-
21:58
فَجَعَلَهُمْ جُذَاذًا اِلَّا كَب۪يرًا لَهُمْ لَعَلَّهُمْ اِلَيْهِ يَرْجِعُونَ
Ardından o (Hz. İbrahim), sadece büyükleri hariç olmak üzere onları (bütün putlarını balyozla) paramparça etti; (kendisine yönlendirmek ve cehaletlerini göstermek üzere) belki müracaat edip ona başvururlar diye (büyüklerine ilişmedi).
-
21:59
قَالُوا مَنْ فَعَلَ هٰذَا بِاٰلِهَتِنَٓا اِنَّهُ لَمِنَ الظَّالِم۪ينَ
(Müşrikler gelip bu durumu görünce) “Bunu tanrılarımıza kim ve nasıl yaptı? Mutlaka o bize zulüm (ve hakaret) edenlerden birisidir” diye (kuduruvermişlerdi.)
-
21:60
قَالُوا سَمِعْنَا فَتًى يَذْكُرُهُمْ يُقَالُ لَهُٓ اِبْرٰه۪يمُۜ
(İçlerinden birileri) “Kendisine İbrahim denilen bir gencin bunları diline doladığını işittik (herhalde onun işidir)” demişlerdi.
-
21:61
قَالُوا فَأْتُوا بِه۪ عَلٰٓى اَعْيُنِ النَّاسِ لَعَلَّهُمْ يَشْهَدُونَ
(Hiddetlenip) Dediler ki: “Öyleyse, onu (İbrahim’i tutup) insanların gözü önüne (meydan yerine) getirin ki, ona (nasıl bir ceza vereceğimize) şahit olup görsünler.”
-
21:62
قَالُٓوا ءَاَنْتَ فَعَلْتَ هٰذَا بِاٰلِهَتِنَا يَٓا اِبْرٰه۪يمُۜ
(Sonunda onu bulup getirdiler ve) Dediler ki: “Ey İbrahim, bunu ilahlarımıza sen mi yaptın?”
-
21:63
قَالَ بَلْ فَعَلَهُۗ كَب۪يرُهُمْ هٰذَا فَسْـَٔلُوهُمْ اِنْ كَانُوا يَنْطِقُونَ
(İbrahim) “Hayır” dedi. (Büyük putu göstererek) “Belki bu yapmıştır, (baksanıza) bu onların en kalıplısıdır; eğer konuşabiliyorsa ona sorun (yanıtlasın).”
-
21:64
فَرَجَعُٓوا اِلٰٓى اَنْفُسِهِمْ فَقَالُٓوا اِنَّكُمْ اَنْتُمُ الظَّالِمُونَۙ
(Hz. İbrahim, cansız ve kendilerini korumaktan bile aciz putlara tapınmanın ahmaklık olduğunu hatırlatınca) Bunun üzerine (kavmi bir anlık) kendi vicdanlarına (nefislerinin ön yargısız manevi tartılarına) başvurdular da; “Gerçek şu ki, zalim olanlar (asıl) sizlersiniz (bizleriz)” diyerek (kafaları dank etmeye başlamıştı).
-
21:65
ثُمَّ نُكِسُوا عَلٰى رُؤُ۫سِهِمْۚ لَقَدْ عَلِمْتَ مَا هٰٓؤُ۬لَٓاءِ يَنْطِقُونَ
Sonra, yine (iblisin ve nefislerinin teşvikiyle tekrar) tepeleri üstüne (eski bâtıl inanç ve iddialarına) geri döndüler (ve dediler ki): “Andolsun, bunların konuşamayacaklarını sen de bilirsin. (Ey İbrahim, dalga geçmenin sırası mı?)”
-
21:66
قَالَ اَفَتَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِ مَا لَا يَنْفَعُكُمْ شَيْـًٔا وَلَا يَضُرُّكُمْۜ
(Hz. İbrahim) Dedi ki: “O halde, Allah'ı bırakıp da, (bunlar gibi) sizlere yararı olmayan ve zararı dokunmayan şeylere mi tapıyorsunuz?”
-
21:67
اُفٍّ لَكُمْ وَلِمَا تَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللّٰهِۜ اَفَلَا تَعْقِلُونَ
“Yuh olsun size ve Allah'tan başka ibadet ettiğiniz (putlara ve tağutlara)! Siz hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?”
-
21:68
قَالُوا حَرِّقُوهُ وَانْصُرُٓوا اٰلِهَتَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ فَاعِل۪ينَ
(Kâfirler hiddetlenip) Dediler ki: “Eğer (bir şey) yapacaksanız (ve İbrahim’den intikam alacaksanız), onu (yakalayıp) yakın ve ilahlarınıza yardımda bulunun (da öçlerini alın!)” (Âleme de ibret olsun diyerek korkunç bir ateş hazırlayıp, Hz. İbrahim’i içine mancınıkla fırlatmışlardı.)
-
21:69
قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ
(Biz ise) “Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve selamet ol!” buyurmuş (ve İbrahim’i kurtarmıştık. Çılgın ateş yığınlarını, ferahlatıcı havuz başlarına çevirip, zalimlerin tuzaklarını boşa çıkarmıştık.)
-
21:70
وَاَرَادُوا بِه۪ كَيْدًا فَجَعَلْنَاهُمُ الْاَخْسَر۪ينَۚ
Böylece ona bir düzen (tuzak) kurmak istediler, fakat Biz onları daha çok hüsrana uğrayanlar kıldık.
-
21:71
وَنَجَّيْنَاهُ وَلُوطًا اِلَى الْاَرْضِ الَّت۪ي بَارَكْنَا ف۪يهَا لِلْعَالَم۪ينَ
(Sonunda İbrahim’i) Onu ve Lut'u kurtarıp içinde, âlemler (insanlık) için bereketler kıldığımız yere (ülkeye-Filistin’e) ulaştırdık.
-
21:72
وَوَهَبْنَا لَهُٓ اِسْحٰقَۜ وَيَعْقُوبَ نَافِلَةًۜ وَكُلًّا جَعَلْنَا صَالِح۪ينَ
Ona İshak'ı armağan ettik, üstüne de (hibe ve hediye olarak) Yakub’u (verdik); her birini salihlerden kıldık.