-
23:75
وَلَوْ رَحِمْنَاهُمْ وَكَشَفْنَا مَا بِهِمْ مِنْ ضُرٍّ لَلَجُّوا ف۪ي طُغْيَانِهِمْ يَعْمَهُونَ
Şayet Biz, onlara merhamet eder ve onlara dokunan zararı(n sebeplerini kaldırıp) gidersek (bile, yine dönüp eski) taşkınlıkları içinde şaşkınca dolaşmalarını sürdüreceklerdir.
-
23:76
وَلَقَدْ اَخَذْنَاهُمْ بِالْعَذَابِ فَمَا اسْتَكَانُوا لِرَبِّهِمْ وَمَا يَتَضَرَّعُونَ
Andolsun Biz onları (küfür ve kötülükten dönsünler diye kaç kere) azapla yakalayıverdik; fakat yine de Rablerine boyun eğmediler-eğmeyeceklerdir ve yalvarıp yakarıp (yola gelmemişlerdir, gelmeyeceklerdir.)
-
23:77
حَتّٰٓى اِذَا فَتَحْنَا عَلَيْهِمْ بَابًا ذَا عَذَابٍ شَد۪يدٍ اِذَا هُمْ ف۪يهِ مُبْلِسُونَ۟
Hatta ki üzerlerine şiddetli azap kapılarını açtığımız vakit, onlar bunun içinde şaşkına dönüp bütün umutlarını kaybetmiş (vaziyette helak edileceklerdir).
-
23:78
وَهُوَ الَّذ۪ٓي اَنْشَاَ لَكُمُ السَّمْعَ وَالْاَبْصَارَ وَالْاَفْـِٔدَةَۜ قَل۪يلًا مَا تَشْكُرُونَ
O (Allah) sizin için kulakları, gözleri ve gönülleri (düşünme ve değerlendirme yetileri yaratıp) inşa edendir; ne (kadar) az şükür (teşekkür ve tefekkür) yapmaktasınız. (Sürekli gaflete ve nankörlüğe kaymaktasınız.)
-
23:79
وَهُوَ الَّذ۪ي ذَرَاَكُمْ فِي الْاَرْضِ وَاِلَيْهِ تُحْشَرُونَ
O sizi yeryüzünde yaratıp-türetendir ve hepiniz yalnızca O'na (döndürülüp) toplanacaksınız.
-
23:80
وَهُوَ الَّذ۪ي يُحْي۪ وَيُم۪يتُ وَلَهُ اخْتِلَافُ الَّيْلِ وَالنَّهَارِۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ
O (Allah) hayat veren ve öldürendir; gece ile gündüzün sürekli değişip (art arda gelişi) de O'nun (düzeni)dir. Yine de aklınızı kullanmayacak mısınız?
-
23:81
بَلْ قَالُوا مِثْلَ مَا قَالَ الْاَوَّلُونَ
Hayır; onlar geçmişteki (cahil ve gafil kavimlerin) söylediklerinin benzerini (şöyle) söylemektedirler:
-
23:82
قَالُٓوا ءَاِذَا مِتْنَا وَكُنَّا تُرَابًا وَعِظَامًا ءَاِنَّا لَمَبْعُوثُونَ
"Öldüğümüz, bir toprak ve bir kemik (yığını) olduğumuz zaman (hesaba çekilmek üzere), gerçekten biz (yeniden) mi diriltilecekmişiz?" diye (alay etmektedirler).
-
23:83
لَقَدْ وُعِدْنَا نَحْنُ وَاٰبَٓاؤُ۬نَا هٰذَا مِنْ قَبْلُ اِنْ هٰذَٓا اِلَّٓا اَسَاط۪يرُ الْاَوَّل۪ينَ
"Andolsun ki, bu tür tehditler, (elçiler tarafından) bize ve bizden önceki atalarımıza da yapılmıştı; ama bu, geçmişlerin uydurma masallarından başka bir şey değildir" (şeklinde inkâra yönelmektedirler).
-
23:84
قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
(Onlara) De ki: “Eğer biliyorsanız (söyleyin:) Yeryüzü ve onun içinde olanlar kimindir?”
-
23:85
سَيَقُولُونَ لِلّٰهِۜ قُلْ اَفَلَا تَذَكَّرُونَ
“Allah'ındır” diyecekler. De ki: “(Madem öyle) Yine de öğüt alıp düşünmeyecek misiniz?”
-
23:86
قُلْ مَنْ رَبُّ السَّمٰوَاتِ السَّبْعِ وَرَبُّ الْعَرْشِ الْعَظ۪يمِ
De ki: “Yedi göğün Rabbi ve büyük Arş'ın Rabbi kimdir?”
-
23:87
سَيَقُولُونَ لِلّٰهِۜ قُلْ اَفَلَا تَتَّقُونَ
(Onlar; bunların hepsi) “Allah'ındır” diyecekler. De ki: “O halde yine de (Allah’tan korkarak, küfür ve kötülükten) sakınıp çekinmeyecek misiniz?”
-
23:88
قُلْ مَنْ بِيَدِه۪ مَلَكُوتُ كُلِّ شَيْءٍ وَهُوَ يُج۪يرُ وَلَا يُجَارُ عَلَيْهِ اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ
De ki: “Eğer biliyorsanız (söyleyin:) Her şeyin melekûtu (mülk ve yönetimi) kimin elindedir? Ki O, koruyup kolluyorken Kendisi korunmaya (ihtiyaç duymayan kimdir)?”
-
23:89
سَيَقُولُونَ لِلّٰهِۜ قُلْ فَاَنّٰى تُسْحَرُونَ
(Onlar) “Kesinlikle Allah'tır” diyecekler. De ki: “Öyleyse nasıl oluyor da böyle büyülenmiş (gibi Hakk’tan ve hayırdan yüz çevirmektesiniz?)”