'ın azabıymış gibi değerlendirir; ama yemin olsun ki, eğer Rabbinden (sadık ve mücahit mü’minlere) 'bir yardım ve zafer' gelirse, o zaman da hemen: “Biz gerçekten sizlerle birlikteydik (gizlice sizi desteklerdik)” diyecek (ve münafıklık edecek)lerdir. Oysa Allah, âlemlerin (her şeyin ve herkesin) sinelerinde (gönüllerinde) olanı daha iyi Bilen değil midir?

  • 29:11

    وَلَيَعْلَمَنَّ اللّٰهُ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَيَعْلَمَنَّ الْمُنَافِق۪ينَ

    (Kesinlikle) Allah iman edenleri de bilmektedir; münafıkları da (kimler olduklarını ve neler yaptıklarını) elbette bilmektedir (ve herkesin ayarını gösterecektir).

  • 29:12

    وَقَالَ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اتَّبِعُوا سَب۪يلَنَا وَلْنَحْمِلْ خَطَايَاكُمْۜ وَمَا هُمْ بِحَامِل۪ينَ مِنْ خَطَايَاهُمْ مِنْ شَيْءٍۜ اِنَّهُمْ لَكَاذِبُونَ

    İnkâr edenler, iman edenlere derler ki: “Siz bizim yolumuzu izleyin (eğer varsa günahlarınızı ve) hatalarınızı biz yüklenelim.” Oysa kendileri, onların hatalarından hiçbir şeyi yüklenecek değillerdir. Gerçekten onlar, elbette yalancı kimselerdir.

  • 29:13

    وَلَيَحْمِلُنَّ اَثْقَالَهُمْ وَاَثْقَالًا مَعَ اَثْقَالِهِمْۘ وَلَيُسْـَٔلُنَّ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ عَمَّا كَانُوا يَفْتَرُونَ۟

    Şüphesiz onlar, hem kendi yüklerini, hem kendi (günah) yükleriyle birlikte (sebep oldukları) başka (kötülük) yüklerini de yüklenecekler ve kıyamet günü, (din adına) düzüp uydurduklarından dolayı mutlaka sorguya çekileceklerdir.

  • 29:14

    وَلَقَدْ اَرْسَلْنَا نُوحًا اِلٰى قَوْمِه۪ فَلَبِثَ ف۪يهِمْ اَلْفَ سَنَةٍ اِلَّا خَمْس۪ينَ عَامًاۜ فَاَخَذَهُمُ الطُّوفَانُ وَهُمْ ظَالِمُونَ

    Andolsun, Biz Nuh’u kendi kavmine gönderdik, o da içlerinde elli yılı eksik olmak üzere bin sene geçirmişti. Sonunda onlar (inkâr ve) zulümlerine devam ederlerken tufan kendilerini yakalayıvermişti.