-
23:105
(Onlara:) “Ayetlerim size okunurken (İslam’a ve Kur’an’a davet olunurken bunları ciddiye almayıp), yalanlayanlar sizler olmamış mıydınız?" (diye sorulacaktır).
-
23:106
(Onlar da:) “Rabbimiz, şirk ve şekavetimiz (azgın isteklerimiz) bize galip gelerek alt etti (nefsani ve şeytani dürtülerimiz küfür ve kötülüğe sevketti), biz böylece (Hakk’tan) sapan bir kavim olup gittik” (itirafında bulunacaklardır).
-
23:107
"Rabbimiz, bizi (ateşin) içinden çıkar (ve bir kere daha imtihan için dünyaya yolla), eğer yine (inkâra ve isyana) dönersek, artık gerçekten zalim kimseler oluruz (ki o zaman istediğin azabı yap!" diye bağrışacaklardır).
-
23:108
(Cenab-ı Hakk bunlara:) "Onun içine (cehenneme girip) sinin, ve alçalmış olarak susuverin ve Benimle söyleşmeyin" diye (buyurup azarlayacaktır).
-
23:109
Çünkü gerçekten Benim kullarımdan bir fırka (inançlı ve şuurlu bir hizip, parti veya ekip): “Rabbimiz, (biz Sana, Resulüllah’a ve Kur’an ahkâmına) iman ettik (ve İslam yolunda Hakk hâkim olsun diye gayret göstermekteyiz, Allah’ım) Sen artık bizi bağışla (başarıya ulaştır) ve bize merhamet buyur, (zira) Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın” deyip (yalvarırlardı, sizi de Hakka ve hayra çağırırlardı).
-
23:110
(Ama) "Siz onları alay konusu edinmiştiniz (Hakka ve hayra çağıran mü’minleri terk edip, küçümseyip; zalimlerin ve hain kesimlerin peşine gitmiştiniz); öyle ki, (düşüncesiz ve dengesiz tarafgirliğiniz) size Benim Zikrimi (Kur’ani hüküm ve haberlerimi) unutturmuştu ve siz onlara (Hakk yolda sağlam duranlara) gülüp duruyordunuz" (diye hatırlatılacaktır).
-
23:111
(İşte) "Bugün Ben de, gerçekten onların (Hakk’ta sabit ve mücahit kullarımın) sabretmelerinin karşılığını (ebedi cennet ve saadet olarak) verdim. Şüphesiz onlar, 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenlerdir" (buyrulacaktır).
-
23:112
(Allah, inkârcı ve isyancı takımına buyuracak veya görevli bir melekle sorduracak:) “Yıl sayısı olarak yeryüzünde ne kadar kaldınız? (Zevkinize dalıp cehennemi boylamanıza değdi mi?)”
-
23:113
Onlar ise: “(Herhalde) Bir gün ya da bir günün birazı kadar kaldık (tam bilmiyoruz), sayanlara sor” diyeceklerdir.
-
23:114
(Kendilerine) Denilecek ki: “Yalnızca az (bir zaman) kaldınız, ah keşke, gerçekten bir bilseydiniz!?”
-
23:115
(Cenab-ı Hakk buyuracak:) “Bizim sizi (abes cinsinden gereksiz ve hedefsiz) boş bir amaç uğruna halk edip (dünyaya gönderdiğimizi) ve gerçekten Bize döndürülüp getirilmeyeceğinizi mi zannetmiştiniz?”
-
23:116
Hakk (ve mutlak) Melik olan Allah (böyle hikmetsiz ve gayesiz işlerden münezzehtir) pek Yücedir, O'ndan başka ilah yoktur; Kerim olan Arş'ın Rabbidir.
-
23:117
Her kim Allah ile birlikte başka bir ilaha dua edip yalvarırsa (yani: “Biz de Müslümanız, Allah’a inanmışız ama, filan kişi ve kesimlerin gücünü ve kudretini de kabul etmek ve onların himayesine girmek lazım” diyerek, bazı şahısları veya güç odaklarını tanrılaştırıp tapınırsa) ki -bunu (haklı gösterecek) hiçbir bürhanı (ve bahanesi) geçerli değildir- o kimsenin hesabı (sorgulanıp cezalandırılması) ancak Rabbinin indindedir. Şurası muhakkak ki (gizli veya açık) inkâr edenler asla iflah olup (başarıya erişemeyeceklerdir).
-
23:118
Ve (ey Nebim, Sen ve ümmetin devamlı dua edip) de(yin) ki: “Rabbim, (bizi) bağışla ve merhamet et, Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın.” (Çünkü dua eden, mahrum edilmeyecektir.)