34. Sayfa

2. Cüz

  • 2:220

    فِي الدُّنْيَا وَالْاٰخِرَةِۜ وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْيَتَامٰىۜ قُلْ اِصْلَاحٌ لَهُمْ خَيْرٌۜ وَاِنْ تُخَالِطُوهُمْ فَاِخْوَانُكُمْۜ وَاللّٰهُ يَعْلَمُ الْمُفْسِدَ مِنَ الْمُصْلِحِۜ وَلَوْ شَٓاءَ اللّٰهُ لَاَعْنَتَكُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ عَز۪يزٌ حَك۪يمٌ

    Hem dünya, hem ahiret (konusunda dikkatli hareket etmeniz, infakta da dengeyi gözetmeniz gerekir). Ve Sana yetimleri sorarlar. De ki: "Onları ıslah etmek (ve topluma yararlı hale getirmek) hayırlı (bir görevdir). Eğer onları aranıza katarsanız (bu güzeldir ve şefkatli hareket edilmelidir), artık onlar sizin kardeşlerinizdir. Allah bozgunculuk (fesat) çıkaranı ıslah ediciden (ayırt edip) bilir. Eğer Allah dileseydi size de zorluk çıkarıp (aciz ve çaresiz bırakabilirdi). Şüphesiz Allah Güçlü ve Üstün olandır, Hüküm ve Hikmet sahibidir."

  • 2:221

    وَلَا تَنْكِحُوا الْمُشْرِكَاتِ حَتّٰى يُؤْمِنَّۜ وَلَاَمَةٌ مُؤْمِنَةٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكَةٍ وَلَوْ اَعْجَبَتْكُمْۚ وَلَا تُنْكِحُوا الْمُشْرِك۪ينَ حَتّٰى يُؤْمِنُواۜ وَلَعَبْدٌ مُؤْمِنٌ خَيْرٌ مِنْ مُشْرِكٍ وَلَوْ اَعْجَبَكُمْۜ اُو۬لٰٓئِكَ يَدْعُونَ اِلَى النَّارِۚ وَاللّٰهُ يَدْعُٓوا اِلَى الْجَنَّةِ وَالْمَغْفِرَةِ بِاِذْنِه۪ۚ وَيُبَيِّنُ اٰيَاتِه۪ لِلنَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَتَذَكَّرُونَ۟

    Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikâhlamayın; iman eden bir cariye (cahiliye toplumunda fakir ve hakir görülen kızlar ve kadınlar; güzelliği ve zenginliği), hoşunuza gitse bile müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikâhlamayın; iman eden bir köle, (düşük statüde görülen kesimden mü’min ve müstakim kimse; varlığı ve yakışıklılığı) hoşunuza gitse bile müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar, (şirk ve şekavet ehli odaklar sizi) ateşe çağırırlar, Allah ise Kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O (Allah), insanlara ayetlerini (böyle) açıklar. Umulur ki öğüt alıp-düşünürler.

  • 2:222

    وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ الْمَح۪يضِۜ قُلْ هُوَ اَذًىۙ فَاعْتَزِلُوا النِّسَٓاءَ فِي الْمَح۪يضِۙ وَلَا تَقْرَبُوهُنَّ حَتّٰى يَطْهُرْنَۚ فَاِذَا تَطَهَّرْنَ فَأْتُوهُنَّ مِنْ حَيْثُ اَمَرَكُمُ اللّٰهُۜ اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ التَّوَّاب۪ينَ وَيُحِبُّ الْمُتَطَهِّر۪ينَ

    Sana 'kadınların aybaşı halini' sorarlar. De ki: "O, bir rahatsızlık (eza)dır. (Fizyolojik ve psikolojik bir sıkıntıdır. Bu nedenle) Aybaşı halinde kadınlardan ayrılın ve temizlenmelerine kadar onlara (cinsel anlamda) yaklaşmayın. Temizlendiklerinde ise, Allah'ın size emrettiği yerden onlara varın. Şüphesiz Allah, (samimi ve sürekli olarak) çokça tevbe edenleri sever, (her yönden iyice) temizlenenleri de sever."

  • 2:223

    نِسَٓاؤُ۬كُمْ حَرْثٌ لَكُمْۖ فَأْتُوا حَرْثَكُمْ اَنّٰى شِئْتُمْۘ وَقَدِّمُوا لِاَنْفُسِكُمْۜ وَاتَّقُوا اللّٰهَ وَاعْلَمُٓوا اَنَّكُمْ مُلَاقُوهُۜ وَبَشِّرِ الْمُؤْمِن۪ينَ

    Kadınlarınız sizin tarlanızdır (onlar bebeklerinizin ve neslinizin analarıdır, huzur ve onurunuzun sigortalarıdır); tarlanıza (meşru yerden ve yöntemlerle, insani edep ve erdemle) dilediğiniz gibi varın. Kendiniz için (geleceğe hazırlık olarak güzel davranışlar) takdim etmeye (bakın). Allah'tan korkup (küfür, zulüm ve kötülükten) sakının ve bilin ki elbette O'na kavuşacaksınız. İman edenlere müjde ver (ki ahiret ve sonsuz saadet kendilerinindir).

  • 2:224

    وَلَا تَجْعَلُوا اللّٰهَ عُرْضَةً لِاَيْمَانِكُمْ اَنْ تَبَرُّوا وَتَتَّقُوا وَتُصْلِحُوا بَيْنَ النَّاسِۜ وَاللّٰهُ سَم۪يعٌ عَل۪يمٌ

    Bir de yeminlerinizi bahane ederek; iyilik yapmanıza, (kötülükten) sakınmanıza ve insanların arasını düzeltip bulmanıza Allah'ı engel kılmayın. (Hayırsız ve yararsız yeminlerinizi bozmanız lazımdır; iyilik yapmanıza, kötülüklerden sakınmanıza ve insanların arasını düzeltip, barışa katkıda bulunmanıza, Allah adına yaptığınız yeminler engel sayılmamalıdır.) Allah (her şeyi) İşitendir, (hakkıyla) Bilendir.