365. Sayfa

19. Cüz

  • 25:68

    وَالَّذ۪ينَ لَا يَدْعُونَ مَعَ اللّٰهِ اِلٰهًا اٰخَرَ وَلَا يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّت۪ي حَرَّمَ اللّٰهُ اِلَّا بِالْحَقِّ وَلَا يَزْنُونَۚ وَمَنْ يَفْعَلْ ذٰلِكَ يَلْقَ اَثَامًاۙ

    Ve (Rahman’ın sadık ve şuurlu kulları;) onlar Allah ile beraber, başka ilaha (hiçbir makama ve güç odağına asla) dua edip yalvarmaya (tenezzül ve tevessül etmeyenlerdir; savaş ve meşru müdafaa gibi) haklı bir sebep olmaksızın Allah'ın haram kıldığı (hiçbir) canı öldürmeyen ve (asla) zina etmeyen (hatta gözleriyle ve gönülleriyle bile bu çirkeften sakınıveren) kimselerdir. Çünkü her kim bunları yaparsa çok 'ağır bir ceza ile' karşılaşıverecektir.

  • 25:69

    يُضَاعَفْ لَهُ الْعَذَابُ يَوْمَ الْقِيٰمَةِ وَيَخْلُدْ ف۪يه۪ مُهَانًاۗ

    (Katillerin ve zina edenlerin) Kıyamet günü azabı kat kat ziyadeleşir. Orada zelil ve hakir olarak ebedi (cehenneme mahkûm edilir).

  • 25:70

    اِلَّا مَنْ تَابَ وَاٰمَنَ وَعَمِلَ عَمَلًا صَالِحًا فَاُو۬لٰٓئِكَ يُبَدِّلُ اللّٰهُ سَيِّـَٔاتِهِمْ حَسَنَاتٍۜ وَكَانَ اللّٰهُ غَفُورًا رَح۪يمًا

    Ancak, her kim (kesin ve samimi bir) tevbe (ile inkâr ve isyandan dönerse) ve (gerçekten) iman edip (Hakka ve hayra yönelirse) ve (İslam’a ve insanlığa yararlı) salih ameller işleyip davranışlarını düzeltirse; işte böylelerinin kötülüklerini, Allah iyiliklere çevirir. Allah çok Bağışlayandır, çok Esirgeyendir.

  • 25:71

    وَمَنْ تَابَ وَعَمِلَ صَالِحًا فَاِنَّهُ يَتُوبُ اِلَى اللّٰهِ مَتَابًا

    Kim tevbe eder ve amel-i salih işlerse, kesinlikle o, Allah-u Teâlâ’ya tevbesi makbul (olmuş ve O’nun rızasına kavuşmuş) olarak dönecektir.

  • 25:72

    وَالَّذ۪ينَ لَا يَشْهَدُونَ الزُّورَۙ وَاِذَا مَرُّوا بِاللَّغْوِ مَرُّوا كِرَامًا

    (Ve yine Rahman’ın makbul kulları) Onlar yalan yere şahitlik etmezler, (bildiklerini gizlemezler, ifadelerini eğip bükmezler.) Lağviyata (boş, yararsız ve hayâsız konuşmalara, tartışmalara, sataşmalara ve programlara) rastladıklarında ise vakarla (ve ağır başlılıkla) oradan uzaklaşarak geçip giderler. [Not: Onurlu ve şuurlu mü’minler, televizyon dizilerinde, internet sitelerinde, gazete ve dergilerde rastladıkları; İslam’la alay eden, ahlâkı dejenere eden, şehveti körükleyen yayınlar ve programları derhal değiştiren ve ilgili mercilere gerekli tepkiyi gösterenlerdir.]

  • 25:73

    وَالَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِّرُوا بِاٰيَاتِ رَبِّهِمْ لَمْ يَخِرُّوا عَلَيْهَا صُمًّا وَعُمْيَانًا

    Ve onlar, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatılıp anlatıldığında, bunlara karşı sağır ve kör (gibi ilgisiz ve isteksiz) davranmayan (hemen kendilerini toparlayıp Kur’an’ı anlamaya ve uygulamaya çalışan mü’min) kimselerdir.

  • 25:74

    وَالَّذ۪ينَ يَقُولُونَ رَبَّنَا هَبْ لَنَا مِنْ اَزْوَاجِنَا وَذُرِّيَّاتِنَا قُرَّةَ اَعْيُنٍ وَاجْعَلْنَا لِلْمُتَّق۪ينَ اِمَامًا

    Ve onlar: “Rabbimiz, eşlerimizden ve soyumuzdan bize, gözümüzün aydınlığı olacak (çocuklar) armağan et ve bizi takva sahiplerine önder kıl” (ki; şuurlu, onurlu ve huzurlu yaşanacak bir düzene ve döneme rehberlik yapalım) diyenlerdir. (Ve bu yönde çaba gösterenlerdir.)

  • 25:75

    اُو۬لٰٓئِكَ يُجْزَوْنَ الْغُرْفَةَ بِمَا صَبَرُوا وَيُلَقَّوْنَ ف۪يهَا تَحِيَّةً وَسَلَامًاۙ

    İşte bunlar (var ya; ibadet, istikamet ve dini hizmet üzerinde) sabretmelerine karşılık, (cennetin en gözde konaklarındaki) makamlarla ödüllendirilecek ve orada esenlik dileği ve selamla karşılanıp (sevindirilecek ve şereflendirileceklerdir).

  • 25:76

    خَالِد۪ينَ ف۪يهَاۜ حَسُنَتْ مُسْتَقَرًّا وَمُقَامًا

    Orada ebedi kalıcılar olarak (sonsuz saadete erişeceklerdir); o, ne güzel bir karargâh ve ne güzel bir konaklama yeridir.

  • 25:77

    قُلْ مَا يَعْبَؤُ۬ا بِكُمْ رَبّ۪ي لَوْلَا دُعَٓاؤُ۬كُمْۚ فَقَدْ كَذَّبْتُمْ فَسَوْفَ يَكُونُ لِزَامًا

    (Ey Resulüm!) De ki: “Eğer sizin duanız (davanız, takvanız) olmasaydı, Rabbim size ne diye değer versindi? Fakat siz (mademki) kesin şekilde yalanladınız (Kur’an’ın her hükmünün gerekli ve geçerli olmadığını söylediniz); artık (bunun cezası da mutlaka lazımdır ve azabı da) kaçınılmaz olacaktır (ve elbette çekilecektir).”